Yenilenme... Tazelenme...

12 EYLÜL Cumartesi günü Ak Parti’nin 5’inci olaðan kongresi var. 12 Eylül bizim yakýn tarihimizde ilginç bir yere sahip. 1980 darbesi 12 Eylül’e denk gelmiþti. Darbecilerin yaptýðý Anayasa’yý kýsmen deðiþtiren 2010 yýlýndaki referandum da 12 Eylül mührünü taþýyor. Ama unutmayalým Anayasamýzýn ruhunda askerlerin damgasý var hala. Bizde bir arada iþ yapma kültürü niye zayýf, bilmiyorum. Herkesin þikâyet ettiði Anayasayý bir araya gelip yeniden ve sivil bir anlayýþla hayata geçirmeyi baþaramadýk. Koalisyon kurmakta yani hükümet ortaklýðýnda da çuvalladýk.

“Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekiniz” diye bir Peygamber buyruðu var. Kongreler, partiler için bir iç hesaplaþma, yenilenme ve tazelenme fýrsatýdýr. Büyük yapýlarý çürümeye ve yýpranmaya baþlamadan elden geçirmek çok önemli, zira büyük bünyelerdeki hastalýðý teþhis etmek zordur. Cüssesi, kuvvet alameti gibi görülürse erimeyi teþhis etmek daha da zorlaþýr. Ak Parti hala kuvvetli bir bünyeye sahip. Ama unutmayalým oyu yüzde elliden yüzde kýrka düþtü. Bu bir inkýraz iþareti olabilir mi? Hiç deðilse acaba demek ve ona göre yapýlanmak gerekmez mi? Oy kaybýnda, baþta benim, bütün Ak Parti camiasýnýn ve sevenlerinin de payý var. Kimimiz yeterince çalýþmadý demek ki, kimimiz gerekli ikazlarý yapmadý, ortaya çýkan yanlýþlara çeþitli kaygýlarla vaktinde dikkat çekmedi kimimiz de. Ama asýl pay Ak Parti yönetimine ait olsa gerek. 

Bu konularý derinlemesine olmasa da önümüzdeki seçimi düþünerek ele alanlar yok deðil. Abdülkadir Selvi, 3 Eylül tarihli yazýsýnda “Kongrede nasýl bir yenilik olacak?” sorusuna cevap aramýþ: “AK Parti’nin kitlelere heyecan ve umut vermesi gerekiyor. Geçen seçimlerde HDP’nin barajý aþýp aþmayacaðý konusu bir motivasyon kaynaðý olmuþtu. Bu kez AK Parti’nin tek baþýna iktidar olup olmayacaðý bir motivasyon aracýna dönüþtürülebilir. Bunu baþarmak zor deðil. Yeter ki AK Parti hatalarýndan ders çýkarmayý bilsin. Örneðin bu seçimlerde siyah Mercedesler kullanýlmayýp, Ray-Ban gözlükler terk edilip, kibirli kampanyalardan uzak durulup, tevazu ve alçak gönüllü hareket edilsin. Gerisi gelir.”

Ak Parti, 7 Haziran seçimini kaybetti demesek bile kazandý da diyemeyiz.  Bu, olmamýþ gibi davranamayýz. Aramýzda konuþmadan, gözlerimizi birbirimizden kaçýrarak, seçimin sonuçlarýný ortadan kaldýramayýz. 
Ak Partisosyolojik olarak yaygýn bir kitlenin hayalinin, umutlarýnýn, entelektüel birikiminin sonucuydu. Kimi zaman bu kitlenin taleplerini siyaset alanýna taþýdý kimi zaman da deðiþimine öncülük etti. 
Uzun yýllarýn birikimini heba etmeye kimsenin hakký yok. Bu kitlenin umutlarýnýn yok olup gitmesine izin verilemez. Üstelik bu hayal kýrýklýðýnýn bizatihi sebebi olmanýn yükünü kimse taþýyamaz. Ak Parti 1 Kasým seçimlerinde oylarýný arttýrmak ve tek baþýna iktidar olmak zorundadýr. Bu açýdan 12 Eylül’deki kongre bir fýrsattýr. Daha geniþ kitlelere ulaþma arzusunun simgesi olacak bir parti yönetimi oluþturmak zorunda Ak Parti. Ýçine kapanmak yerine geniþ kitlelere, geleceðe dair umutlar veren bir kadroya ihtiyaç var. 
Belli ki 7 Haziran seçimlerinde söylenenlerin bir kýsmý Ak Parti’ye oy veren eski seçmen için bir þey ifade etmedi. Onlar için manasý olacak þeyleri söylemeyi baþaramadý veya bulamadý Ak Parti. Belki de bu noktada yanlýþ deðerlendirmeler yaptý ve stratejisini seçmene anlamlý gelen hususlar üzerine bina edemedi. 

Ak Parti, kendisini 12 yýl boyunca iktidarda tutan þeyin ne olduðunu anlamak, bulmak zorundadýr. Bunu bulamazsa 1 Kasým seçimleri mutluluk getirmez.

Bu Kongrede iki hedefi gözetmek zorunda Ak Parti. Biri kýsa döneme iliþkin. Yani 1 Kasým’da iktidar olmak, bir koalisyona razý olmamak Diðeri ve belki daha da önemlisi ise Türkiye’nin geleceðine yön verecek anlayýþýn tesis edecek kadro. Ak Parti Genel Merkezini bu anlamda daha aktif kýlacak bir yapýlanma... Uzun vadeli plan ve projelere beþiklik edecek bir kurumlaþma... Basit bir örnek size: Ýlk defa oy kullanan gençler arasýnda Ak Parti dördüncü sýrada çýkýyor. Bu bir probleme iþaret etmiyor mu? Ak Parti Genel Baþkan Yardýmcýlýklarýný Genel Baþkan’ýn bir nevi özel kalem müdürü olmanýn ötesinde fonksiyoner kýlmak gerekiyor. Ýlgili Bakanlarla hiç bir araya gelmeyen ve hiçbir þey üretmeyen Genel Baþkan Yardýmcýlarýnýn varlýðýndan söz edenler haklý mý yoksa? Bu konularda yüreði yanýklarýn “Mâni oluyor hâlimi takrîre hicâbým”diye mýrýldandýklarýný duymuþluðum çok.

Geçmiþte iki kiþiden birinin oyunu almýþ Ak Parti, bu ölçüde geriye düþmesinin sebepleri üstünde düþünmek zorunda. Ýstiþareyi geri plana atan bir teslimiyetin alametleri göründü son dönemde. Ak Parti adýna medyaya çýkan kimilerinin ne kadar antipati yarattýðýnýn farkýna varmasý ve yeni yönetimi biraz da bu açýdan oluþturmasý gerekiyor Ak Parti’nin. 

‘Genel Baþkan Ahmet Davutoðlu’nun önündeki güçlükler neler, nasýl bir MKYK’ diye geçirdim aklýmdan ama içinden çýkamadým.