Bulunduðumuz coðrafyanýn tamamýnda art arda sýra dýþý olaylar geliþiyor... Bir yandan Ukrayna’nýn bölünmesi ve Kýrým meselesi, diðer yanda Irak’ta ortaya çýkan IÞÝD sorunu, ayrýca tam da burnumuzun dibinde Mýsýr’daki sözde cumhurbaþkanlýðý seçimi...
Tüm bu olup bitenler karþýsýnda Türkiye’nin izlediði hassas dýþ politika, içeride birileri tarafýndan kasýtlý biçimde farklý yorumlanýyor, hatta iç politika malzemesi bile yapýlabiliyor. Nitekim Türkiye’deki siyasetçilerin birçoðu maalesef bizzat böyle bir tutum izliyor. Oysa Türkiye’nin son yýllarda belirlediði dýþ politikaya, dýþ güçlerin odaklandýðýný görmemek mümkün deðil.
Sürekli olarak “bir zamanlar farklý Türkiye profili vardý” gerçeðini yazýyorum. Hatta bu sebeple tepki gösterenler de oluyor. Aslýnda gerçeðin özü tam da budur. “Bir zamanlar farklý Türkiye vardý.” ABD’nin dikte ettiklerini yerine getiren Türkiye algýsýyla, baðýmlý siyaset yürütmek zorunda kalan bir Türkiye vardý.
Elbette ki bunun aksini arzu eden ve çaba harcayan mefkure sahipleri daima oldu. Lakin bunun aksi politika izlemeye kalkýþanlar ya idam edildi ya da darbeye maruz kaldý.
Bu Türkiye profili ve dýþarýdaki algýda, kendi kaderini kendisi dizayn eden bir tarz yoktu. Fakat Baþbakan Erdoðan’la birlikte baþlayan bir hikaye ile farklý noktalara gelen ecdad mefkuresinin yeniden doðmasýna hizmet eden bir Türkiye yeniden küllerinden doðmaya baþladý. Bu serüvende herkes kendi rolünü olaðanüstü biçimde oynamaya gayret etti ve muazzam þekilde yeni Türkiye kitabý yazýlmaya baþlandý.
***
Son birkaç gündür Irak’ta ortaya çýkan IÞÝD baskýný ve konsolosluktaki Türk vatandaþlarýnýn rehine alýnmasýný ýsrarla dýþ politika zaafý olarak görmek isteyenler, bu olaylarý, özellikle Gül- Erdoðan-Davutoðlu baþarýsýzlýðý olarak lanse ediyor, “durumu kontrol edemiyorlar” þeklinde hikayeler uyduruyorlar. Bu kesimin, geliþmelere kendi iç politika menfaatleri yönünden deðil de dýþarýdan objektif olarak bakabilmelerini çok arzu ederdim.
Ne hikmetse Türkiye dýþýndan ve içinden yapýlan yorumlarla, dýþarýdaki durum arasýnda ciddi anlamda farklar bulunmaktadýr. Zira Türkiye’nin bulunduðu coðrafyada boy göstermeye kalkan devletlerin analistleri, basýný, araþtýrmacýlarý ve sivil toplum temsilcileri daima “Lider Erdoðan, stratejist Bakan Davutoðlu, tam bir devlet adamý Gül ve cesur istihbarat baþkaný Fidan” gibi ifadeler kullanýyorlar. Oysa yýllar önce Türkiye’nin dýþiþleri bakanlarý, sadece bu ülkeyle yakinen ilgilenen kurum ve devletlerin bürokrat kesimi veya basýnda dýþ haber servisleri tarafýndan bilinirdi. Bugün Davutoðlu, mesela Rusya’da ortalama her insan tarafýndan tanýnan, “Stratejist Bakan” olarak nitelenen ve özellikle medeniyet coðrafyasý olarak tanýmladýðýmýz coðrafyanýn tamamýnda sevilen isimdir.
Kitaplarý en çok satan ve fikirleri üniversitelerde tartýþma konusu olarak gündeme taþýnan bir devlet adamýnýn, dýþarýdakiler tarafýndan hasetle, içeridekiler tarafýndansa düþmanca itibarsýzlaþtýrma çabasý bir hüsrandýr bence.
Sonuna kadar Musul’dan çýkmayan, tehditlere raðmen konumunu ve kalesini SAVUNMA anlayýþý güden bir dýþ politika neden bilmiyorum ama ülke içinde daha ziyade iç politika malzemesi olarak yorumlanýyor. Oysa bu duruþu sergileyen ABD ve Rusya olsaydý, Almanya ya da Ýngiltere olsaydý, bunun adý büyük devlet yaklaþýmý olacaktý. Kimse “oralarda ne iþimiz vardýr” diyerek zeka yoksunluðu ortaya koymayacaktý. Oradan hemen çýkýlsaydý eminim ki bu sefer, “neden Misak-ý Milli sýnýrlarýmýzý savunamadýk” deyip saldýrýlacaktý. Ne kadar acý aslýnda... Milli meselelerde bile iç hesaplaþma söz konusuysa, bu vahim bir durumun iþaretidir. Dikkat edilirse hep yeni Türkiye’dir aslýnda saldýrýnýn hedefi. Bu Türkiye’nin dýþarýdaki yüzlerini gözden düþürme, baþarýsýz gösterme gayreti sadece bu isimlere yönelik deðil, aslýnda Türkiye’nin baþarýsýna yöneliktir. Her fýrsatta tüm sorunlarýn üstesinden gelen, coðrafyada her zeminde sözü duyulan saygýdeðer bir Türkiye profilini dizayn eden isimlere acaba neden fazlasýyla yükleniliyor?
Neden bu imajýn zedelenmesine gayret ediliyor?
Herkesin saygý duyduðu, her platformda mesajlarý dikkata alýnan bir dýþ politika ustasý neden hedef gösteriliyor?
Bence asýl mesele, bu sorularýn cevabýnda gizli...
Zamanýnda Osmanlý gibi muazzam adil bir devletin çöktürülmek istenmesinin sebepleri ne idiyse, bugün yeni Türkiye’ye saldýrý nedenleridir odur. Zamanýnda Ýslam bayraktarý büyük bir devletin temel taþlarýný oluþturan mefkure taþýyýcýsý bilgelere ve devlet adamlarýna yönelik operasyon ne idiyse, ayný tefekkürden bakanlara saldýrý nedenleri odur. Bunu gören milli ferasetin sahibi olan büyük milletin hikayesini bitirmeye gayret edenlere inat, tavrýný doðru belirlemesi sadece Türkiye’nin deðil tarihin seyrini deðiþtirecektir.