Eser KARAKAŞ
Eser KARAKAŞ
ekarakas@stargazete.com
Tüm Yazıları

Yerli araba üretmek şart mı?

Şart diyenler de var, değil diyenler de.Bendeniz yerli araba üretimine karşı değilim, olamam da, piyasası olur ise istihdam yaratır, eroin dışında her türlü üretimi desteklerim ama yerli araba üretiminin Türkiye’nin temel stratejik ekonomik önceliği olabileceğine de kimse beni inandıramaz.

Yerli araba da bir üründür, rekabet koşullarında üretilir ise, katma değer yaratabilir, istihdam yaratır, böyle bir duruma aklı başında kimse karşı çıkamaz.

Ancak, yerli araba üretimi ile Türkiye’nin iktisadi geleceğini aynı kefeye koymayı da anlamam.

Araba eski ekonominin bir ürünüdür, Türkiye bir stratejik iktisadi tercihte bulunmak istiyorsa, kendine hedef olarak mutlaka ama mutlaka yeni ekonominin bir ürününü tercih etmelidir.

Yerli araba üretimine karşı olmadığımı söyledim ama bu tür bir üretim doğrusu beni çok heyecanlandırmaz.

Türkiye mutlaka toplam maliyet içinde sabit maliyeti çok düşük ama yaratıcılık payının büyük olduğu bir ürüne kitlenmelidir.

Filmi on beş sene geriye sarsak, örnek olarak cep telefonlarını, ipadleri, dizüstü bilgisayarları falan sayabilirdim, bugün için bu ürünler bile standart ürünler haline gelmişlerdir.

Daha teknik bir ifade kullanmak gerekir ise, Türkiye stratejik olarak teknoloji, bilgi pozitif dışsallığı olan ürünleri hedef almalıdır.

Başka bir ifadeyle, bir ülke X ürününü ürettiği zaman bu ürünün üretim süreci başka sektörlere, hatta üniversitelere bile bilgi dışsallığı üretmelidir, teknoloji katkısı vermelidir.

Araba üretiminin Türkiye ekonomisine pozitif bilgi dışsallığı olabileceğini söylemek 2013 senesinde hiç kolay değildir.

Türkiye zaten senelerdir araba üretmektedir, yedek parça üretmektedir ama araba üretimini kendi markamızla yapamıyoruz, yapamadık, bugün, 2013’de bu sektörde yerli marka eksikliğine takılmak bana pek anlamlı gelmemektedir.

İllaki de bir sektörde marka üretmek istiyor isek, bilgi ekonomisi sektörünü hedefleyelim, bir Samsung’umuz, bir Apple’mız olsunun peşine gidelim, bu tür ürünleri kendi markalarımızla üretebilir isek, çok önemli bir teknolojik dışsallık ortamı da yaratabiliriz.

Şunu unutmayalım, 21. Yüzyıl bilgi ekonomisi ürünleri üretebilenlerin yüzyılı olacaktır, araba üretmek, bir dizi nedenden gelişmiş ülkelerin gündeminden kısa süre içinde çıkmak durumunda kalacaktır; arabayı yeni ekonominin, geleceğin ekonomisinin bir ürünü olarak telakki etmek olanaksızdır.

Yerli arabayı küresel rekabet koşullarını bozmadan üretmenin Türkiye’ye bir zararı olmaz, istihdam yaratır en azından ama katkısı da çıkarılan fırtına kadar asla olmayacaktır.

Üstelik, yerli araba üretim sürecinde, çocuk endüstri tezlerini zamansız, gecikmeli olarak gündeme getirip AB rekabetinden kurtulmak istersek, yeni yerli arabanın selameti, sürdürülebilir üretimi için gümrük birliğini tartışmaya açarsakbu yeni korumacılığın büyük facialar da getirebileceğini düşünebiliriz, öngörebiliriz.  

Finlandiya gibi ağırlıklı olarak kereste, orman ürünleri üreten, ihraç eden bir ülke Nokia ve eğitim ile çağ atladı; şayet stratejik tercihlerini Nokia yerine araba benzeri bir eski ekonomi ürünü lehine kullansalar idi durum bugünkü gibi olmazdı.

Yeni bir bilgi ekonomisi ürününün hedeflenmesinin ise mevcut eğitim anlayış ve düzeyi ile mümkün olamayacağını söylemem şart.

İmalat sanayi üretiminin geleceğe yönelik katma değer kompozisyonu ile eğitim anlayış ve düzeyi at başı gidecekler; eğitimde büyük hamle yapmadan zaten bilgi ekonomisi ürünü tercihi kolay değil, hatta imkansız.

Eğitimde büyük reformlar gerçekleştirmeden yerli araba üretimine soyunabiliriz ama bunun ülkemiz ekonomisinin geleceğine katkısının çok sınırlı olacağını da unutmayalım.