Yeniden atılım dönemi: Vuslat, hizmet, millet

Cumhurbaşkanı Erdoğan Pazar günü Ankara’da gerçekleştirilen büyük kongre ile kurucusu ve lideri olduğu AK Parti’ye yeniden genel başkan seçildi.

16 Nisan referandumuylaanayasal hüküm haline gelen “partili cumhurbaşkanlığı” sisteminin bir imkânı, bir cüzü daha hayata geçmiş oldu.

“Yeni atılım dönemi”diye adlandırılan, “demokrasi, değişim, reform” şeklinde detaylandırılan yeni dönemde; devletin başı olan Cumhurbaşkanı, milletin teveccüh ettiği partinin başında olarak ülkenin en büyük siyasi örgütlenmesinde biriken sivil enerjiyi ülkenin hayrına değerlendirecek.

15 yıldır olandan farkı ne olacak? Bu kez parti ve lider arasındaki -son iki yıldır- bariyerler kaldırıldığı, kafa karışıklığı sonlandırıldığı için; vesayet odaklarının halk ve iktidar arasına sızmasına yol açan parçalı iktidar düzeni iktidarın gerçek sahibi halk tarafından tasfiye edildiği için eskiye oranla daha doğrudan ve sonuç alıcı olacak.

AK Parti'nin enerjisi

AK Parti, 9 buçuk milyon üyesiyleTürkiye’nin en büyük siyasi partisi. Lakin büyüklüğü sayısal çokluktan değil. AK Parti tabanının farkı, değişime açık olması ve siyasetin bizzat içinde yer alarak inisiyatif kullanması.

Değişim konusunda tabanın AK Parti, AK Parti’nin tabanı üzerinde hatırı sayılır bir emeği var. Erdoğan’ın başarılı liderliğinde karşılıklı bir etkileşimle hem kendileri değişiyor hem Türkiye’yi değiştiriyorlar.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte de böyle oldu: Erdoğan tanımladı, önerdi, ikna etti. Ve sistem halk eliyle değişti.

Şu açık: Türkiye Erdoğan’ın siyasi aklı ve yönetim becerisi, AK Parti’nin siyasi örgütlenmesi ve AK Parti tabanının enerjisi ve iradesiyle değişiyor dönüşüyor.

Millet mesajı

Kongre tarihi bir kongre, Erdoğan’ın konuşmaları kongre salonunu ve takvimini aşar nitelikteydi.

“Milletimizin mesajını aldık”ifadesi evet diyenleri de, demeyenleri de kapsadığı için önemliydi. Çünkü devamı “demokraside ve ekonomide reformlar olacak” şeklinde geldi.

Liderle kitle arasındaki sandık iletişiminin etkileşime dönüşmesidir bu. Pratiği bakımından, yeni dönemde merkez siyasetin Erdoğan eliyle yeniden tanımlanacağı ve yüzde 50 + 1’i temin ve garanti edecek bir vatandaş memnuniyetinin aranacağı olarak da yorumlayabiliriz.

O “merkez”de kimler olacak peki? Cevap şurada: “Hainlere yumruğumuzu her zaman sert tuttuk. Allah’a can, millete hizmet borcumuz var. Kimseye eyvallahımız yok”.

Partide değişim

Partiye yönelik olarak yeni dönem tüzük değişiklikleriyle görünür oldu. Parti mensubiyetini ve partideki pozisyonunu millete hizmet için değil şahsi menfaati için kullanan fırsatçıları ihraç etmekle görevlendirildi MKYK. Erdoğan da “AK Parti’ye, millete yük olan değil, yük alanlarla çalışacağız” diyerek yeni kriteri ilan etti.

“Yolumuzdan dönmeyeceğiz”, “terörle mücadele sürecek”, “OHAL kalkmayacak”, “AB’nin ikiyüzlülüğüne katlanmak zorunda değiliz” derken çok netti. 

Teröre, ikiyüzlülüğe, demokrasi dışı her tür girişim ve oluşum için kararlılık ifade ederken milletin 15 Temmuz kararlılığını da teyit etmiş oldu.

Seçilme yaşını 18’e indiren anayasa değişikliğini öneren AK Parti’ydi. Halktan onay gelince gereğini önce kendi içinde yapmaya başladı AK Parti. MKYK’ya 21 ve 23 yaşında iki genç katıldı.

Türkiye’nin ortaklaştığı “tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak” ise Rabia olarak girdi tüzüğe. 

Erdoğan'ın taahhüdü

Konuşmanın en mühim ve benzersiz kısmı ise kendi tabanı ve teşkilatı üzerinden tüm Türkiye’ye verdiği taahhüttü: “Erdoğan’ın milletin hayrına olmayan bir işini görürseniz, geçmişteki işlerini, başarılarını bir kenara koyun ve gereğini yapın. Tayyip Erdoğan’ın tüm hakları size helaldir”.

Cumhurbaşkanlığı ve parti genel başkanlığı bir arada nasıl olacak, ya roller birbirine karışırsa diye endişe edenler için küçük bir cevap da sergilendi Pazar günü. Erdoğan salona girene kadar Cumhurbaşkanlığı forsu kullanıldı ama konuşma yaptığı kürsüde fors yoktu. 2014 Ağustos’undan bu yana ilk kez...