Sevgili dostlar, daha önce ilk bölümünü paylaþmýþtým, þimdi yeni deneyimler eþliðinde devam edeceðim...
Bildiðiniz gibi uzun bir süredir bir ekiple birlikte “savunma-elektronik ve otomotiv gibi konularda yerli firmalar ne yapabilir” sorusuna cevap arýyorum ve vardýðým sonuçlarý yazýlarýmda sizlerle paylaþýyorum... Bunu oturduðum yerden de yapmýyorum, elimden geldiðince araþtýrarak, ziyaret ederek sorguluyorum ve özellikle “yerli üretim” fikrine inanan kilit isimlerle görüþüyorum... Ben bu yazýyý Ankara’da yazarken, Cemil Ertem kaldýðýmýz yerden devam ediyor ve Anadolu’da yeni programlanan ziyaretleri gerçekleþtiriyor. Cemil Ertem’in “üretmek isteyenlerle” buluþmasý ve izlenimlerimizi sentez halinde Ankara’ya aktarmamýz önemli... Üretmek isteyenlerin ayaðýna kadar gitmeye hazýrýz...
Sevgili dostlar, son 1 yýl içinde inanýn Türkiye’de her bölgeye yayýlmýþ ve her türlü imkansýzlýðýna raðmen kendini aþarak çalýþan çok “parlak” þirketler, üretim ve geliþtirme konusunda “öne çýkmayan-çýkamayan” hazineler gördüm, ekip olarak son dönemde inanýlmaz “baþarýlara” imza atanlarla tanýþtýk... Türkiye’de üretme kapasitesi yüksek bir denizin üstünde durduðumuzu idrak ettik... Buna lütfen sizler de inanýn; Türkiye’de inanýlmaz bir ÜRETÝM potansiyeli var!
Sevgili dostlar, üreten, üretmek isteyenlerle konuþmada belli bir noktaya geldikten sonra hep duyduðum ayný cümle: “YAPARIZ AMA X, Y, Z bizi yok eder, banka kredilerimizi kestirirler, bizi bitirirler”! Haksýz da deðiller, ne zaman “üretimde” ulusal bir holding veya yabancý bir temsilci ile “kapýþýr” hale gelmiþler, bankalar ile aralarýnýn bozulmasýndan baþlayan birçok olay gelmiþ baþlarýna...
Sonuç 1: Türkiye’de “yapabilmelerine raðmen yapmýyorlar” diye tanýmladýðýmýz çok büyük bir kitle var! Ýnanýn bazý detaylarý araþtýrana kadar ben de bilmiyordum, mikro çip, ana kartlar hatta bitmiþ yerli “pad” dahil yapabiliyoruz... Türk firmalarý, “cep telefonundan savunma endüstrisi için milyarlarca dolar verip aldýðýmýz birçok ürüne kadar” üretebiliyorlar ama “markalaþma-büyüme-ortaya çýkýp rekabet etme” yoluna korkular-baskýlar ve dolaylý-dolaysýz yaptýrýmlar sonucu girmek istemiyorlar. Yukarýda da yazdýðým gibi; ÇEKÝNÝYORLAR!
Sevgili dostlar, bu noktada soralým; Baský nereden, kimlerden ve nasýl geliyor? Baskýlar yerli ve yabancý! X markasýný Y Holding üretiyor, Z markasýný Y firmasý getiriyor, yýlda þu kadar milyar dolar pazar payý-reklam gideri-ithalatý var! Reklam veren olduktan sonra iþ daha da kolay. Reklam verdiðin basýn seni kolluyor, seninle rekabet eden küçük-orta firma çalýþtýðýn bankalara kapýdan bile giremiyor! Hep ayný gerçek çýkýyor karþýmýza; K markasýný D holding yönetiyor, Türkiye’de gücü belli, bankalarla yaptýðý iþ þu kadar, küçük-orta boydakilerin þansý yok!
Sonuç 2: Yukarýda yazmaya çalýþtýðým ve ancak yüzde birini aktardýðým gerçekler “Bizans Sýnýrlarý dýþýnda kalan, “Anadolu sermayesi” dediðimiz bütün üreticilerimizde dilden dile dolaþýyor ve onlar da “küçük olsun, bize bulaþmasýnlar, baþýmýz aðrýmasýn” þeklinde bir strateji seçerek yollarýna devam ediyorlar... Bizans’ýn sýnýrlarý içinde kalýp, AB anlaþmalarý ile “malý götürüp, TÜSÝAD ve TOBB’u elde tutanlar” bu adamlara hayat þansý tanýmýyorlar! Maalesef TOBB da henüz TÜSÝAD paradigmasýný aþamadý! TEPAV’ýn, BATI DAYATMASI EZBER PARADÝGMA ve TÜSÝAD GÖLGESÝ dýþýna çýkma kapasitesi henüz ispatlanmadý! Belki de hiç çýkamayacak!
Son söz: Bu tespitler sonrasý “yapma-yapabilme potansiyeli ve yeteneðini” bizzat gördüðüm ve görme þansým olmayan bütün þirketlere sesleniyorum: KORKMAYIN! Türkiye artýk eski Türkiye deðil! Türkiye artýk Bizans surlarý arkasýndan yönetilen, “yerli-yabancý” iþbirlikçilerin “siyasi baskýyý da kullanarak-yönlendirerek” etki altýnda tutabildikleri bir ülke deðil! KORKMAYIN, adým atýn, sizinle uðraþan varsa, gelin beraber onlara CEVAP OLALIM! Baþbakan Erdoðan’ýn defalarca yaptýðý “ÜRETÝN” çaðrýsýný unutmayýn! Üretin “LCD’yi, bilgisayarý, cep telefonunu, pad’i, savunma araç-gereçlerini ve daha birçok ürünü”, KURTARIN TÜRKÝYE’nin parasýný ve arada “üreticiyim” diye dolaþanlara kaptýrdýðý komisyonunu! Bozun bu “ürettik” deyip, Bizans sýnýrlarý içinde yerleþip ense yapan “montajcýlarýn” oyununu! Bu ülkede “cep telefonu” ithal edenlerin, nasýl düþük gümrük ödediðini, ÖTV’den nasýl sýyýrdýklarýný, üretim dediklerinin vergiden kaçmak için “içeride birleþtirilen” montaj setleri olduðunu vurun bu kamuoyunun yüzüne!
Önemli Not 1: “Ben üretirim, üretiyorum” diyen herkese sesleniyorum: Sesiniz olmaya, gördüðünüz her türlü baskýyý, zulmü, maddi-manevi iþkenceyi, kamu yararýna Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili kurumlarý ve kamuoyuyla paylaþmaya, hazýrým...
Önemli Not 2: KORKMAYIN! ÜRETÝN! Devlet ve Hükümet sonuna kadar arkanýzda, yeter ki ÜRETÝN ve kýrýn bu ülkenin baþýna geçirilen MONTAJ Burjuvazisi kalýbýný!
Önemli Not 3: Bana her türlü sorununuz için yigitbulut2023@gmail adresimden ulaþabilirsiniz... Tekrar ediyorum; YENÝ TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ ÜRETÝM üzerinde yükselecek ve bunu sizler yapacaksýnýz...
Önemli Not 4: Türkiye’nin ekonomide YENÝ PARADÝGMASI ÜRETÝM ODAKLI olacak ve bunu kimse engelleyemeyecek! ÝNANARAK SABREDENLER HER HEDEFE ULAÞIRLAR! ÇALIÞMAYA DEVAM!