Yerli savaþ uçaðý 28 Þubat’a takýlmýþ

Kendini koruma ve saldýrýya karþý koyma gücüne sahip olanýn kurallarý koyduðu bir dünya sistemi var. Bunun için gerekli donanýma sahip olana ‘güçlü’, olamayana ‘zayýf’ ülke deniliyor. Baþkalarýnýn donanýmýný kullanana ise ‘baðýmlý’...

Ekonomik baðýmlýlýk kadar tehlikeli bir durumdur bu.

Oysa IMF ve Dünya Bankasý gibi

kurumlara veya ‘sýcak para’ya ya da küresel sistemin dayattýðý ‘faiz lobisine’ baðýmlýlýktan bu kadar çok söz ederken, ‘silah lobisine baðýmlýlýk’ konusuyla daha az

ilgileniyoruz.

Savunma konusu sadece flaþ haberlerle medyaya konu oluyor.

Savunma sanayindeki hareketler, silah, savaþ uçaðý, savaþ gemisi, füze ve radar sistemleri satýþlarý da liderlerin açýklamalarý, emtia ve para piyasalarýndaki hareketler kadar önemli.

Türkiye de bu sistemde var olabilmenin yolunun baðýmsýz ‘yerli’ bir savunma sanayiyle olacaðýný gördü; yatýrýmlarýný bu yönde yapýyor.

Bu süreç Aselsan, Havelsan, Tusaþ, TAI gibi yarý-resmi þirketleri güçlendirdi; özel þirketlerin de sektöre daha fazla girmesini saðladý. Bugün Türkiye yerli-milli savaþ uçaðý projesini baþlatýyorsa, arkasýnda yerli radar sistemleri, uydu, zýrhlý araçlar, gemiler ve insansýz hava araçlarý üretmenin kazandýrdýðý özgüven var.

Bu özgüveni sorgulayanlar var;

“Adamlar F-35’leri, Eurofighter’larý yaparken biz nasýl savaþ uçaðý yapacaðýz da onlara yetiþeceðiz?”

‘Yerli otomobil’de duyduðumuz ‘burun kývýrma’ya benziyor deðil mi?

Uçak sanayi çok eskiye dayanmýyor; 1940’lardan itibaren geliþti.

Dünya savaþtayken Türkiye de uçak üretiyor ve satýyordu.

En son iki özel giriþimci Nuri Demirað ve Vecihi Hürkuþ uçak üretmeye baþlamýþtý.

Bunlar nasýl durdu veya durduruldu, ilgilisi sadece internetten araþtýrsa iki gün uyuyamaz!

Bugünlerde uçak yolculuðu yapacaksanýz, THY’nin Skylife dergisinin Mart sayýsýnda da okuyabilirsiniz.

Asýl sorulmasý gereken þu;

Bu özgüven için ne kadar geç kaldýk?

Çok!..

Daha yakýn tarihten iki örnek daha varmýþ; ben de yeni öðrendim.

1- 26 Ekim 1977’de AP, MSP, CGP tarafýndan kurulan Birinci MC hükümeti döneminde, Ýtalyan MB-339 jet eðitim ve taarruz uçaðý ortak üretim projesi imza için masadayken iptal edildi. Projeyi Baþbakan Yardýmcýsý Necmettin Erbakan desteklemiþ; emekli generallerin bulunduðu CGP ve Genelkurmay istememiþ, dönemin Baþbakaný Süleyman Demirel de Genelkurmay’dan yana tavýr almýþtý. Oysa Ýtalyan firmasý 10 yýl içinde ‘yüzde 90 yerli üretim’ garantisi veriyordu.

2- 1996’da yine Erbakan’ýn bu kez Refah Partisi ile ortak olduðu Refahyol hükümeti de iflas eden McDonell Douglas þirketinin DC-9 ve Süper 80 modellerinin üretim bantlarýný satýn almak istedi. Fabrika Türkiye’de kurulacak ve uçaklar tamamen Türkiye’de üretilecekti. Ancak bu proje de 28 Þubat’ýn gazabýna uðradý ve dosyalarý çöpe atýldý! Þirketi Boeing satýn aldý.

Bir baþka örnek de Güney Kore’nin þimdi Endonezya ile birlikte yaptýðý eðitim jeti. Bu proje de önce Türkiye ile konuþuldu, ancak hayata geçirilemedi.

Bizim bir eðitim jetimiz yok. Önce onu yapmamýz lazým.

***

O günlerde bu adýmlar atýlabilseydi Türkiye’nin sadece bir ‘eðitim jeti’ olmayacak, teknolojisini paylaþtýðý bir savaþ uçaðý ve hem onu modernize edebilecek hem de uçurabilecek mühendisleri, pilotlarý yetiþmiþ olacaktý.

Ayrýca;

Havacýlýk sanayine, savunma sanayine yatýrým yapan, ileri teknoloji ürünlerini dünyaya satan daha çok Türk þirketi olacaktý.

ABD ayda fotoðraf çektirmek veya uzaydan dünyaya bakmak için uzay programlarýný yapmadý.

Bu süreçlerden yeni teknolojiler geliþtirildi, silah ve savunma araçlarý üretildi; ABD þirketleri savunma sanayi devi oldular ve ülkelerine her yýl milyarlarca dolar kazandýrýyorlar.

Türkiye bu alanda 1940’tan sonrasýný kaybetti; buradan baþlamazsa gelecek 75 yýlý da kaybedecek.

O yüzden Savunma Sanayii Müsteþarlýðý’nýn yerli savaþ uçaðý, zýrhlý araç, tank, gemi ve ÝHA yatýrýmlarý; bu yatýrýmlarý ‘yerli’ geliþtirecek bilim adamý, mühendis ve uzmanlarý yurt dýþýnda yetiþtirme programlarý ‘hayati’ önemde.

Yoksa bugünkü gibi, ABD F-16’larýnýn silah sistemlerini ‘yanýltarak’ yerli füze yerleþtirmek; iletiþim sistemlerini ‘kýrarak’ yerli sistemler yerleþtirip ‘görünmez’ hale getirmek zorunda kalýr; bununla yetiniriz!

Ýlgilisi, geçen yýl “ABD’ye görünmeden” Kandil’i vuran Türk F-16’lara iliþkin yazýma bakabilir.