Yeni Suriye’de PKK olamaz

Suriye meselesinin ‘Kürtlere endeksli’ deðerlendirilmesi ne kadar yanlýþsa, son geliþmelerin ‘Kürt korkusu, Kürt fobisi’ gibi yorumlarla ele alýnmasý da o kadar yanlýþtýr. Kürtler, Suriye nüfusunun yaklaþýk yüzde 10’unu oluþturuyor ve denklemdeki birçok aktörden sadece birisi... Suriye’de baþýndan bu yana Esad’ý destekleyen ve Esad’a karþý olan güçler arasýnda amansýz bir mücadele sürüyor ve uzun süre Kürtler bu denklemin içinde belirgin bir kolektif tutum takýnamadýlar. Suriye Kürt Ulusal Konseyi ile SUK arasýnda bile son günlerde iliþki geliþmeye baþladý. PYD ise ilk günden beri ikircikli politika izliyor, Esad’ýn gölgesinde kalarak fýrsat kolluyor. Bu yüzden SUK ve Hür Suriye Ordusu, PYD’nin asli aktör gibi racon kesmesinden rahatsýzlýk duyuyor. PKK gibi bir terör örgütünün burada konuþlanma gayretleri, hem Suriye Kürtlerini, hem de Sünni Araplar olmak üzere diðer gruplarý tedirgin edecektir. Kürtlere en fazla zulmeden Esad rejiminin dolaylý desteðiyle geliþen PYD þimdi yeni dönemin kurucu unsuru gibi davranýyor, üstüne üstlük Suriye’nin geleceðine katký yapmak bir yana belli bir bölgenin kaderine karar verecek siyasi aktör gibi caka satýyor.

***

Suriye konusunda hükümetin korku ve paranoya ile hareket etmediði, Suriye’nin geleceðine hükmetme arzusu taþýmadýðý çok açýk. Baþbakan Erdoðan’ýn temel tezi, Suriye’de özgür seçimlerin olmasý ve halkýn vereceði karara herkesin saygý duymasýdýr. Suriye Kürtlerinin haklarýný elde etmesi için Esad’a dostane tavsiyelerde bulunan Erdoðan’ý bugün Kürtlerin hasmý gibi konumlandýrmak hakkaniyetle hiç baðdaþmaz. Suriye Ulusal Konseyi’ni birinci derece destekleyen ülke Türkiye’dir ve bu konseyin baþýndaki isim Kürt’tür. Bizim söylediðimiz þudur: Kürtler hasým olarak konumlandýrýlamaz, Kürtlerin haklarýna kavuþmasý bir sorun olarak takdim edilemez; Türkiye için sorun, terör örgütü PKK’nýn bu bölgede konuþlanmasý ve Türkiye’yi tehdit edecek eylemlerin içine girmesidir. Suriye’nin bölünmesi ve istikrarsýz bir yapý arz etmesi, Türkiye için riskler üretir ve buna karþý da Türkiye’nin siyasi ve diplomatik çabalar içine girmesi doðaldýr. Geçen günkü yazýmda da açýk þekilde bunu vurgulamýþtým. Maalesef bazý yazarlar bizim söylediklerimiz üzerinden deðil, kendi anladýklarý yorumlardan kalkarak ‘haddi aþtýðýmýzý’ vurguladýlar. Sanýrsýnýz ki Hadleri Belirleme ve Ayarlama Enstitüsü bu zevat...

Türkiye, birlik ve bütünlük içinde geliþen demokratik bir Suriye’den yanadýr. Federatif veya bölünmüþ bir Suriye oluþmasýný bölgenin istikrarý açýsýndan riskli görür. Bu temennisinin hayata geçmesi için de her ülke gibi elbette gayret gösterir. Ama bu gayret, Suriye halkýnýn iradesine ipotek koymak veya askeri güçle yeni Suriye’yi dizayn etmek anlamýný taþýmaz. Özerk bölgelere ayrýlmýþ bir Suriye senaryosu aslýnda Ýsrail, Ýran ve Rusya’yý çok da rahatsýz etmeyebilir. Sünni Araplarýn nüfuzu altýnda olacak bir demokratik Suriye yönetimi görmek yerine manipüle edecekleri daha zayýf düþmüþ bir Suriye hepsinin iþine gelecektir. Eski rejime destek veren ülkeler biliyorlar ki, yeni dönemde SUK’un etkili olmasý, bu ülkelerin etkisiz olmasý demektir.

Korku atmosferi üretilmesinde BDP’lilerin sorumsuz beyanlarý da etkili oluyor. Kimi BDP milletvekilleri, Suriye Kürtlerinin özerklik kazanmasý ihtimali üzerinden Türkiye’de bir motivasyon üretmeye, yeni bir siyasi rüzgar oluþturmaya çalýþýyorlar. PYD’ye destek verdiði için Baas rejimine eleþtiri getiremeyen BDP þimdilerde Baas rejiminin cesedine basarak yükselmeye çalýþan PYD’ye alkýþ tutuyor. Düne kadar Kürtlere zulmeden ve tarihin en büyük Kürt katliamlarýný gerçekleþtiren Baas rejimine sýrf Öcalan’a kucak açtýðý ve Türkiye’ye karþý PKK’yý desteklediði için sempatiyle bakan bu anlayýþ, oportünizmin doruk noktasýna ulaþýyor...

Esad daha düþmeden miras kavgasý yapan bu anlayýþý, Barzani’nin de çok iyi görmesi ve dikkat etmesi gerekiyor. Þimdi Barzani’yle geçici uzlaþma yapan PYD türü terör örgütü uzantýlarý ayaklarý üzerinde doðrulduðu ilk anda Kuzey Irak’ta efelenmeye baþlayacaktýr.

AK Parti hükümeti, kardeþi bildiði Kürtlere karþý korkuyla deðil sevgiyle hareket eder, ama kendisine savaþ ilan eden terör örgütüne karþý da gerekli adýmlarý atmaktan çekinmez.