Yeniden iki kutuplu sistem arayýþý

Doðu Akdeniz’de askeri kapasitesini karada ve denizde artýran Rusya’nýn bu hamlesi sonrasýnda “DAÝÞ’e karþý koalisyon” baþlýðý altýnda NATO güçleri de harekete geçti. ABD, Irak’a özel birlik gönderme kararý aldý, Fransa zaten askeri faaliyetini sürdürüyor. Birleþik Krallýk, Kýbrýs’taki üslerini Fransa’ya açarak destek veriyor, Türkiye’de süresi bittiði için sökülen Patriot’lar yeniden konuþlanýyor, Almanya ve Danimarka Ýncirlik üssünü kullanarak askeri-lojistik anlamda sürece dahil oluyor.

Bu arada Akdeniz’in doðusunda hem Rusya hem de NATO ve ABD’ye ait savaþ gemileri de cirit atýyor.

Rusya’nýn beklentisi bu muydu, emin olmak kolay deðil ancak sonunda NATO’yu sýký bir ittifak haline getirerek Suriye’ye doðru çekmeyi baþardý.

Týpký Soðuk Savaþ yýllarýndaki gibi bir sahne doðmuþ vaziyette. Avrupa’yý ve hatta Kanada’yý Rus korkusu sardý, Filistin sorunu dondu, Kuzey Afrika ülkelerinde seçilmiþ diktatörler iktidara geldi, Lübnan’da cumhurbaþkaný seçilememe krizi yaþanýyor, Japonya Çin’in kendisini iþgale hazýrlandýðýný savunarak silahlanýyor ve bu liste uzayýp gidiyor.

Ekonomik saflaþma ideolojik kamplaþma

Bu kez Rusya ve karþý ittifakýnýn kendi saflarýný sýkýlaþtýrmalarý sýrasýndaki tema, komünizm deðil; bunun yerini DAÝÞ ya da radikal Ýslami terör almýþ durumda. Gayet tabi hiçbir taraf petrolden, enerji kaynaklarýndan, bu kaynaklarýn nakil yollarýndan, dünya ticaret hatlarýndan, stratejik boðaz, kanal ve geçitlerden söz etmiyor. Görünüþte herkes, Rusya bile, DAÝÞ’le mücadele ediyor; ama bu DAÝÞ ne menem bir yapýymýþ ki, kimse onu ortadan kaldýramýyor. Ama DAÝÞ bir iþe yarýyor; o da ona yardým edenler-mücadele edenler ayýrýmý anlamýna gelen yeni bir ideolojik kamplaþma. Bu da demokratik rejimler-otoriter rejimler olarak ifade buluyor.

Yine Soðuk Savaþ yýllarýna benzer biçimde, bazý NATO müttefikleri, Rusya’nýn Suriye sýnýrýndan püskürtülmesi iþini Türkiye’nin omuzlarýna yýkmaya çalýþýyor. Türkiye’nin sýnýra askeri birlikler yýðmasý, füzeler yerleþtirmesi önerilerek alenen Türkiye ile Rusya’yý askeri olarak karþý karþýya gelmeye zorluyor.

Meselenin bir de ekonomik yönü bulunuyor; diðer bir ifadeyle enerji, turizm ve diðer birçok ekonomik faaliyetin de rotasý deðiþiyor. AB, Rusya’ya ambargo uyguluyor; Ýran ambargosu da tamamen kalkmýþ deðil. Rusya da Türkiye’ye yaptýrým uyguluyor. Bu durumda Türkiye hem enerji, turizm gibi alanlarda hem de ticaret-yatýrým baþlýklarýnda hýzla “güney” eksenine, Azerbaycan ve Katar gibi dostlarýna ve de AB’ye yöneliyor.

Baþkalarý da tercihe zorlanacak

Rusya’nýn NATO saflarýný sýkýlaþtýrdýðý ve ABD müttefiklerinin piyasalarýnýn yeniden birbirine eklemlenmesine yol açtýðý açýk; ancak açýk olmayan Rusya’yý bu yola kimin ittiði. Öte yandan ayný sürecin hem Obama ABD’sini hem AB’yi karar vermeye zorladýðý da ortada. Batý ittifakýnýn üyelerini de karara zorlayan oyuncu ya da oyuncularla Rusya’yý bu sürece zorlayan/zorlayanlar ayný olabilir mi?

Yanýtý zaman içinde alacak gibiyiz. Karadað’a yapýlan NATO üyelik teklifiyle birlikte bugün görünen, Rusya’nýn Avrupa’daki kalelerini ele geçiren NATO ile Ortadoðu kalelerini koruyan Rusya’nýn kýyasýya mücadele ettiði. Bu mücadelede Türkiye hýzla Batý’ya eklemlenirken Sýrbistan, Kýbrýs, Azerbaycan, Lübnan ve Ýsrail de hýzla “karar vermeye” zorlanýyor.

Türkiye kararýný veren ülke pozisyonunda olduðu için, bundan sonra yeni krizlerin adý geçen ülkeler ve çevresinde patlak vereceðini öngörmek mümkün. Dolayýsýyla Rusya’nýn kýsmen amacýna ulaþtýðýný ve Türkiye ile uðraþmak yerine esas muhatabýna yöneleceðini, hatta belki baþka bölgelere yoðunlaþacaðý söylenebilir.