Yeni Türkiye’nin Sanat Dünyasý

Hem siyaset hem medya hayatýnda Yeni Türkiye’de tabular yýkýlýyor, yeni bir düzene geçiliyor ve daha da geçilecek. Hep yazdýðým gibi artýk bu ülkede de týpký ABD ve Ýngiltere’de olduðu gibi anaakým olan ile marjinal olan arasýnda net ayrým olacak. Toplumun anaakýmýnda olan kiþiler ve görüþler anaakým ortamlarda yer alacak, marjinal tipler ise marjinal mecralarda yer bulacak. Yani tam anlamýyla bir demokrasi olacak.

Nasýl ki siyasi görüþler aldýklarý oy oranýna göre TBMM’de demokratik temsile göre yer buluyorsa medya hayatýnda da aynýsý olacak. Marjinal yorumcular ABD’de asla anaakýma çýkamaz. Burada da öyle olacak. Sadece medya deðil sanat hayatý da ayný olacak. Yeni Türkiye’nin sanat alemi de toplumun gerçek eðilimlerine göre demokratik olarak yeniden formatlanacak...

Öte yandan Eski Türkiye tarzý ortama göre bukalemun gibi renk deðiþtiren yapay sanatçý tipinin de Yeni Türkiye’de itibarý olmayacak. Hepsi bitecekler. Altýn Kelebek Ödülleri denen tefessüh etmiþ magazin gecesinde yine bu yapay, fake sanatçý modelinin þovlarýndan birine tanýk olduk. Daha birkaç ay önce Ramazan programýnda kocasý Erhan Çelik’le beraber gidip Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ve Emine Erdoðan Hanýmefendi’ye yalakalýk üzerine yalakalýk yapan Gülben Ergen, Altýn Kelebek ortamýný görünce de bir anda Hürriyet gazetesi ile Aydýn Doðan, Cumhuriyet gazetesi ile Can Dündar yalakasý haline gelmiþ ve þov yapmýþ.

Zaten çoðunluðu bu vatan ile gönül baðý olmayan ve Batý’ya tapan sömürge sanatçýsý konumunda olan o yoz kitle de coþmuþ. Aslýnda bunlara sanatçý bile denmez, bunlarýn çoðunluðu kof magazinel tiplerdir. Ruhlarý sömürgeleþmiþtir. Gülben Ergen, Can Dündar’ý ve Hürriyet’i alkýþlayarak aslýnda MÝT TIR’larýnýn durdurulmasýný savunmuþtur. Bir yandan devletimize yönelik bu ihaneti alkýþlayan Gülben Ergen bir yandan Türk devletinin kurumlarýndan rant aramayý býrakmak zorundadýr. Çünkü son yýllarda fiilen bitmiþ olan bu þahsý hep devletin içinden bazý kurumlarýn yardýmlarý kurtarmaya çalýþmýþtýr. Hem devlete ihanet et hem de numaradan Mehmetçik ziyaretleriyle olayý örtbas etmeye çalýþ. Artýk bu dönem 1 Kasým 2015 ile beraber bitmiþtir. Türk Silahlý Kuvvetlerimiz de artýk bu yapay numaralarý yemeyecek ve böyle ikili oynayan sözde sanatçýlarý kabul etmeyecektir.

Gülben Ergen senelerce TRT’den ve baþka devlet ve belediye kurumlarýndan trilyonlarca rant indirdi. Dediðim gibi her fýrsatta hem Tayyip Erdoðan hem de daha ziyade Emine Erdoðan Hanýmefendi’nin önünden arkasýndan ayrýlmadan yaðdanlýk yapma yarýþýna girdi. AK Parti’nin yemeklerinden, davetlerinden rant amaçlý hiç ayrýlmadý. Öte yandan yaptýðý her þeyi magazin için yaptý. Hacca gitmek gibi kutsal bir eylemi bile þova dönüþtürdü. Dinimizi bile kendi magazinine alet etti. Fakat Kemalistleri kaybetmemek için Atatürk ve TSK yalakalýðý da bol bol yaptý. Eski kocasý Mustafa Erdoðan zamanýnda Kürt milliyetçisi tonunda konuþmalar bile yaptý. Ayný anda her þekle girmek isteyen bir bukalemun gibiydi.

Benim esas üzüldüðüm konu bizim muhafazakâr camiadan yetiþmiþ yeni kocasý Erhan Çelik de tüm magazinel þova alet oldu. Dahasý tüm medya kariyerini bu ülkedeki dindarlara ve muhafazakârlara borçlu olan Erhan Çelik, Gülben Ergen’in tüm bu yaptýklarýný desteklediðini beyan ediyor ve bir yandan da otopark iþletmeciliði gibi AK Parti belediyelerinden beslendiði yeni alanlara giriyor. Sanýyorum medyaya bir daha dönemeyeceðini anladý Çelik ve bu yolu tercih etti. Fakat tüm bu manzaraya bu ne perhiz bu ne lahana turþusu denir. Hem bir yandan karý-koca devlet kurumlarýndan ve AK Parti belediyelerinden besleneceksiniz hem de Türk devletine ihanet edenlerin goygoyunu yapacaksýnýz.

Erhan Çelik hem Kanal 7 döneminden biriktirdiði iliþki aðlarýyla otopark inþaatýna ve iþletmeciliðine girecek, sonrasýnda da ATV’nin dizileri aleyhine kara propaganda yapacak. Bir yandan da Doðan Medya’dan Hakan Çelik de Erhan Çelik’in bu otopark iþlerinin reklamýný yapacak. Artýk bu girift iliþkiler döneminin sonuna gelinmiþtir bu ülkede. Hem oradan, hem buradan, hem þuradan dönemi, yani ortama göre bukalemun gibi deðiþme dönemi bitmiþtir. Hem devlet hem medya hem sanat camiasýnda artýk herkes açýk ve dürüst olacak...