-Diyarbakýr-
Evet Öcalan, Dolmabahçe mutabakatýnda ifade edildiði gibi “tarihi bir eþik” dediði yerde duruyor:
“PKK’nin Türkiye’ye karþý sürdürdüðü silahlý mücadeleyi sonlandýrmak için bir kongre yapmayý gerekli ve tarihi görmekteyim.”
“40 yýllýk mücadelemiz boþa gitmedi” gibi tabanda oluþabilecek “Yani bunca ölüm- kalým boþuna mýydý?” sorularýný cevaplandýrdýktan sonra gelinen noktanýn “Çünkü”sünü açýklýyor:
“Silahlý mücadele aynen sürdürülemez bir noktaya da gelmiþtir. Bu da demokratik bir çözümü empoze ediyor.”
“Bu kongre ile birlikte artýk yeni bir dönem baþlamaktadýr.
“Barýþ içinde ve kardeþçe yaþama sürecine giriyoruz.
“Nevroza da yakýþan budur.”
Sonra “Kapitalist emperyalizm etnik ve dini aidiyetleri çatýþma zemini haline getiriyor” diyor ve bölge ulus devletlerine çaðrýda bulunuyor:
“Ülkemiz için doðru olan hususlar kutsallarla dolu olan bölgemiz için de geçerlidir. Ulus devletleri Ortadoðu’nun demokratik ortak evini inþa etmeye çaðýrýyorum.”
Barýþ sürecini geliþtirmeyi “siyasi, dini ve ahlaki acil sorumluluk” olarak niteliyor.
Öcalan bu arada Süleyman Þah’ýn türbesinin Eþme’ye getirilmesini de “Eþme ruhunu yeni tarihin sembolü olarak selamlýyorum” diyor.
Tabii iþin bundan sonrasý ne olacak?
Bu bildiriyi, Nevruz meydanýna toplananlar dinlediði gibi herhalde Kandil ve HDP’de özellikle Demirtaþ da dinliyor.
Bildiriyi yine HDP’li Pervin Buldan ve Sýrrý Süreyya Önder, coþkuyla okuyor, ancak Kandil’e ve Amerika’ya gidip gelenlerle Ýmralý’ya gidip gelenler arasýnda fark oluþmuþcasýna bir durum da söz konusu.
Öcalan’ýn çaðrýsýndan yola çýkýp, “Silah bitsin, Kongre toplansýn” gibi bir cümle kurulacaðý gibi “Kongre toplansýn silah bitsin” tarzýnda da bir cümle kurulabilir. Acaba bu çaðrýya Kandil ne diyecek, ilk soru bu.
Ondan sonrasý, daha önce de yazdýðým gibi “Öcalan’ýn liderlik sýnavý” haline geliyor.
Bakalým göreceðiz.
Cumhurbaþkaný-Hükümet iliþkisi
Bu arada süreçle ilgili “Ýzleme heyeti” konusu, Cumhurbaþkaný ile Hükümet iliþkisinde de sýkýntýlý bir geliþmeye yol açmýþ görünüyor. Cumhurbaþkaný Ukrayna’ya giderken “Böyle bir þeyden doðrusu benim de haberim yok. Bu olaya da olumlu bakmýyorum” demiþti. Oysa Hükümetin HDP ile mutabakata vardýðý ve Yalçýn Akdoðan’ýn isimlendirme safhasýna gelindiðini açýkladýðý bir þeydi Ýzleme Heyeti. Kamuoyunun ve bizzat Ak Parti tabanýnýn “Ne oluyor?” sorusuna cevap aradýðý bir sýrada Bülent Arýnç’tan gelen cevap konuyu daha sýkýntýlý hale getirecek gibi görünüyor. Arýnç þöyle dedi:
“Hükümetimiz izleme komitesini faydalý görmektedir, ülkeyi yöneten hükümettir. Cumhurbaþkanýmýz her þeyi çok iyi bilmektedir. Bu olaylardan haberdar olmamasý mümkün deðildir. Her hafta kendisine bilgi sunulunur, etraflýca arz edilir. Erdoðan’ýn bu sözlerini þahsen uygun bulmuyorum. Hükümeti eleþtirir noktaya gelmesini doðru bulmuyorum. Dünkü konuþma olmasaydý Ýmralý’dan verilen mesaj nasýl olabilecekti? Verilen mesaj bu hali ile bile olumlu, ümit vericidir. Silah býrakýlmasý, eylem yapýlmamasý, kamu düzenin saðlanmasý konusunda bu mesajýn verilmesini hükümetimizin çözüm sürecinde baþarý olarak görüyorum. Bu mesajýn zihinlerde tereddüt oluþturmamasý gerekir. ‘Ben bundan hoþlanmadým, sevmedim’ beyanlarý kendi hissi beyanlarýdýr. Sayýn Cumhurbaþkanýmýzý çok sevdiðimiz için kendisini üzmek istemeyiz. Erdoðan’ýn hükümeti eleþtiriyor olmasý yýpratýcý. Ýzleme Komitesi’nin devam etmesi konusunda kararlýyýz.”
Bilmiyorum bu iþler nasýl dengeye oturur? Baþçý olayý, Fidan olayý ve þimdi Ýzleme Komitesi olayý... Bunlar farklýlýklar alanýný oluþturdu. “Etkin Cumhurbaþkaný” ve “Parlamentoya karþý sorumlu Hükümet yapýsý” arasýnda “ayný daðýn yeli” olunmasýna raðmen önümüze “farklýlýklarýn yönetimi” diye bir sorun çýkacak gibi görünüyor. Allah’tan hayýrlýsý...