Üniversiteye giriþ sistemi açýklandýktan sonra sosyal medyada, soru yapýsýna dönük olarak çokça eleþtiri okudum.. Bu eleþtirilerin en baþýnda ise birinci basamak sýnavýnda din kültürü ve ahlâk bilgisi sorularýnýn yer almayýþý geliyordu… Düþünsenize YÖK Baþkaný’na yöneltilen eleþtiri, ‘din kültürü’ dersine hak ettiði deðeri vermemek.. Akýl alýr gibi deðil.. Hadis Alimi Mehmet Emin Saraç’ýn kendi imam hatipli, çocuklarý imam hatipli oðlu Prof. Dr. Yekta Saraç, din dersini deðersizleþtirecek bir adým mý attý?.. Konuyu asýl muhatabýna, Prof. Dr. Yekta Saraç’a, tam bu ifadeleri sordum,“Siz din dersine hak ettiði kýymeti vermiyor musunuz?.. Ne oldu da din sorularý, üniversiteye giriþ sýnavýndan çýkarýldý” dedim..
“Bu bir konsept deðiþikliðidir”
YÖK Baþkaný Prof. Dr. Yekta Saraç’a da ulaþmýþtý bu eleþtiriler. “Artýk yeni bir dönem baþlýyor” dedi ve ekledi; “Dünyada üniversiteye giriþte bilginin ölçüldüðü sýnav tipleri tarihe karýþýyor... Dünyanýn en iyi üniversiteleri SAT benzeri sýnav içeriðiyle öðrenci kabul ediyor artýk. Yani bilginin deðil, yeterliliðin ölçüldüðü sýnavlar..” SAT örneði önemli.. Özellikle Türkiye’den Amerika’daki okullara müracaat eden gençler, bizdeki sýnav mantýðý ile SAT arasýndaki farký çok çok iyi bilecektir.. SAT’da, okuma, yazma ve temel matematik vardýr sadece.. Ýkinci aþama ise farklý.. Onda yakýn zamanýn bilgisi istenir.. “Yakýn zaman” vurgusunu özellikle yaptým. Çünkü YÖK Baþkaný da ayný konudan dertli.. Bugüne kadar üniversiteye geçiþ sýnavlarýnda, 6-7 sene evveline ait bilgiler soruluyordu.. Ortaokul bilgileri.. YÖK Baþkaný diyor ki; “Biz üniversiteye gidecek olan öðrencileri, liseden üniversiteye taþýyoruz.. Onlarý ortaokuldan liseye geçirecek olan bilgiden, zaten vaktiyle sorumlu olmuþlar ve bildikleri varsayýlarak ortaokuldan mezun edilmiþler…” Bu çok kritik bir deðerlendirme.. Bugüne kadar üzerinde durulmayan ama çok önemli bir detay.. Milli Eðitim Bakanlýðý, kendi kriterlerine göre bir çocuðu ilkokuldan ortaokula, ortaokuldan da liseye geçirmiþ.. Þimdi üniversiteye kabul ederken, sanki Milli Eðitim’in kriterlerine güvenmiyormuþ gibi, yeniden ortaokul sorularýný neden soruyoruz ki çocuklara?..
“Sýnavda çýkacak mý?”
Soru kalýplarýnda yapýlan radikal deðiþikliði sordum YÖK Baþkaný Saraç’a.. Önceki dönemde, bilginin ölçüldüðü tipteki sýnavlarda öðrencinin, çýkacak sorulara konsantre olduðu bir sýnav atmosferine girdiðini anlattý.. YÖK Baþkaný’nýn deðerlendirmesine göre, çocuklar lisenin son iki senesinde, tamamen; “sýnavda çýkacak mý?” sorusuna kilitleniyor böylece tam da kaçmaya çalýþtýðýmýz ezberciliðin ortasýnda buluyordu kendini.. Bu kriteri hepimiz biliyoruz. Dershanelere, özel öðretmenlere ihtiyaç duyduðumuz sistemin esasý bu deðil miydi?.. Buna göre kurgulanmýþtý sistem.. Oysa þimdiden sonra sýnavda; okuma, okuduðunu anlatma ve hayatýn temel parametreleri içinde karþýmýza çýkacak olan matematik muhakemesi göreceðiz..Buna Prof. Dr. Yekta Saraç; “Sözel ve sayýsal okur-yazarlýk” diyor.. Hani þu çok ünlü; “Bu bilgi bana hayatta ne zaman lâzým olacak?..” sorusu var ya.. Ýþte þimdi, hayatta bize lâzým olanlardan sorumlu olacak çocuklar..
“Din dersi deðersizleþti mi?”
Bütün bu yeni konsept çerçevesinde sadece din dersi deðil.. Bilgi isteyen hiçbir dersten soru çýkmayacak.. Ama ikinci aþama sýnavýnda, sayýsý arttýrýlmýþ din testi olacak elbette.. Ama daha da önemlisi, zaten bu sýnava girebilmek ya da daha doðrusu üniversiteye gidebilmek için, bitirmek zorunda olduðu bütün sýnýflarda, sorumlu deðil mi öðrenciler bu konulardan?.. Lise müfredatýndaki etkisinde hiçbir oynama yok. Çok çok daha ilginç baþka bir detay vereyim size.. Toplam 500 sorudaki din sorusu etkisi ile lise müfredatýnda sýnýf geçmeye olan etkisini karþýlaþtýrdýðýnýzda, lisenin daha önemli olduðunu göreceksiniz..
“Roman okuyan çocuklar”
YÖK Baþkaný büyük bir heyecanla, yeni sistemi anlatýrken, roman okuyan, hikaye okuyan çocuklarýn kelime haznesindeki zenginleþme, okuduðunu anlamaya dönük yeterliliðini arttýracaðýný, bunun da sýnava olumlu yansýyacaðýný söylüyor.. ‘Dev bir transatlantik’ olarak tanýmladýðý yüksek öðretime geçiþ sistemimiz için,“Kayalýklara doðru gidiyordu, son anda rotayý çevirdik” diyor Yekta Saraç.. Tüm tartýþmalarýn gölgesinde kalan önemli detaylar bunlar..