Yerel seçim süreci baþladý. Aday adaylarý þimdiden meydan almaya baþladýlar. “Ben de varým!” açýklamalarý gýrla...
Ýnsanoðlu bir tuhaf. Her seçimde aday olanlardan tutunuz da kendini siyaseten göstermeye meraklý olanlara varýncaya kadar bir dizi insan psikolojisi ilginç bir biçimde yarýþma sahnesine çýkýyor.
Seçim vakti gelip çattýðýnda mutlaka adaylýk baþvurusunda bulunma ihtiyacý hissedenler nasýl bir amaç güdüyorlar acaba? Ýçlerinde aday gösterilmeyeceklerini bile bile müracaatta bulunan mebzul miktar isim var inanýn.
Aday adaylýk sürecinde “en hakiki partili” edasýyla rol kesen ve “adaylýk verilmezse bile herkesten çok çalýþacaðý!” vaadinde bulunan kimselerin kendilerine adaylýk verilmediðinde nasýl bozguncu bir rol oynadýklarýný bizzat görmüþ biriyim.
Þimdi ayný isimler hiçbir þey olmamýþ gibi gene ayný partilerin kapýsýný çalýyorlar. Sanki ihanet eden kendileri deðilmiþ gibi “en hakikilik!” iddialarýný dillerinden düþürmüyorlar! Ýlginç!
Yerel seçim süreci her bakýmdan analiz edilmesi gereken bir süreç... Sadece siyaset bilimi açýsýndan deðil siyaset psikolojisi ve hatta psikiyatri bilimi açýsýndan da incelenmesi gereken bir süreç.
Aday adaylarýnýn seçim öncesi, seçim esnasý ve seçim sonrasý karakter deðiþiklikleri eminim ki psikoloji/psikiyatri bilimi açýsýndan önemli bir malzeme içeriyordur. Sýrf parasýna güvenerek halkla iliþkiler ve tanýtým çalýþmasý yürütenlerin kendilerini seçtirmek için gazeteci ve siyasetçilerle geliþtirdikleri iliþkiler bence baþlýbaþýna bir inceleme konusudur.
***
“Yerel seçim borsasý” tabirini bilerek kullandým. Çünkü ciddi paralarýn döndüðü bir süreçtir bu. Para sahipleri herkesi satýn alabileceklerine inanýrlar. Dolayýsýyla önceden aðlarýný örerler.
Kendilerini iktidar katýna taþýyacak insanlarla iliþki geliþtirirler. “Dostluk”lar kurarlar. Ýliþkilenme konusunda sýkýntý yaþamazlar. Ya bizzat kendileri isim sahibi olduklarý için doðrudan arayýp tanýþýrlar ya da birileri üzerinden ulaþýp “dostluk” geliþtirirler.
“Aracýlar” bu süreçte önemli rol oynar. Bu aracýlar içinde gazeteciler mutlaka bulunur. Gazeteciler onlar için olmazsa olmaz önemdedirler. Zira onlara hem kendi reklamlarýný yaptýrýrlar hem de onlar üzerinden kendilerine iktidar katýndakiler nezdinde dostluklar oluþtururlar.
Aracý gazeteciler ne mi yaparlar?
O seçim bölgesinde iliþkide olduklarý ismi sistematik biçimde pompalarlar. Ýsmi gündemde yoksa gündeme sokarlar. Köþelerinde bunu iþlerler. Bu bir alýþ-veriþ iliþkisidir çünkü. Gazeteci kendi iþine bakar. Alacaðýna bakar. Partinin o isimle kazanýp kazanmayacaðý onun umurunda bile olmaz. Bu bir sektördür. Veren de alan da memnundur.
O gazetecilerin pompaladýðý isimler aday gösterilmediklerinde ihanetçi olurlar. Çünkü bütün hesabýný adaylýk ve sonrasý üzerine kuranlardan baþka türlüsü de beklenmez.
“En hakikilik” ve “sadakat” iddialarý birer palavradan ibarettir. Öyleleri var ki sýrf adý gazete köþelerinde çýksýn diye neler neler yapmazlar ki!
Öyleleri de var ki köþesinde isim zikretme karþýlýðýnda baþkaca “dostluklar” kurmaktan kaçýnmazlar!
Mesleðini bu tür çýkar iliþkilerine asla kurban etmeyen çok sayýdaki onurlu gazeteciler sözlerimden alýnmasýnlar.
Lafým kendi köþesinde sabah akþam adeta amigoluk yaparcasýna isim empoze eden az sayýdaki isimleredir! Ýstediðini elde edemediði belediye baþkanlarýna kalemleri üzerinden sopa gösterenleredir! “Aday empoze etmeyi” gazetecilik sanan simsarlaradýr!
Genel baþkanlara veya yardýmcýlarýna ve/ya da etkili siyasetçilere yakýnlýklarý üzerinden aday adaylarýný pazarlamaya kalkýþanlarýn oluþturduðu “sektör” var maalesef.
Merak ediyorum: Bir gazeteci veya köþe yazarý niye bir isim konusunda ýsrarcý olur ki? Siyasetin bu kadar içinde olmak gazetecilik mesleðini bozmaz mý?
“Yerel seçim borsasý”nýn açýldýðý bu günlerde lütfen dediklerim aklýnýzýn bir köþesinde bulunsun derim.