Barolar Birliði Baþkaný Prof. Metin Feyzioðlu kapsamý daha geniþ ama temel odaðý Ergenekon ve Balyoz davalarý ve sanýklarý olan bir “yeniden yargýlama” zýrvasý ortaya attý ve maalesef basýnýmýzýn önemli bir bölümü de bu zýrva oltaya takýldý.
Bu zýrva öneriyi Ýstanbul’da sabah saatlerinde trafikte araba kullanýrken iþitiyorum ve Feyzioðlu “çift baþlý yargý” olgusunun sakýncalarýna istinaden bu yeniden yargýlama konusunu gündeme taþýyor ve bendeniz Feyzioðlu’nun aðzýndan bu “çift baþlý yargý” ifadesini ilk duyduðumda biraz þaþýrýyorum çünkü aklýma Kenan Evren Anayasasýnýn 156. ve 157. maddelerinde ifadesini bulan Askeri Yargýtay ve Askeri Yüksek Ýdare Mahkemesi (Askeri Danýþtay) konularý geliyor.
Ama þaþkýnlýðým kýsa sürüyor, tahmin de edebileceðim gibi, Feyzioðlu’nun çift baþlý yargý derken özel yetkili mahkemelerden, yani aslýnda Ergenekon ve Balyoz davalarýndan ve bu davalarýn sanýk ve mahkumlarýndan bahsettiðini anlýyorum.
Ben hukukçu deðilim ama artýk olan bitenlerle ilgili herkes gibi ben de bu konulara bir ölçüde aþina oldum ve özel yetkili mahkemelerin zaten sonlandýðýný, sadece ellerindeki dosyalarý tamamlayana kadar yetkilerini koruduklarýný biliyorum.
Üstelik özel yetkili mahkemelerin kararlarýna Yargýtay’da itiraz da mümkün, yani son sözü bu mahkemeler de söylemiyorlar.
Feyzioðlu’nun da hakkýný çok yemeyelim, söz konusu özel yetkili mahkemelerin verdikleri kararlarýn da evrensel hukukla ne ölçüde baðdaþtýðý kuþkulu ama bu durum sadece bu mahkemelerle sýnýrlý bir sýkýntý asla deðil.
AÝHM’in her sene açýkladýðý istatistiklere göre bizim yüksek yargý organlarýnda karara baðlanýp AÝHM’de itiraza konu olan davalarýn yüzde 95’inde, evet, yani yaklaþýk tümünde AÝHM, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin en azýndan bir maddesine aykýrýlýk tespit ediyor ve Türkiye’yi önemli tazminatlara mahkum ediyor.
Baþka bir ifadeyle hukuksuzluk sadece özel yetkili mahkemelerden kaynaklanmýyor, yaklaþýk tüm yargý kararlarýmýz, yani yaklaþýk tüm yargý sistemimiz defolu.
Böyle bir sistemde yeniden yargýlama talebi sadece özel yetkili mahkemelerin, üstelik miadýný hukuken doldurmuþ mahkemelerin kararlarý için söz konusu olursa birilerinin aklýna da bu giriþimin sadece darbecileri kurtarma amaçlý bir giriþim olduðu kanýsý, sanýsý takýlýr ve bu kaçýnýlmazdýr.
Sayýn Feyzioðlu’nun bu giriþimi baþlattýðý günlerde baþka bir þey daha oldu ve Genelkurmay Baþkanlýðý Askeri Savcýlýðý, bir açýdan çok komik, baþka bir açýdan da çok acýklý Uludere kararýný açýkladý ve askeri bürokratlarla ilgili kovuþturmaya gerek olmadýðýný belirtti.
Bildiðim kadarýyla da bu karara karþý Yargýtay’a da gidemiyorsunuz, gidebildiðiniz yer (!) Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesi.
Vicdanlý bir kiþi bu koþullarda ülkemizde çift baþlý yargý dendiðinde akla gelmesi gereken ilk konunun ne olduðunu galiba anlýyor.
Ama tek derdiniz hukukun üstünlüðü, evrensel ilkelerin hukuk sistemizde geçerliliði deðil ise, çift baþlý yargý dendiðinde aklýnýza muhtemelen Ergenekon ve Balyoz davalarý geliyor, ekran ekran dolaþýp Genelkurmay Baþkanlýðý Askeri Savcýlýðýnýn askerler için verdiði kararý, ortada katledilen 34 vatandaþýmýz var, tartýþmak, Anayasanýn 156 ve 157. maddelerinin ne kadar utanç verici, ne kadar “bize özgü çirkinlikler” olduðunu söylemek gelmiyor.
Bugünlerde bir Uludere kararý açýklandý, bir de Sayýn Fethiye Çetin’in “Utanç Duyuyorum-Hrant Dink cinayetinin yargýsý” isimli kitabý yayýnlandý.
“Ergenekon davasý yeniden görülsün” diyenlere bu kitabý hemen okumayý hararetle öneririm, bakalým bir daha Ergenekon davasý yeniden görülsün diyebilecekler mi?
Ergenekon ve Balyoz davalarýnda da, bizde her davada olduðu gibi, hukuksuzluklar olduðuna inanýyorum ama bunun çözümü “yeniden yargýlama” mý olmalýdýr?
Eðer birileri, mesela Sayýn Feyzioðlu bu davalarda kurunun yanýnda yaþýn da yandýðýný söylüyorsa, muhtemelen de öyledir, bu kez de yaþýn yanýnda kurularý da kurtaralým, onlarý affedelim, bir daha da hadlerini bilsinler, bu pis iþlere bulaþmasýnlar.
Affedilmiþ olmak onlara çok yakýþacaktýr.