Yeni tarih, Türkiye ile tanışacak...

Türkiye’nin, Suriye’de terör örgütlerine yönelik Fırat Kalkanıoperasyonuyla fiili varlığınıhissettirdiği an itibari ile özellikle sosyal medya üzerinden,Türkiye’yi hedef haline getiren manevi terörsaldırılarının, nasıl planlı ve eşzamanlı hareket sistemi ile gerçekleştirildiğine şahitlik etmekteyiz.

Reina saldırısı sonrası, Türkiye içerisinde terör olayının vahameti, içeriği, organize edildiği merkezlerin hedefleri bir tarafa itilerek, “yaşam tarzına yönelik saldırı” kılıfı icat edildi ise, yine aynı maharetle dışarıdan sosyal medya kullanılarak farklı saldırı içerikli mahiyet icat edilmeye başlandı.

Kullanılan dile baktığımızda DEAŞ kafası, PKK ve FETÖ zihniyeti, yanı sıra İran etkili grupların sözlü saldırılarının, Türkiye ve Erdoğan’ıhedef alan planlıiçerik taşıdığınıgörmüşolduk.

DEAŞ; nasıl kiTürkiye’yi yayın organlarında hedef almaktaysa, aynı mantalite ile İran politikalarını benimsemiş gerçek kişiler ve trol hesaplar devreye aktif olarak girmiş oldu.

Haçlı İttifakın elinde tüm iplerin olduğunu idrak ettiğimize göre, bu dizaynın altındaki maksadın ne olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye’ye yönelik DEAŞ tehditleri yanı sıra devreye resmi değil, lakin İran eğilimi etkisinde olanların, benzeri tehditkâr sözlü saldırılarının tesadüfe dayanmadığı ortada!

Tam da bu ortamda Reina saldırısını yapan veya yapanların etnik kimliğinden tutun, kurbanlarının kimlikleri de önem arz etmeye başladığı bir dönemde, teröristin uyruğu olduğuülke ve etnik kimliğinin de tesadüfseçilmediği aşikârdır.

Türkiye’nin; etnik,kültür, tarih ve dini bağı olduğu bilinen Orta Asya üzerindeki etkisini, küresel güçler de bilmektedir. Evet, teröristin etnik kimliği, dini, ülkesi, milleti olmaz. Adı üzerinde bu insan değil, teröristtir.

Lakin Türkiye’ye karşı ittifak halindeki asimetrik saldırıların içeriğine dikkat ettiğimizde, kullanılan kişilerin mensup olduğu terör örgütleri kadar, çıktıkları nokta da önem arz etmektedir. Zira coğrafyalar bile, bu kurgulanan oyunun gidişatına ışık tutabilmekte.

Uzun zamandır, Orta Asya’da garip bir hava estirilmeye başlandığına değinmeye gayret ediyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Türkiye Hükümeti üyelerinin Özbekistan ziyareti, oradan verilen mesajlar, paylaşılan fotoğraflar, esasında derinden okunmalı idi. Biz o kadar da zaman ayırmadık, ama başkaları bu kareleri ve bu gidişatı iyiden iyiye dikkate aldığı ortadadır. Reina saldırısını, Orta Asya kökenli birine yaptırmak isteyen akıl, hedef aldığı kurbanları kadar anlam taşımaktadır.

Suriye üzerinden “Arap düşmanlığını” pekiştirmek isteyen güçlerin, çekik gözlü teröristin boy boy çekilmiş videoları üzerinden nereye varmak istediğini düşünürsek, kötü olmaz zannımca!

Orta Asya’nın uzun zamandır, “yeni gerginlik merkezi” olacağına dair emareler var ortada. Amerika’nın; Rusya ile hesabının, uzun vadede Orta Asya üzerinden gelişeceğini anlamak için, fazla düşünmeye bile gerek yok!

Burada “kimin veya hangi örgütlerin üzerinden hareket edeceği” sorusu, cevap aramakta!

Obama’nın; DEAŞ’a ömür biçerken, “30 yıllık” bir zaman dilimi öngörmesi, tesadüf olabilir mi acaba?

Trump’ın göreve gelmesiyle, bu durum biraz soğuyabilir mi?

Rusya; Trump’ı dört gözle beklemekte. Hayalindeki ortam, normalleşen ilişkiler serisi.

Trump’ın söylemlerine baktığımızda, sanki bu beklentiye cevap veren nitelikte bir tutumu var.

Lakin bunun, zaman kazanmak için bir manevra olma ihtimali de kenara atılmamalı.

Suriye’deki savaşın bitmesi kadar, “terörist yapının nereye geçeceği” sorusu da, şu anda masada. Rusya, bu konuda çok rahatsız! Özellikle DEAŞ içindeki, Kafkasya kökenliler kadar Orta Asya kökenlilerin de sonunungetirilmediği takdirde, nereye geçecekleri anlam taşımaktadır. Rusya’nın;Türkiye’nin muhalif olarak gördüğü, Esat muhaliflerine mesafeli durmaktan vazgeçmesinin altında da yatan nedenlerden biri budur. Peki, Suriye’deki savaşın bitmesi, ABD olmadan mümkün mü?

Esasında ABD, burada savaşın bitmesini istiyor mu?

Trump’la birlikte söylemlerini yumuşatan bir Amerika göreceğimiz aşikârolsa da, “ortada değişen taktik mi, stratejiler mi” sorusu ve gerçekteki cevaplar, yeni Amerikan gerçeğinin neye dayandığını bize anlatmış olacaktır. Tüm bunlar olurken Yeni Tarih; tehditler, savaşlar, saldırılardan sıyrılarak doğan, yeni bir dünya gücü ile tanışacak. İsmide, Türkiye’dir...