Eylül ayý gelince tüm televizyonlarda ‘yeni yayýn dönemi’ fragmanlarý (tanýtým filmleri) yayýnlanmaya baþlar. Genelde de ‘yeni yayýn dönemi’ne eylül ortasý ya da eylül sonu girilir. Peki televizyonlarýn ‘yeni’ diye lanse ettikleri þeyler gerçekten yeni mi, en önemlisi özgün mü? Hemen söyleyeyim çoðu ne yeni ne de özgün.
Televizyonlarýn yeni yayýn dönemi fragmanlarý neredeyse tek elden çýkmýþ gibi. Tanýtým metinleri ve fragman senaryolarýný sanki ayný kiþi yazmýþ gibi… Yeni yayýn döneminde o kanalda ekrana gelecek programlarýn sunucularý ve diz oyuncularý bir platformda yürütülür, birkaç ‘kliþe’ cümle kurulur. ‘senin kanalýn’, ‘senin starýn’, ‘Türkiye’nin ekraný’ gibi birbirine benzer sloganlarla fragmanlar son buluyor.
Neden iyi bir vitrin yapýlamýyor?
Türkiye’de her alanda olduðu gibi ‘taklitcilik’ ve ‘vasatý takip etme’ kolaylýðý televizyon sektöründe de karþýmýza çýkýyor. Tanýtým filmlerinden logolar kaldýrýlsa hangi tanýtým hangi kanala ait olduðu anlaþýlmayacak düzeyde bir benzerlik durumu var. Oysaki televizyonlarýn en önemli birimlerinden biri tanýtým servisi yani pazarlama kýsmý. Sadeleþtirmek gerekirse bir maðazanýn vitrinini düzenlemek neyse televizyonlardaki tanýtým servisleri de odur.
Peki bu benzerlik sadece tanýtým filmleri ile mi sýnýrlý?
Tabiki hayýr. Ýçerikte de ayný sorun karþýmýza çýkýyor. Birbirine benzeyen senaryolarla ekrana konan diziler… Ayný içerikle program yapan sunucular… Hiçbir televizyonun ‘farklý’ bir formatta program üretme derdi yok. Kurumsallýktan uzak bir yapý ve ‘renksiz’ programlar her eylülde yeni diye seyirciye dayatýlýyor. Sonra da ‘seyirci bunu istiyor’ kliþesine sýðýnýlýyor.
Oysa tüm dünyaya dizi ihraç eden Türkiye, daha baþarýlý, daha global televizyon projelerine imza atacak güç ve donanýmda bence.
Haber bültenleri…
Ve majör kanallarýn ana haber bültenleri… ‘Taklitçiliðin’ dayanýlmaz hafifliði burada da karþýmýza çýkýyor. Haberlerin görsel ve yazýlý dili birbirinin ayný. Muhabirlerin anonslarý ayný kalýptan çýkmýþ gibi. Çok az muhabir arkadaþýn kendine has bir tarzý var. Bu durum kameramanlar için de geçerli. Hala özel televizyonlarýn ilk açýldýðý mantýkla kurgulanýyor haberler. Haber paketlerinin içinde ucube gibi duran ‘kutucu’kar, aniden beliren ‘ok’lar, garip garip grafikler.
Ya haber kanallarý…
Haber kanallarý bir nebze de olsa farklý içerikle yayýn yapmanýn gayretinde. Bazý haber kanallarý ‘sýcak haber’de öne çýkýyor. Bazýlarý ise tartýþma programlarýný farklýlaþtýrmanýn uðraþýnda. Yeter mi? Yetmez, ama en azýndan bu alanda iyiye doðru bir gidiþ var. Bu da umut verici…
Özetle artýk seyirciyi kandýrmaktan vazgeçelim… Söyleyecek ‘YENÝ’ bir sözünüz yoksa havalý cümlelerle fragmanlar hazýrlamanýza da gerek yok.