Yerel seçim için hazýrlýklar baþladý diyebiliriz. Baþkan Erdoðan'ýn "Metal yorgunluðu var", "Yük olanlarla deðil yük alanlarla devam edeceðiz" eleþtirisi de bir anlamda yerel seçim hazýrlýðý mahiyetindeydi. O süreçte bazý il ve ilçe belediyelerinde oluþmuþ sýkýntýlar bu eleþtirilerin ardýndan gelen istifalarla çözülmüþ en azýndan çözümün önündeki engeller kaldýrýlmýþtý.
O günden beri de Baþkan Erdoðan her fýrsatta partisi ve kadrosu üzerinden özeleþtiri yapmaktan çekinmedi ve bu eleþtiriler AK Parti'nin seçim için öne sürdüðü ilkeleri de belirledi.
Erdoðan daha önce de defaatle söylediði kriterleri grup toplantýsýndaki hitabýnda yineledi. En baþta "24 Haziran'dan dersler çýkardýk" dedi. "24 Haziran'dan daha iyi bir baþarý yakalamalýyýz" diyerek milletvekili seçimiyle ilgili sonucu tatmin edici bulmadýðýný da ifade etmiþ oldu.
Adaylarla ilgili kriterlerini ise þöyle sýraladý; "Kibir abidesi deðil tevazu sahibi olacak, millete tepeden bakmayacak, davaya hizmet etmiþ olacak, milletin deðerleriyle çatýþmayacak ve FETÖ'ye bulaþmamýþ olacak."
Adaylar belirlenmeye baþlandýðýnda baþýna geleceði bildiðinden peþin peþin uyarýsýný da yaptý; "Kimse bu benim yakýnýmdýr diye aday teklifiyle gelmesin."
***
Sonuçta ortada uzun süren bir iktidar dönemi var. Refah Partisi ile birlikte düþünüldüðünde bazý yerlerde bu süre 25 seneyi bulabiliyor. AK Parti, belediyecilik alanýnda baþarýlý bulunmuþ ki bu kadar uzun süre halkýn onayýný almýþ.
Ancak tam da uzun süredir hizmet ediyor olmanýn meydana getirdiði deðiþim arzusu, yaklaþan belediye seçimlerinde hesaba katýlmasý gereken etkenlerden biri.
AK Parti bu deðiþim ihtiyacýný, seçmenin karþýsýnda yeni yüzlerle çýkarak tatmin edecektir.
***
Hesaba katýlmasý gereken bir baþka husus, bir önceki yerel seçimlerin kendine özgülüðü.
17-25 Aralýk'tan iki ay sonra 30 Mart'ta yapýlan yerel seçimlerde, zamanýn yeterli ve koþullarýn müsait olmamasý, belki de isim deðiþtirmenin o hengamede üretebileceði maliyetten çekinilmesi gibi sebeplerle aday belirleme sürecinde gerektiðince titiz çalýþýlamadý.
Erdoðan bir taraftan FETÖ'ye meydan okuyor, halký FETÖ ile mücadeleye çaðýrýyor, bir taraftan partisi içindeki "tuzluklarý" ayýklýyor bir taraftan da seçim çalýþmasý yürütüyordu.
Fakat bu ortamda seçmen nezdinde AK Parti'ye destek, belediye baþkan adaylarýndan çok Erdoðan'a ve onun FETÖ ile mücadelesine destekti.
***
Belediyecilikte AK Parti'nin hizmet çýtasýný belli bir seviyeye çýkarmýþ olmasý da yaklaþan yerel seçimlerde yeni dinamiklerin devrede olabileceðini düþündürüyor. Baþkan Erdoðan'ýn Ýstanbul Büyükþehir Belediye'sindeki baþarýlý hizmetleriyle özdeþleþen "AK belediyecilik" anlayýþýnda erozyon olduðuna dair haklý ya da haksýz bir kanaat var. Bu kanaati, saydýðýmýz pek çok etkenin yanýnda bizzat Baþkan Erdoðan'ýn beklentiyi yükseltirken kendi partisini eleþtirmekten çekinmemesi de besliyor.
Ýnsanlar da haklý olarak karþýlarýnda Erdoðan gibi çalýþkan, herkesle kendi dilinden konuþabilen, tevazu sahibi biri görmek istiyor.
Ýnsanlar artýk su, çöp, ulaþým gibi temel belediyecilik hizmetlerinin yanýnda çevre dostu, çocuk dostu, engelli dostu, sosyal projelere aðýrlýk veren, israf etmeyen bir belediyecilik bekliyor.
***
Döviz kuru üzerinden yapýlan ekonomik operasyonun enflasyon üzerinden dar gelir ailelere olumsuz yansýmasý da seçimin ana girdilerinden biri olacak.
Bugüne kadar gösterilen ekonomi yönetim performansý bu iþin toparlanacaðý izlenimi oluþturdu ancak malum McKinsey olayýnda görüldüðü gibi oluþturulmak istenen algý, gerçeði gölgeleyebiliyor.
Seçim zamaný muhalefetin üzerinde en çok duracaðý konu kuþkusuz ekonomi olacak.
AK Parti'nin ekonomi üzerinden yapýlacak algý operasyonlarýna karþý da bir seçim hazýrlýðý olmalý.