Cumhuriyet tarihinde ilk kez Cumhurbaþkanýný halk seçti. Halk tercihini bu seçimde de Erdoðan’dan yana kullandý. Muhalefetin Erdoðan karþýtlýðý üzerine kurduðu strateji tam anlamýyla çöktü. Erdoðan, arka arkaya 9. seçim zaferini kazandý. Cumhurbaþkanlýðý seçimini ikinci tura býrakmadan ilk turda almasýný bildi. Milletin adamý kazanýrken, muhalefet ise sýralý þekilde üst üste 9 maðlubiyet aldý. 14 parti bir partiye karþý büyük bir hezimet yaþadý. Anadolu kaderinin Erdoðan’la bir olduðunu bir kez daha gösterdi. 14 parti bir araya geldi, çatý adayý destekledi. Ancak kazanmak için bu da yeterli olmadý.
Bir lideri þeytanlaþtýrma ve diktatörleþtirme çabalarýna ve bu iddia sahiplerine halk büyük bir þamarla cevap verdi. Ülkemizdeki geliþmeleri yanlýþ okuyan uluslararasý aktörlerde artýk yeniden Türkiye ve lideri ile iliþkileri iyileþtirme arayýþlarýna gireceklerdir. Batý tavrýný yeniden deðiþtirmek zorunda kalacaktýr.
CHP yeni Türkiye partisi olamadý. CHP sahil þeridinin dýþýna çýkamayan bir parti misyonunu devam ettiriyor. CHP bir baþarý öyküsü yazacaksa bunun için statükocu anlayýþtan kurtulmasý gerekir.
Kýlýçdaroðlu’nun ‘týpýþ týpýþ sandýða gideceksiniz’ dayatmasý seçmende ters etki yaptý. Bu nedenle de seçimlere katýlým düþük oldu. Çatý adayýnýn bir gelecek vaat etmemesi ve bir heyecan oluþturamamasý da sonuçlara önemli oranda etki eden nedenler arasýnda yer aldý.
Bu seçim sonuçlarýnýn bir diðer anlamý ise seçmen büyük bir çoðunlukla Erdoðan’a sahip çýkarken, yarý baþkanlýk veya baþkanlýða giden sürece desteðini de teyit etmiþtir. Cumhurbaþkaný Erdoðan, anayasayla tanýnan bütün haklarýný sonuna kadar kullanacaktýr.
Muhalefetin seçim hezimetine gelince, kimse katýlým düþüklüðü, tatilciler, boykotçular veya rakibimizin iktidar gücü nedeniyle seçim kaybettik mazeretlerine sýðýnmasýn. Çünkü batýda seçime katýlým oraný yüzde 84’leri aþarken, doðu da katýlým yüzde 74’leri ancak buldu. Sandýða gitmeyen bir seçmen kitlesinden bahsedilecekse bu en çok Ak Parti seçmeni için geçerlidir.
Bu seçim sonuçlarý muhalefet partilerinde büyük bir iç tartýþma baþlatmýþ, her iki liderin liderliði tartýþmaya açýlmýþtýr. Nitekim CHP’nin en güçlü olduðu yer olan Ýzmir ve Ege’de parti içinde Kýlýçdaroðlu’na yönelik istifa söylemleri giderek artýyor. Cumhurbaþkanlýðý seçiminde partisinin baþarýlý olamadýðýný ve hezimet yaþandýðýný dile getiren, Süheyl Batum, Muharrem Ýnce, Birgül Ayman Güler ve Emine Ülker Tarhan gibi çok sayýda isim, Kýlýçdaroðlu’nun istifasýný istiyor. Diðer taraftan Kemal Kýlýçdaroðlu’nun, “Yüzde 40’ýn altýnda oy alýrsak, bunu baþarýsýzlýk olarak deðerlendiririm. Bu durumda gereðini yaparým” diyerek baðlayýcý bir sözle açýkça kamuoyuna deklare etmesi gerçeði ortada dururken, Kýlýçdaroðlu’nun kendi sözünün gereðini yerine getirmesini ve istifasýný istemeleri doðaldýr.
Türkiye halkýnýn sorgulamadan oy kullandýðýný iddia eden Kemal Kýlýçdaroðlu, seçmeni küçümseyen ve cahillikle suçlayan bu sözüne karþýn seçmen en iyi cevabýný vermiþtir. Kýlýçdaroðlu, kendini baþarýsýz görenlerin istifasýný isterken, Onlarý Gül- Erdoðan kavgasýný perdelemekle suçlamasý ve ikbalini bile iki lider arasýnda ki ayrýþmaya, bir baþka sözle rakiplerinin kavga veya baþarýsýzlýðýndan medet uman bir Genel Baþkan bu ülke ve toplum için neler üretebilir.
5 kez seçim kaybeden Kýlýçdaroðlu ve 12 kez seçim kaybeden Bahçeli kendilerini yeniden gözden geçirip biz nerede hata yaptýk diyecekler mi? Yoksa bütün sorumluluðu sandýða gitmeyen seçmene atýp kendilerinin doðru yaptýðýný savunmaya devam edecekler mi?