Yeni Türkiye için

Türkiye’nin yeni bir hükümeti, yeni bir baþbakaný ve yeni bir Cumhurbaþkaný var. Bunlarla birlikte yeni bir iddia daha var, Yeni Türkiye iddiasý. Yeni Türkiye kavramýný sadece Cumhurbaþkanýnýn halkoyuyla seçilmesine indirgemek doðru olmaz.

Peki, Ak Parti’nin Yeni Türkiye kavramýnýn içinin doldurulmasýna iliþkin bir programý var mý, bu konudaki tasavvuru nedir? Ýþte bunlarý görmek için ilk elde üç þeye bakabileceðimizi düþünüyorum. Birincisi yeni Hükümetin programý. Ýkincisi Ak Parti Genel Baþkaný Ahmet Davutoðlu’nun Ak Parti Grup toplantýsýnda yaptýðý konuþma. Üçüncüsü Hükümet programýna iliþkin eleþtirilere Hükümetin verdiði cevaplar.

Hükümet Programý bir hayli detaylý. Baþbakan Davutoðlu 190 sayfalýk programý bir buçuk saatte özetledi.

Yeni Türkiye’ye vurgu yaparak girdi konuþmasýna. Bir noktanýn altýný çizdi. “Son 12 yýlda atýlan adýmlar ve yapýlan reformlar olmasa bugün Yeni Türkiye’den bahsedemezdik.” Bir taahhüdü daha var Davutoðlu’nun:“Son 12 yýlda yapýlanlarý yeni bir atýlým dönemi ile taçlandýrmak hükümetimizin temel misyonu olacaktýr.”

Programýn “Ýleri Demokrasi” ana baþlýðý altýnda “Toplumsal Bütünleþme ve Çözüm Süreci” Baþbakan Davutoðlu’nun öncelikleri arasýnda ilk sýralarda yer alýyor. Bu iþin hükümet programý içinde zikredilmesi bile kararlýlýðý gösteriyor.

AB konusu da Yeni Hükümetin öncelikleri arasýna girecek gibi. AB’nin Türkiye’yi demokrasi ve özgürlüklerin kullanýlmasý açýsýndan eleþtirileri ortada. Buna raðmen AB ile iliþkilere önem verildiði þu sözlerden anlaþýlýyor: “AB sürecine yeni bir ivme kazandýrmak ve her alanda reform çalýþmalarýný hýzlandýrmak amacýyla 2014-2017 dönemini kapsayan ‘AB’ye Katýlým Ýçin Ulusal Eylem Planý’ hayata geçirilecektir.”

Hükümet Programýnda “Ýnsani Kalkýnma” ana baþlýðý altýnda ele alýnan pek çok konu var. Ben YÖK’e iliþkin olanýný aktarayým size. Hükümetin bir YÖK reformu düþüncesi var. “Hükümetimiz, ilgili bütün kesimlerin görüþlerinin alýndýðý bir taslak metni Meclisin huzuruna getirecektir” þeklinde açýk bir taahhütte bulunuluyor. Bunun zorluðu geçmiþ tecrübelerle ortada. YÖK reformu kadar önemli bir diðer husus üniversitelerdeki öðretim elemanlarýnýn maaþý konusudur. Üniversitelerimizin sayýsý artarken öðretim üyeliðini cazip kýlacak yeni yollar bulamayacak olursak parlak bir gelecekten ve Yeni Türkiye’den söz etmemiz anlamsýz olacaktýr. Vakýf üniversitelerinin de öðretim üyesi yetiþtirilmesine doðrudan ya da finansal katký yapmasýný saðlayacak yöntemler bulmak tamamen bir niyet meselesi haline gelmiþtir. Davutoðlu’nun kurulmasýna öncülük ettiði Þehir Üniversitesi’nin rektörüydü þimdiki YÖK Baþkaný Gökhan Çetinsaya. Umarým bu maaþ konusunda iki eski dost bir anlayýþ birliði geliþtirirler.

TOKÝ türü dikey yapýlaþmadan rahatsýzlýk her geçen gün daha çok konuþuluyor. Ahmet Davutoðlu Genel Baþkan seçildiði Kongre Konuþmasýnda da bu konuyu TOKÝ’yi anmadan dile getirmiþ ve yatay yapýlaþmadan söz etmiþti. Hükümet Programýnýn “Yaþanabilir Mekânlar ve Çevre” ana baþlýðý altýnda da bu konuya temas edilmiþ. Biraz uzun olsa da þu satýrlarý birlikte okuyalým: “Önümüzdeki dönemde baþta kadim þehirlerimiz olmak üzere tüm mekânlarýmýzda politikamýz, dikey deðil yatay bir yapýlaþma olacaktýr. Þehirlerimizi tabiat ve kültür ile iç içe yaþanacak ortamlar olarak korumak ve geliþtirmek en önemli önceliklerimiz arasýnda yer alacaktýr.”

Söz buraya gelmiþken size bir kitaptan söz edeyim. Beþir Ayvazoðlu, Turgut Cansever’le Konuþmalar yapan yazarlarýmýzdan biri. Bunlarý “Dünyayý Güzelleþtirmek” adlý bir kitapta toplamýþ. TÝMAÞ Yayýnlarýndan 2012’de çýkan bu kitapta Mevcut Yapý Stoku bölümünde ne tür felaketlerle karþýlaþabileceðimiz de ele alýnýyor. Asýl söylemek istediðim bu deðil. Turgut Cansever, “Þehir Nedir” sorusuna cevap arýyor. “Þehir medeniyetin tezahür ettiði yerdir” dedikten sonra bunun unsurlarý üzerinde ayrý ayrý duruyor. Türk Evi baþlýðý altýnda da ilginç tespitler var. Biri þu: “Evleri standartlaþtýrmak yerine, evlerin parçalarýný standartlaþtýrmak daha insani bir çözümdür ve yalnýzca Osmanlý dünyasýnda uygulanmýþtýr.” (s.96)

Ak Parti grup toplantýsýnda CHP'nin entelektüel düzeydeki eleþtirisi ilginçti. Eleþtirilerin seviye kaybettiðini söyleyenlerin dikkatini buraya çevirmelerini önerebiliriz. Ýç tüzüðü ihlal ettiði gerekçesiyle Meclis Baþkaný Cemil Çiçek’e anayasa ve içtüzük kitabýný fýrlatan CHP’li Engin Altay'ý kitaba saygýsýzlýk sebebiyle sahaflarda bir gün geçirmeye mahkûm etti Davutoðlu grup toplantýsýnda. Ne güzel bir ceza. Gýpta ettim. Ama o cezaya çarptýrtýlmak için kitap fýrlatmak gerekiyorsa ben yokum. Mesela bir gün bir toplantýya katýlmasam ve beni de sahafta bir güne mahkûm etse Davutoðlu. Buna hazýrým. Davutoðlu’nun bir esprisi daha vardý. CHP’yi ikna odalarý yerine okuma odalarý açmaya çaðýrdý.

Programdan söz etmeyi bitirmek istemezdim ama yerim dar. Baþka bir yazýya býrakalým eksik kalan taraflarý.