Takýmlardan birinin daðýldýðý maçlar için, hep “Kýrýlma Aný”ndan söz edilir ama; Dinamo Kiev-Beþiktaþ mücadelesi, zaten kýrýk baþlamýþtý. Bizimkiler, sanki hiçbir amaçlarý yokmuþ gibi duraðan, temposuz ve hatta isteksiz görünüyordu. Þampiyonlar Ligi gruplarýndan, tarihte ilk defa lider çýkma þansý bulunan Beþiktaþ; bu iþin ciddiyetine varmýþ gibi deðildi. Oysa Dinamo Kiev; üçüncü olup Avrupa Ligi’ne kalma ihtimali bile olmadan, sonunculuðu garanti olmasýna raðmen, Beþiktaþ’tan çok daha istekliydi. Maçý istediklerini her halleriyle belli ediyorlardý.
Gerçi siyah-beyazlýlarýn erken daðýlmasý; biraz da olmayan bir penaltý- ya kurban gitmeleri sonucuydu. Üstüne üstlük kýrmýzý kart da geldi... Rakibinin dirseðiyle kendini yerde bulan Beck’in pozisyonu; o noktadan Beþiktaþ lehine faul olmalýydý. Neyse mazeret aramayalým... Kötüydük, bedelini aðýr ödedik.
***
Kaleci paslaþmasý sýrasýnda kaybettiðimiz top, geldi gol oldu. Þampiyonlar Ligi gruplarýndan çýkmak isteyen bir takým, bu kadar ucuz/basit/komik gol yemez. Yerse, bütün hevesleri böyle boðazýnda kalýr.
Ayaðýnda top tutamayan, kendine gelen bütün toplarý ezen Aboubakar’ýn Cenk Tosun’a tercih edilmesi, hangi gerekçeye dayanýyor. Adam bitik...
Þenol hocanýn elektrik tellerinde kaçak var. Arada kontak atýyor. Cenk’i oyuna aldý ama, iþ iþten geçmiþti...
Ukrayna takýmý rüyasýnda bile göremeyeceði skorla karþýlaþýnca, sahada bizimkilere karþý þov yapýp dalga geçmeye baþlayýnca; Adriano acýmasýz bir tekmeyle susturmasýný bildi. Sarýyla kurtulmasý þansýydý. Utanç dolu maçý zor tamamladýk. Bitmek bilmedi.