Günümüzde iktidar yeni bir Türkiye’nin kurulacaðýný söylüyor. Muhalefetin ülkenin genel durumu hakkýnda bir görüþü yok. Onlar için en iyi geliþme iktidarýn seçimleri kaybetmesi ve kendilerinin iktidara gelmesidir.
Yeni bir Türkiye’nin özellikleri nedir ve bu hangi uygulamalarla gerçekleþir? Yeni bir yapý için iki seçenek vardýr. Ya mevcut yapýyý yýkýp yerine tasarladýðýnýz bir yapýyý kurarsýnýz ya da mevcut yapýyý tamir ederek ve yeni eklemelerle ya da düzenleme ile yeni bir yapýya kavuþursunuz. Önce var olan yapýnýn deðiþmesi gerektiðine karar vermek gerekir. Türkiye’nin kuruluþu önemli bir baþarýdýr ve bunu deðiþtirmek kusur sayýlýr. Benim devletimiz için bir benzetmem vardýr. Devletimiz kökünden sökülmek istenmiþtir ama biz toprak üstündeki kýsmýndan vazgeçtik ama kökünü muhafaza ettik. Kuruluþumuz da sadece güçlü bir kökü olan aðacýn dibinden kesilmesine razý olmaya benzer. Biz bu kökten çýkacak bir fidanýn daha güçlü bir devlet olacaðýna inandýk.
Güçlü bir ülke olmanýn iki boyutu vardýr. Birincisi ülke içinde barýþý saðlamak ve halkýn gelecek bekleyiþlerine cevap verecek bir politika izlemektir. Bundan baþka halkýn hiç düþünmediði bazý hedeflere ulaþýlmalýdýr. Bu hedef dünyanýn yapýsýný doðru deðerlendirmek ve bu yapýda kendimize en uygun gelen yeri seçmektir. Türkiye’nin þimdiye kadar bu konuda pek baþarýlý olduðu söylenemez. Çünkü algýlamasý objektif bir deðerlendirmeye dayanmamaktadýr. Dünyanýn büyük güçleri nasýl bir model kurarsa ona inanýp ve uluslararasý politikamýzý da çoðunlukla buna göre belirledik. Geçmiþle ilgili bir örnek vereyim: Dünyada soðuk savaþ vardý ve bizim düþmanýmýz SSCB idi. Ben bunun yanlýþ olduðunu ve ABD ile SSCB’nin anlaþmasý olduðunu ve dünyanýn diðer büyük gücü olan ve daha geliþeceði düþünülen Avrupa’nýn bu iki gücün kontrolüne býrakýldýðýný düþündüm. Halbuki bizim düþmanýmýzýn bir devlet deðil onun ideolojisi olduðu kabul edildi ve uzun süre zamanýmýz komünizmle mücadele ile geçti.
Güçlü bir devlet olmak için sadece ekonomiyi önemli saymak da yeterli deðildir. Ülkemizin önemli problemlerinden biri de eðitimin düþünmek için deðil öðrenmek için yapýlmasýdýr. Okullarda her þey tasvir edilir ve bunlarý öðrenmemiz hatta ezberlememiz istenir. Mesela devletimizin kuruluþunun resmi bir tarihi vardýr ve herkes onu bilmek zorundadýr. Bu öðreti büyük bir baþarýdýr ama zaman içinde deðiþen politikalar da geliþtirilmelidir. Yani askeri zaferler devleti korumakta ve kurmaktadýr. Bunu etkisiz hale getirmek ya o dönemde ya da zaman geçtikçe oluþan þartlarla deðiþtirilebilir. Yani devletimiz sonradan bir hedef haline gelebilirdi ama gelmedi. Çünkü kuruluþu sadece askeri bir zaferden ibaret deðildi. O günlerin dünya siyasi þartlarýnda doðru siyasi kararlarýn alýnmasý gerekiyordu ve bu baþarýldý. Devletimizin askeri zaferleri takiben kuruluþu dünya konjonktürüne de uyum saðladý. Bu nedenle bölgemizde saðlam bir devlet yapýsýna ulaþtýk. Elbette bu yapýmýza muhalefet eden dýþ siyasi düþünceler vardý, kýsmen de olsa yönetimimiz üzerinde etkili olmak isteyen yabancý güçler vardýr. Bu problemlerin aþýlmasý için bir yandan da bilginin eðitim aþamalarýnda ezberletilerek deðil ama düþünme ve analiz yapma yetenekleri de verilerek toplumun geliþmesi saðlanmalýdýr.
***
Yapmamýz gereken güçlü bir devlet olmayý baþarmak ve yerimizi doðru belirlemektir. Türkiye’nin doðasý ve iyi yönetilirse çalýþanlarý baþarýlý olurlar. Yani geleceðimiz yönetimin uygulayacaðý ihtiyaca uygun akýllý politikalarýn varlýðýna baðlýdýr. Özet olarak bir ülkeyi yönetmenin iki yolu vardýr. Ya bir ideolojinin savunucusu olmak ya da güçlü bir ülke olmaya çalýþmaktýr. Biz bugüne kadar ideolojimizi varlýðýmýzý saðlayan bir düþünce saydýk ve iç güçler bazen bu vesileyle darbe bile yaptýlar. Artýk inançlarý kiþisel düzeyde savunmalý ama yönetimde akýl yoluyla davranmalýyýz.