‘Yeniden yargılanma’ bayramı için vakit erken...

Türkiye Barolar Birliği başkanı ulaşabileceği herkesle görüşerek Ergenekon ve Balyoz davaları için yeniden yargılama istiyor. Dava sürecinde pek çok hukuki yanlışlık yapıldığı gerekçesiyle... CHP konuya ilişkin bir yasa teklifini Meclis’e sunma hazırlığında... İktidar partisi de taleplere sağır değil; çıkış için o da yol arayışında...

Herkeste bir telâş, bir telâş...

Cezaları onanmışlar ve yakınları susuyor, ama henüz yargılanmaları sona ermemiş olanlardan “Bizi cellâtlarımıza teslim etmeyin” itirazları yükseliyor...

Elbette yasa çıkar ve yargılananlar yargılanmamış hale getirilebilirse kimsenin söyleyecek bir sözü olamaz; ancak, bugünkü hukuki mevzuat içerisinde, talebin kolayca gerçekleşebileceğini sanmıyorum...

Yargı süreci birkaç merhaleli bizde ve herbirinin aşılmasıyla nihayete eriyor: Yerel mahkeme, Yargıtay’a temyize gitme, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ve ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi... Ülkemizdeki aşamalar tamamlandığında ‘yeniden yargılanma’ için başvurulabiliyor...

Pek kolay bağışlanan bir lütuf değil ‘yeniden yargılanma’ bizde...

Hadi bağışlandı diyelim... Zaten beş yıldan fazla sürmüş bir davanın ‘yeniden yargılanma’ sürecine girmesi, sanıkların aynı çileli yolculuğa bir o kadar süre daha tahammül etmesi anlamına geliyor. Yolu kısaltacak başka bir yöntem bulunamazsa, ‘yeniden yargılanma’ çilenin katmerleşmesi demek...

Gözünüzden kaçmış olabilir: Konunun kamuoyu gündemine girdiği şu günlerde, mahkemeye ‘tutuksuz yargılanma’ için başvurmuş olan eski genelkurmay başkanının bu görece mâkul talebi bile, mahkeme heyeti tarafından reddedildi.

‘Yeniden yargılanma’ talebinin dikkate alınabilmesi için, yargılamada ciddi aksaklıklar yaşandığı, yanlışlıklar yapıldığı itirazlarının kanıtlanması şart. Yapılan bu türden itirazlar yargılama sırasında mahkemelerce incelenmiş ve reddedilmişti.

Daha önce mahkemeye sunulmamış yeni kanıtlar ve tanıklar bulunması da yeniden yargılanma imkânı sağlayabilir; ancak bir siyasi kişiliğin gazete köşe yazısının tek başına ‘kanıt’ sayılamayacağı da âşikâr...

Ortada ‘yeniden yargılanma’ yolunu açabilecek hukuki bir imkân görünmüyor...

Tek yol, hukuki çerçeveyi değiştirecek bir yasayla sorunun çözülmesidir; ancak bunu da yalnızca Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan yargılanmış olanlarla sınırlı tutabilmek hayli zor. Yasayla genişletilecek çerçeveden siyasi içerikli suçlardan yargılanmış herkesi yararlandırmak gerekecektir...

Buraya kadar, yargılama süreci henüz nihayete ermemiş davaların özüne hiç değinmedim; konunun yalnızca mevcut mevzuat açısından sorunlarına işaretle yetindim... Oysa, ‘yeniden yargılanma’ talebine yol açan itirazların da su götürür yönleri var...

Ergenekon ve Balyoz gibi davalar Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşanmış yanlışlıklarla ilgili... Fâili meçhuller, siyasi suikastlar, toplumu germiş toplumsal olaylar yanında darbe girişimleri de yargılanıyor. Yargılanması gerekmeyen kişiler yargılanmış, hatta yargılanması gerektiği halde bazıları kapsam dışı bırakılmış olabilir; ancak davaların kendisi ‘gerçek’ olaylarla ilgili. Bunu ne yapacağız?

Yargılamayı geçersiz kılacak her girişim, mahkeme heyetini oluşturan yargı mensuplarını ‘suçlu’ duruma düşürmeyecek mi? Yoksa onların yargılanması mı düşünülüyor?

Pişmiş aşa su katmak, hayalleri yıkmak istemem, ama ‘yeniden yargılanma’ zor görünüyor...