Yunanistan’da sol koalisyonun iktidara gelmesi ve ardýndan benzer bir geliþmenin Ýspanya’da da yaþanma ihtimali, birçok devletin pozisyonlarýný yeniden gözden geçirmelerine neden oldu.
Baþta Almanya olmak üzere AB’deki alacaklý ülkelerin Yunanistan’daki yeni iktidardan katiyen memnun olmadýklarýný belirtmek, muhtemelen büyük bir keþif olmaz. Birleþik Krallýk’ýn da AB “ortak para” politikasýna neden katýlmadýðýný, neden AB’nin daha gevþek bir iþbirliði olmasý gereðini savunduðunu artýk örneklerle gösterme imkaný bulduðu söylenebilir.
Bu arada, Almanya’nýn AB kaptaný biçimindeki rolünün artýk bir sorumluluk da gerektirdiði gerçeði ortaya çýkmýþ durumda. Dolayýsýyla, basit bir deðimle ifade etmek gerekirse, Almanya’nýn AB’yi kendisi için kullanma sürecinden AB için sorumluluk alma sürecine geçeceði ön görülebilir. Bu noktadaki kritik eþik ise sorumluluk ve yetkiler ile kazanç ve kayýplarý kiminle paylaþacaðý.
Anlaþýldýðý kadarýyla Almanya baþlangýç noktasýna geri dönerek paylaþýmý Fransa ile yapmaya karar verdi. Dolayýsýyla Yunanistan bir biçimde Almanya-Fransa ikilisini yeniden AB projesine kafa yormaya zorladý.
Bir tür Avrupa’nýn AB’ye geri dönüþü anlamýna gelebilecek bu geliþme, muhtemelen ileriki günlerde “Güçlü Avrupa” projelerine öncelik verilmesinin yolunu açacak.
Avrupa’da Rusya-ABD dengesi
Yunanistan’daki iktidar, sadece Avrupa ülkelerini deðil, baþka ülkelerin pozisyonlarýnda da bazý hýzlý deðiþmeleri ima ediyor. Ukrayna ve Suriye’de, hatta Ýran, Irak, Türkiye’de ve belki Yemen, Pakistan ve ötesinde sýnanan Rusya’nýn “güneye inme” politikasý için yeni bir kapý açýlmýþ oldu.
Yunanistan’daki yeni yönetimin Rusya ile iliþkileri “geleneksel ittifak”ý güçlendirecek nitelikte olabilir. Hatta kim bilir belki borçlarýn silinmesine itiraz eden devletlere, kenarda bekleyen Rus yatýrýmlarýný hatta “kara parasýný” göstererek þantaj bile yapýyor olabilir. Rusya’ya uygulanan ambargonun baþka ülkeler üzerinden nasýl delindiðini dile getirip bundan böyle Rusya ticaretinin kendisi üzerinden de yapýlabileceðini söylüyor olabilir.
Rusya’nýn, Türkiye’nin doðusundan Suriye yoluyla, batýsýndan Yunanistan iktidarýyla Kýbrýs’ýn güneyindeki baðlantý noktasýna ulaþmasý, oradan da Ýsrail hükümetindeki dostlarý yardýmýyla Akdeniz’e akmasý artýk daha kolay olabilecek.
Þimdi neden ABD Savunma Bakanlýðý’nýn beþ yýllýk planlamasýnda öncelikle Birleþik Krallýk’la iliþkileri geliþtireceðini bildirdiði anlaþýlýyor. Rusya’nýn “güney”e inmesine en fazla karþý çýkan ve bu konuda da en fazla gayret gösteren ülkenin Ýngiltere olduðunu bilmeyen var mý?
Türkiye’ye etkileri
Bu geliþmelerin Türkiye’yi de ilgilendireceði anlaþýlýyor. Sol koalisyonun iktidar kutlamasý sürerken ilk iþ olarak Kardak Kayalýklarýna çelenk konmasý, yeterince açýk bir mesaj.
Rusya’nýn eli Türkiye’nin iki yakasýna uzanýnca, Ege’de yeni krizlerin, Kýbrýs’ta yeni çýkmazlarýn hatta sýnýrda bazý anlaþmazlýklarýn yaþanacaðý öngörülebilir. Ancak bu tür bir ortamýn Türkiye açýsýndan yararlý sonuçlarý olabilir, tabi olasý krizler karþýsýnda tutunulacak tavra baðlý olarak.
Yunanistan krizinde boyun eðen tarafýn AB olmasý istenmiyorsa, AB’nin güçlü ülkelerinin Türkiye’yi destekleyen bir pozisyon almalarý mümkün. Bu pozisyon, gayet tabi üyelik süreciyle ilgili. Söz konusu desteðin Rusya açýsýndan da bir tür yeni yaptýrým anlamýna geleceðine kuþku yok. Suriye, Yunanistan ve Ukrayna’yý ayný paket içinde görmeyi baþarýrlarsa, AB ülkelerinin Türkiye ile ilgili yeni bir sayfa açma ihtimalleri artar. Tabi Türkiye de buna yardýmcý olursa.