Yazýnýn vurucu olmasý için de elbette araya “teknikmiþ gibi” duran bazý ifadeler sýkýþtýrmak gerekiyor:
“Serinkanlý bir okumayla”gibi...
Serinkanlý bir okumayla baktýðýmýzda bu karar ne anlama geliyor?
Dýþlanýyormuþuz...
Bu, ayný zamanda “uygar dünyadan tart ediliþimizin göstergesi”ymiþ...
Bakýn, “gösterge” dediðinizde de “teknik” bir vuruculuk elde ediyorsunuz...
Bu kez, hedef olarak bellediðiniz Erdoðan’a AB’den ödünç cümlelerle saldýrmýþ oluyorsunuz ve üzerinize herhangi bir þey bulaþtýrmýyorsunuz: “Biz söylemiyoruz, Avrupalýlar söylüyor...”
Okuyanlar, ister istemez, “Adam haklý beyler. Hoca olsaydý bunlarý yaþamazdýk” demek zorunda kalýyor.
Aslýnda mesele ne?
Mesele, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin, FETÖ’ye yönelik operasyonlarý gerekçe göstererek, Türkiye’yi yeniden “siyasi denetim” altýna almasý...
Karar 45’e karþý 113 oyla alýnmýþ.
Bizim “samanlýk güzeli” de oy kullanmýþ.
Hani Kýzýldere katliamýnda samanlýkta gizlenerek canýný kurtaran, kurtardýðý o caný yarým asýr sonra Avrupa ideali uðruna çarçur eden Leninist-Troçkist-Stalinist-Kürtçü milletvekili... Galiba biraz da Atatürkçülüðü var...
O da, “Evet, Türkiye siyasi denetim altýna alýnmalýdýr” demiþ.
Þimdi “serinkanlý bir okumayla” bakalým:
Meclis’e bomba yaðdýrmýþ ve yüzlerce insanýmýzý katletmiþ “asker” kýlýklý hainleri arkalayan, o hainlere yönelik operasyonlarý “Türkiye’de kitlesel tutuklamalar yapýlýyor, kaygýlýyýz” baþlýðýyla duyuran kokuþmuþ bir birliðin hezeyanlarýný ciddiye alýp, “Evet, uygar dünyadan dýþlanýyoruz. Ev ödevlerimizi bihakkýn yerine getirelim. Avrupa’yý kýzdýrmayalým” demeli miyiz?
Olaðanüstü Hal Uygulamasý da etkin olmuþ o “talihsiz” kararýn alýnmasýnda...
Avrupa için ölen arkadaþlarýmýz, “gözden geçirmenin zamaný geldi” diyor.
Terörün hedefi olduðunu iddia eden Fransa kendi Olaðanüstü Hal Uygulamasýný gözden geçirmiyor, ama ayný anda üç uluslararasý terör örgütünün hedefi haline gelmiþ Türkiye, Avrupa’yý hoþnut etmek için kendi “Olaðanüstü Hal” rejimini gözden geçirecek. Hatta kaldýracak...
Öyle mi?
Serinkanlý bir okumayla bakmaya devam ediyoruz:
Bizden, kendimizi düzeltmemizi isteyen Avrupa Birliði, son üç yýldýr, arkalamadýðý terör örgütü býrakmadý.
Avrupa Parlamentosu çatýsý altýnda PKK’ya stant bile açtý...
Kaygýlý ve sancýlý arkadaþlarýmýzýn biraz da buraya bakmalarý ve artýk karþýmýzda “hukukun doðrularýna göre hareket eden uygar bir yapý” deðil; ýrkçý ve faþizan politikalarý yücelten, Türkiye aleyhtarý her giriþimi ödüllendiren hastalýklý, çürümüþ, kendi deðerleriyle çeliþmeyi problem yapmayan “ölü” bir “birlik” bulunduðunu görmeleri gerekmiyor mu?
Hadi “serinkanlý bir okumayla” bakalým ve Türkiye’nin AB üyeliðini “kâbus” olarak gören, “Müslümanlara burada yeri yok” mottosunu dilinden düþürmeyen sosyal demokrat siyasetçileri konumlandýralým. (Bunlarýn bir de, peynir ekmek gibi ýrkçýlýk yapan “saðcý” versiyonlarý var.)
Serinkanlý bir okumayla bakmaya devam ediyoruz...
Fransa Uluslararasý Ýliþkiler Enstitüsü uzmaný Philippe Moreau Defarges bir televizyon programýnda, “Erdoðan öldürülmelidir” dedi.
Bir akademisyen bu...
Avrupa’dan dýþlanýyoruz diye kaygýlanan ve sancýlanan arkadaþlar, hadi serinkanlý bir okumayla bakýn.
Bakalým ne göreceksiniz?
Daðdaki çobanýn gördüklerini görecek misiniz bakalým?