Suriye uçaklarý, Pazar günü Cilvegözü sýnýr kapýsýna 4.5 km mesafedeki alaný bombaladý, çok sayýda insan yaralandý, kaç kiþinin öldüðü ise öðrenilemedi. Anlaþýldýðý kadarýyla bu bombardýman, Suriye’den Türkiye’ye giriþ yapan TIR’larý hedef almýþtý. Bu, Suriye yönetiminin Türkiye ile ‘yasal’ ticaret yapanlarý cezalandýrma giriþimi anlamýna gelir ve ayný zamanda Türkiye’yi tahrik etmeye yönelik olduðu da kuþku götürmez.
Suriye yönetimi þu sýralar Türkiye’deki karar alýcýlarýn her þeyden tahrik olduklarý kanaatine kapýlmýþ olabilir. Oysa konu dýþ politikaysa ve hele ki Suriye ise, bugüne kadar yapýlan davetlere Türkiye’nin icabet etmediðinin hatýrlanmasý gerekirdi.
Bu olaydan üç gün önce, Genelkurmay Baþkanlýðý Suriye’den Türkiye’ye girmeye çalýþan yüz kadar kaçakçýnýn engellendiðini duyurmuþtu. Yapýlan açýklamaya göre kaçakçý olduðu ileri sürülen kiþiler mayýnlý bölgeye yönelmiþler, kendilerine yapýlan ‘dur’ ikazýný ve uyarý atýþýný dikkate almadýklarý gibi karþý ateþ açmýþlar. Bunun üzerine sýnýrda görevli birlik ateþ açmýþ ve sýnýrý geçmeye yeltenenler geri püskürtülmüþ.
Geçiþ sorunu
Türkiye-Suriye sýnýrýna duvar örme giriþimlerinin sürdüðü bu dönemde, Türkiye’nin sadece karadan deðil havadan ve hatta denizden de Suriye’yi ablukaya aldýðý söylenebilir. Türkiye’nin, haklý olarak, Suriye üzerinden Türkiye’ye gireni-çýkaný denetlemesi gerekiyor. Ne yazýk ki iç savaþtan kaçarak canýný kurtarmak için kendisini Türkiye’ye atanlarýn yanýnda koþullarý fýrsat bilerek sýnýrý aþan kiþi ve gruplar da var. Üstelik bunlarýn ne kadarý Suriyeli, ne kadarý maðdur, ne kadarý rejim muhalifi belli deðil.
Ýçinden çýkýlmasý zor durum þu: Her geleni muhtemel ‘öteki’ saydýðýnýzda insanlarýn ölümüne seyirci kalan bir Türkiye durumu ortaya çýkýyor; can-mal derdine düþene el veren ülke olduðunuzda da o boþluktan herkes yararlanýyor.
Ýþin en kötü yaný ise bu koþullarýn Türkiye’deki iç çalkantýlarla baðlantýlý hale getirilmesi çabasý.
Hükümet, gerek radikal Ýslami gruplarýn gerekse Kürtlerle sürmekte olan çözüm sürecine mesafeli duran kesimleri sýnýrlarýnýn dýþýnda tutmaya çalýþýyor. Radikal kesimlerin hareket serbestisini sýnýrlayacak iþler yapýlmasý, esasen Suriye rejiminin hoþuna gitmesi beklenir, deðil mi?
Yeni bir davetiye mi?
Ama öyle olmuyor. Suriye rejimi, hem radikal kesimlerin hem de Kürtlerin Türkiye’yi esas düþman olarak görmelerine yol açacak tahrikler yapýyor. Resmi sýnýr kapýsýný bombalayýp ticaret yapanlarý TSK’nýn karþýlayacaðý yerlere sürüklüyor. TSK zaten sýnýra yaklaþaný vurmaya dünden hazýr. Dolayýsýyla Suriye, hem kendi vatandaþlarýný rehin alýyor, hem Türkiye’de ticaretten para kazananlarý isyan etmeye zorluyor, hem de askerin duruma müdahale etmesinin önünü açýyor.
Ýnsanýn aklýna geliyor iþte. Acaba, hükümetin zor durumda kaldýðýný düþünenler bir öneride mi bulunuyorlar? Hani içeride dara düþenin bir dýþ ‘eylem’ karþýsýnda, yeniden birlik-bütünlük saðlama olasýlýðý gibi. Daha açýk ifade edelim. Baþbakan’a, Suriye’ye askeri müdahale davetiyesi mi yazýlýyor? Bu yolla içeride karþýlaþýlan sorunlarýn ertelenebileceði, önemsizleþebileceði mi ima ediliyor?
Eðer öngörülerimizde en ufacýk bir isabet var ise Türkiye’nin bakacaðý ilk yerin kendi evi olmasý gerektiðine kuþku bulunmuyor. Ýçeride dikkat edilmesi gerekenin ise sýnýrlarý korumakla görevli güçler olduðuna kuþku yok. Ne de olsa hala sýnýrdan kim geçmiþ, kim geçememiþ, kim ateþ etmiþ konularýný hükümetten deðil baþka yerden öðreniyoruz.