AK Parti iktidara geldiði günden itibaren pompalanan iki konu vardýr. Bu iki konu AK Parti’ye karþý bir direnç ve muhalefet üretmek için pervasýzca piyasaya sürülür. Hatta üretilmek istenen sadece siyasi muhalefet deðildir, ayný zamanda iç ve dýþ zinde güçlerin AK Parti’yi devirecek eylemlere giriþmesi için üretilen bir tahriktir. Deðiþmeyen bu iki tahrik konusu nedir?
Bir, rejim deðiþimi; iki, eksen deðiþimi.
Birincisi içeriye dönük tahrik için köpürtülür, ikincisi dýþa dönük bir tahrik için kaþýnýr.
AK Parti’nin ilk yýllarýnda etkili olan derin devlet yapýlanmalarýnýn, statükocu güçlerin ve seçkinci çevrelerin irtica üzerinden yapmaya çalýþtýðý Türkiye’nin bir rejim sorunu yaþadýðý algýsýný üretmekti. Ulusalcý zihniyetin asker-sivil bürokrasi, iþ dünyasý, medya ve STK’lar üzerinden oluþturmaya çalýþtýðý baskýlar zaman içinde anlamýný kaybetti. Hem AK Parti’nin böyle bir niyetinin olmadýðý daha iyi anlaþýldý, hem de bu vesayet odaklarý güçten düþtüler.
AK Parti iktidara geldiðinde küresel güçler de alkýþ tutmamýþlardý. Onlarý tahrik için üretilen propaganda da Türkiye’nin eksen deðiþtirdiðine yönelikti.
Son dönemde bu iki baþlýðýn tekrar gündeme getirildiðini ve farklý þekillerde yeniden kýzýþtýrýlmak istendiðini görüyoruz.
Özellikle Türkiye’nin bölgesel etkinliðinden ve Suriye’ye yönelik operasyonlarýndan rahatsýz olanlar Türkiye baþka eksene kaydýðý paranoyasýyla Batýlý bir kýsým güçleri tahrik ediyorlar. PKK/PYD konusunda ABD ve AB’ye yönelen eleþtiriler veya Þangay meselesi gibi konular baðlamýndan saptýrýlarak yansýtýlýyor.
Amaç, içeride ulusalcý kesimleri (yeniden palazlanmak isteyen derin devlet yapýlanmalarýný), dýþarýda ise baþta ABD, AB ve NATO olmak üzere küresel aktörleri veya onlarýn zinde güçlerini AK Parti’ye karþý kýþkýrtmak ve yeni bir tehdit algýsý üretmek…
Birileri açýkça ‘Türkiye elden gidiyor, müdahale edin’ mesajlarý vererek belli güçleri harekete geçirmeye çalýþýyor.
Görülmesi gereken gerçek þudur: Türkiye için, ülkemizin bölgesel menfaatleri ve ulusal güvenlik hassasiyetleri için, demokrasimizin geliþimi için, baðýmsýzlýk ve istiklalimiz için asýl tehdit ve tehlike bu zihniyettir ve onlarýn uydusu olmak istedikleri güçlerdir.
Türkiye eksen deðiþikliðiyle tanýmlanabilecek bir ülke deðildir. Türkiye’nin çýkarlarý ve iliþkileri Afganistan’dan Sudan’a, Brüksel’den Washington’a, Suriye’den Rusya’ya kadar birçok ülkeyi ve bölgeyi kapsayan bir boyut taþýr. Ne AB üyeliði ve ABD ile müttefiklik iliþkisi bu kapsamý gölgeleyebilir, ne de Türkiye’nin Rusya baþta olmak üzere diðer ülke ve kuruluþlarla iliþkisi diðerlerini ortadan kaldýrabilir. Güney sýnýrýnda yaþanan geliþmeler karþýsýnda Türkiye ulusal güvenliði neyi gerektiriyorsa onu yapacaktýr. Konu bazlý ittifaklýk iliþkisi bugün her ülkenin geliþtirdiði bir yöntemdir. Bu yüzden 'eksen kaymasý' tezviratý üzerinden Türkiye’yi saða sola þikayet edenlerin yaptýðý, kendi ülkesi aleyhine bir ihanet iþbirlikçiliðinden baþka bir þey deðildir.
Ýçeriye yönelik tahrikler ise Baþkanlýk sistemini odaðýna alýyor. Rejim deðiþecek teranesi üzerinden ‘acaba yeni bir ulusalcý dalga üretebilir miyiz’in arayýþý içindeler.
Bu anayasa deðiþikliðinin Türkiye’de rejimden kastedilen þey neyse onu deðiþtireceði falan yok.
Türkiye’de rejim lafýný sakýz yapanlar veya rejim bekçiliðine soyunanlar demokrasi hassasiyetinden daha ziyade laiklik hassasiyetine vurgu yaparlar. Çünkü Türkiye’de demokrasiyi askýya alanlar hep rejim bekçiliðine soyunanlar olmuþtur. Peki, Türkiye’nin bugün laiklik sorunu var mý? Ya da kastedilen þekliyle soralým: AK Parti’nin veya hükümetin laiklikle bir sorunu var mý? Sistem deðiþikliði demokrasiye veya laikliðe halel getiriyor mu? Tek kelimeyle GETÝRMÝYOR.
Laiklik krizlerini Türkiye aþmýþtýr ve bugün toplumun da, iktidarýn da böyle bir sorunu da, gündemi de yoktur. Sorun algýsýna sahip olanlar, dün de bu sorunu sun’i bir þekilde üretenlerdir.
Türkiye’nin kendisine dayatýlan rolü kabul etmesi, bölgede oluþturulmak istenen yeni düzende daha zayýf, daha korunaksýz, daha küçülmüþ bir hali kabul etmesi anlamýna gelir. Türkiye’nin aleyhine oluþacak sonuçlarý sineye çekmeyi gerektirecek bir iliþki biçimini kabul etmesi intihar olur. Dostluk ve müttefiklik kazanmayý gerektirir, kaybetmeyi deðil...