Yerli savunma sanayi ürküttü

Amerika’nýn Ankara Büyükelçisi John Bass diyor ki;“... Milli gemi veya milli uçak gibi projeler artýk geliþmiþlik açýsýndan önem arz etmiyor...”

Kime söylüyor peki bunu? Hürriyet’e.. Ýyi ama bu hareketlenmenin nedeni ne?

Arz edelim..

Çünkü savunmada yerli payýn hýzla yükselmesi, pazarý elinde tutan Amerika’nýn oyununu bozdu..

Unutmamak lazým ki günümüz dünyasýnda savunma ve komünikasyon alanýnda ne kadar yerliyseniz o kadar özgürsünüz.. Bizim gibi yazýlýmý, donanýmý her þekilde dýþa baðýmlý ülkeleri ancak ihtiyaçlarý ölçüsünde kullanýrlar.. O kadar.. Ama misal barýþý tesis etmekle görevli BM’nin daimi 5 ülkesinin tamamý silah ihracatýnda dünya þampiyonu.. Baþý ise 10 þirket ve hesap makinesinin hesaplayamayacaðý kadar çok ihracat girdisi ile ABD çekiyor..

Bize gelince “sakýn ha milli savunma iþine heveslenmeyin” diyorlar.. Aydýn Doðan Medyasý da bu tembihi manþet yapmak suretiyle parmak sallýyor.. Herkes rolünü oynuyor.. 

Hanedan üyelerine maaþ rahatsýzlýðý!

MHP, Hanedan mensuplarýna maaþ baðlanmasý için yasa teklifi verdi.. Tanzimat kafalý medyanýn ekran yüzü, Nevþin Mengü, bu teklife çok bozuldu. 1 Kasým zihniyetini hortlatmayý hedefleyen bu düþmanlýðýn nedenini bilmiyorum Ama bu tartýþmada kafasý karýþan varsa diye özetin özetini buraya býrakýyorum..

1) Hanedan üyeleri hiçbir þey istemedi.. Üstelik de devletin en tepesinden defalarca “bir þeye ihtiyacýnýz var mý” denmesine raðmen..

2) Bütün Avrupa Kraliyet ailelerini, birliklerinin sembolü kabul ederken, bizim gibi bir cihan imparatorluðunun ailesinden ihtiyaç sahibi bir kaç kiþiye maaþ baðlanmasýnýn nesi yanlýþ?. 

3) Örtülü ödenekten maaþ baðlanmasýný savunanlara da söylemek lazým: Göðsümüzü gere gere ecdadýmýzýn emanetlerine sahip çýkamýyorsak örtülü ödenekten falan da para vermeyin. Bu millet gerekeni yapar..

Vurur yüze ifadesi!

Bu fotoðraf dün Anýtkabir’de çekildi.. Aðza alýnmayacak sözleri, bir ‘politik eleþtiri’ diye savunan Kýlýçdaroðlu.. O sözleri sarf ettiði Bakan Ramazanoðlu.. Yan yana.. Bu fotoðraf eðer bir yerlerde planlandýysa, yani bu tablo bir mühendislik ürünüyse, yapanýn alnýndan öpmek lazým..  Kendinizi Kýlýçdaroðlu’nun yerine koyun.. Artýk yan yana gelmiþsiniz.. Selâm versen...... Ya o selâm alýnmazsa.. Göz göze gelinip de bir baþ selâmýnda bile kafasýný çevirse... Sessizce kenara doðru gelip uzaklaþsa...... Resmin bizim görmediðimiz tarafýnda, Kýlýçdaroðlu’nun öbür yanýnda yani, Baþbakan var.. Kaçsan kaçamazsýn.... Dedim ya, eminim bu hesaplý olmamýþtýr.. Ama planlasan bu kadar ince bir mühendislik çalýþmasý çýkmazdý ortaya.. Bu arada elbette bir ihtimal daha var.. O grup toplantýsý sonrasý bir fýrsat yaratýp özür dileyemeyen Kýlýçdaroðlu, bu yan yana tesadüf ediþi bizzat kendi planlamýþ da olabilir.. Bir fýrsat bulunca, kulaðýna eðilip; “Sayýn Bakan ben bir hadsizlik ettim, özür dilerim” demek için..  Mümkün.. Ama rasyonel deðil..