Yeni Türkiye için adım atarken ‘gerçeklerin’ altını çizmek

Sayın Cumhurbaşkanımızın son iki yıl içinde özellikle sivil toplum kuruluşlarında yaptığı konuşmalardan birkaç bölüm aktarmak istiyorum;

Bakın neler demişti Sayın Cumhurbaşkanımız;

1- “...Ben bu AB’nin en büyük ülkesine PKK terör örgütünün elebaşlarını ülkenizde besliyorsunuz diye sorduğumda aldığım cevap ya bir hiç oldu ya da burası hukuk devleti şeklinde cevap verildi. Peki burası ne guguk devleti mi? O yüzden Türk yargısının kararlarına saygı duyacaksınız”...

2- “...Bir maşa kullanılmaz hale gelirse üst akıl kendisine başka bir maşa bulur. Düne kadar birbirlerini hasım görenler ortak hareket ediyorlar. Şimdi tabular yıkılıyor, mesele burada. Bizim ödenecek diyetimiz yok. Biz yetkiyi emaneti birilerinden almadık, milletten aldık. Hesabı da sadece millete veririz”...

3- “...Utanmadan, sıkılmadan, Avrupa Birliği toplantılarına Kıbrıs adasının tamamının içinde yer aldığı bayrakla geliyorlar... Bir yere bu konuda da artık varılması lazım. Ama ‘bu topraklar bizim olacak, bunun yönetimi tamamen bize ait olacak’... Aç tavuk kendini, buğday ambarında sanırmış, bunların yaptığı bu”...

3- “...Avrupa Birliği tatil gününde açıklama yaptı. Ne kadar da hassaslar. 50 yıldır kapılarında bizi bekletenler bu hassasiyeti nereden elde ettiler. Uluslararası basına servisler yapılmıştı. Türkiye guguk devleti mi?..”

4- “...Türkiye, AB’nin önünde kapı kulu değildir. Türkiye, bırakın boynunu eğmeyi, bırakın geri adım atmayı, asla ve asla azarlanacak, kendisine gündem belirlenecek, istikamet çizilecek bir ülke değildir. Biz ne itibarımızdan ne gücümüzden ne de büyümemizden bir şey kaybederiz. Hiç merak etmeyin”...

5- “...Yüksek faizlere dikkat edin lütfen. Girişimcilerimizi artırmak zorundayız. En fazla parayı finans sektörü kazanıyor. Çok fazla da yorulmadan kazanıyorlar. Kalkıp el ele vermeye mecburuz. Yatırımcının önünü açmaya mecburuz. Bu etle tırnak gibi. Bugün Amerika bir puan uyguluyorsa, bize ne oluyor? Tek kelime ile bu zulümdür”...

6- “...“Yıllarca AB kriteri olarak dayattıkları ne varsa şimdi hepsi kendileri ayaklar altına alıyor. 16 Nisan geçsin, masaya oturup konuşuruz, gereği neyse Türkiye olarak yaparız, bu devran böyle gitmez... Avrupalılar önce Suriye meselesinde, ardından 16 Nisan konusunda kendi maskelerini kendi elleriyle yırttı.”

7-“...AB süreciymiş, geri kabul anlaşmasıymış, artık bizi hiçbiriyle tehdit edemeyecekler, bitti o işler”...

Sevgili dostlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın “faiz-terör-AB-teröre AB desteği-FETÖ” gibi konularda yaptığı konuşmaları lütfen son birkaç yılı içine alacak şekilde dikkatle okuyun ve “söyledikleri-uyarıları ve bize yapılanları” bir daha düşünün. Tam bu noktada şu soruyu sorun; bu topraklarda yaşayıp, ben “milliyim” diyen kim, bunlar “yanlış” diyebilir... Hepsi çok önemli erken uyarılar, yol işaretleri ve referans tanımlamaları. Durum böyle iken MİLLİ KONULARDA ÜLKESİNİN, MİLLETİNİN VE CUMHURBAŞKANININ YANINDA DURMASI GEREKEN ÖZELLİKLE ANA MUHALEFET BAŞTA OLMAK ÜZERE BAZILARI NEREDELER! Bir vatandaş olarak soruyorum; Milli konularda siyaset mi olur! OLMAZ! CHP’nin faiz politikası nedir? AB’YE NASIL BAKAR! TERÖRİST BESLEYEN AB’YE NEDEN LAF EDEMEZ?

Sonuç: MİLLİ KONULARDA TEK YÜREK, TEK SES OLMALIYIZ! MİLLİ KONULARDA SİYASET OLMAZ. GÜN CUMHURBAŞKANIMIZ İLE BİRLİKTE BU KONULARDA “DİK DURMA” VE YOL ALMA GÜNÜ. BİRBİRİMİZE KARŞI BAGAJLARIMIZI UNUTALIM VE MİLLİ BİR KALE OLMAK İÇİN ADIMLAR ATALIM...