Saðlýk Bakaný Ahmet Demircan: Saðlýkta dünyanýn parlayan yýldýzýyýz

DEMÝRCAN: Saðlýk stratejik bir alan. Dýþa baðýmlýlýktan kurtulmak için ciddi adýmlar attýk. Ama bu alan aðýr ilerler, bilgi ve teknoloji üretimine baðlýdýr. Teþvik ve desteklerimiz Türkiye’yi molekül üretimi eþiðine yaklaþtýrdý. 

Medeniyetler beþiðinde gelenek geleceðe baðlanacak

Saðlýk Bakanlýðý AK Parti’ye üst üste seçim kazandýran bakanlýk olarak bilinir. 2000’lerin baþýndan beri saðlýkta devrim niteliðinde iþler yapýldý. Bakanlýk þimdilerde hem sistemi restore ediyor hem vatandaþa daha iyi hizmetin imkanlarýný zorluyor. Saðlýk Bakaný Dr. Ahmet Demircan’a neler yapýldýðýný ve yerli-milli ilaç çalýþmalarýnýn neresinde olduðumuzu sordum, anlattý. 19-22 Nisanda Ýstanbul’da yapýlacak “Uluslararasý Geleneksel ve Tamamlayýcý Týp Kongresi”nden bahsetti. Dünya Saðlýk Örgütü iþbirliðiyle Cumhurbaþkanlýðý himayelerinde ve Emine Erdoðan’ýn onursal baþkanlýðýnda yapýlacak kongrenin ev sahibi Saðlýk Bakaný. Sloganý ‘Medeniyetlerin beþiðinde; Anadolu týbbý’ olan kongre için þunu diyor Demircan: “Modern týp ile geleneksel týp birbirine alternatif deðildir. Týp bir süreçtir, amacýmýz geleneði geleceðe baðlamaktýr”. 

- Türkiye yerlileþmek, millileþmek ve baðýmsýzlaþmak için büyük çaba harcýyor. Savunma sanayiinde millileþme sayesinde Afrin harekatý yerli yapým silahlarla yapýldý. Ama ilaç sektöründe durum öyle deðil. Kullanýlan ilaçlarýn kutu bazýnda yüzde 80’ini Türkiye üretiyor ama parasal deðeri tersi. Þu an yýllýk ilaç harcamamýz 25 milyar gibi, 2023’te 50 milyar dolar olma ihtimali var. Deðerlendirmeniz ne, çözüm için eylem planýnýz ne? 

Saðlýk alaný stratejik bir alan. Saðlýkta Türkiye dýþa baðýmlýlýktan kendini kurtarmak zorunda, aynen savunma sanayinde olduðu gibi. Böyle stratejik bir alanda Türkiye önemli adýmlar atmadý deðil attý. Ama bu alan çok aðýr ilerler, ciddi þekilde bilgi ve teknoloji üretmenizle doðrudan baðlantýlýdýr. Þu an tüketilen 100 kutu ilacýn 80’inini Türkiye’de üretiyoruz ama iþ para kýsmýna geldiðinde yarýya iniyor. Diðer yüzde 50’lik pay yüzde 20’ye gidiyor. 

YÜZ KUTUNUN 20’SÝ ÝTHAL

- Neden böyle oluyor? 

Ýlaçta bir patent koruma süresi var. Molekülü üreten kim ise, o bir patent hakký alýyor. Ve patentli ilaçlar pahalý. Patent korumasý kalktýktan sonra siz eþ deðer üretime geçiyorsunuz, o zaman ilaçlar ucuzlamýþ oluyor. Bir de üretme hakkýnýz oluyor. Patentli ilacý Türkiye’de üretmek önce patenti Türkiye’de üretmeyi gerektiriyor. Bu uzun vadeli, ciddi çalýþma gerektiriyor. Bilimsel seviyenizi yükseltmeye baðlý. Patent korumasý kalkmýþ ilaçlarýn neredeyse hepsini biz üretiyoruz. Patent korumasý olanlar ithal oluyor. 

TEÞVÝKLER VERÝYORUZ

- Bu denklem neden bozulamadý? Çok uzamadý mý?

Bilimsel araþtýrmalara ayýracaðýmýz zaman ve para önemli. Biz ilaç üretiminde bilimsel araþtýrmalara þu ana kadar yeterince para ayýrabilmiþ deðiliz. Son 15 yýlda Türkiye’de AR-GE’ye ayrýlan pay ciddi þekilde yükseldi, ama daha da artmasý gerekiyor. 

Teþvik de var saðlýða. Saðlýkla ilgili bir yatýrýmý 1. bölgede yapsanýz bile 5. bölgede yapmýþ gibi teþvik alýrsýnýz. Öbür taraftan saðlýkla ilgili ürettiðimiz ürünler iç pazarda fiyat açýsýnda da destekleniyor kamu tarafýndan. Dolayýsýyla destek var, diðer sektörlere göre. Bu sayede Türkiye hareketlendi, eþ deðer ilaç üretiminde gelmesi gereken yere ulaþtý. Miktar olarak da, rakam olarak da. Molekül üretmeye, bilimsel çalýþmaya dayanan üretimde de ciddi çalýþmalar var. Bu öyle bir iþtir ki uzun süre çalýþýr, bir noktada bir ürün çýkarýrsýnýz, bütün masraflarý öder. Türkiye bu noktada artýk. 

- O tarihi aný yakalayacak noktada mý? 

Evet.O kritik eþiði aþma gayretinde. A gruptaki bir antibiyotiði molekül olarak ürettiðiniz gün aþmýþ oluyorsunuz. Bu bir birikim gerektiriyor. Zaman alsa da yakýndýr.

MOLEKÜL ÜRETÝMÝ SABIR ÝÞÝ 

- Peki, bunca teþvike raðmen özel sektörün bir ihmali ya da meseleye karþý iþtahsýzlýðý oldu mu? 

Türkiye ürettiði ilacý dýþ pazara da satabiliyor. Özel sektörün önü açýk ama bilimsel çalýþma yapmak sabýr iþi. Biraz da risk almak gerek. Sermayeyi, parayý orada harcayacaksýnýz, dönmeyebilir de. Uzun süren bir çalýþma yapar, çok emek harcar ve bir sonuç alamayabilirsiniz. Devam ediyor tabii çalýþmalar. Zaten bio-teknolojik ilaçlar dönemi geliyor. Bu konuda yerli üreticilerimiz çalýþmalar yapýyor. Ýnanýyorum bu alanda Türkiye ciddi sýçramalar yapacak.

SAÐLIKTA YERELLEÞME 

- Ya týbbi cihazlar? 

Türkiye’nin yerlileþme projeleri cihazlar üzerinde de ciddi þekilde sürüyor. Saðlýkta yerelleþme programýmýz var. Bu konuda ilgili bakanlýklarýn müsteþarlýklarýyla sonuca gelmek noktasýndayýz, ihalelere çýkýlacak. Özellikle tomografi, ultrason gibi teþhisle ilgili büyük cihazlarýn Türkiye’de üretilmesi için. Bu ciddi bir pazar. Biz saðlýk altyapýmýzý, mekanlarý, imkanlarý, donanýmý yeniliyoruz. “Yenilenirken bu kadar ürün alacaðýz. Gelin bizde üretin, ortak bulun. Yerlilik oraný koyduðumuz standardý geçerse teþvik veririz, karþýlýðýný alýr bizden dýþarýya ihracat yaparsýnýz” diyoruz. Büyük firmalar, Türkiye’de ortaklýklar kurmaya baþladýlar. 

Bu bize çok yönlü imkan sunacak, hem cari açýðýmýzý azaltacak, paramýz ülkemizde kalacak, hem teknoloji transferinin yolu açýlacak. Bir þeyi yapmaya baþlarsanýz öðrenir ve geliþtirirsiniz. Bu imkaný Türkiye’ye kazandýracak. Ýnanýyorum, Türkiye bu konularda ciddi dönüm noktalarýnda.

BÜROKRASÝ MÝ ENGEL?

- Cumhurbaþkaný ilaç sektöründe yerlileþme bahsinde “ayaðýmýza pranga vuruyorlar” dedi, bürokrasiyi eleþtirdi. Sorun nedir?

Bürokrasinin kendinden kaynaklanan bir yavaþ hareket genelde vardýr. Ama neticede bürokrasi siyasi iradeyle birlikte hareket eder. Türkiye’de ilaç sanayine özel bir tavýr yoktur. Yoksa ilaç sanayinin önünü en ufak þekilde engelleyen olursa, karþýnda bizi bulur. Türkiye bu konuda üretimlerin önünü açacak her tür tedbiri alýr. Ancak ilaç meselesi kendine has bir takým kurallarý içeren bir mekanizma taþýr. Bir ürüne ilaç diyebilmeniz için uluslararasý kurallar dahilinde belirlenmiþ tüm norm ve çalýþmalarý yapmak zorundasýnýz. Klinik çalýþma son aþamadýr, önce bütün aþamalar geçilecek, belgelenecek, bilim kurullarýnda onaylanacak, en sonunda klinikte gönüllüler üzerinde insan deneyleri yapýlacak ve sonra ‘bu ilaçtýr’ diye insanlara verilecek. 

Türkiye bio-tekneloji çaðýna vaktinde girdi

Nedir bio-teknoloji? Canlýya ilaç ürettiren teknoloji. Biz þu an kimyasal ilaç üretiyoruz. Canlýlarýn bakterilerin genlerine yapýlan bir müdahaleyle onlara bir ürün ürettirme. Kiþiye özel ilaç dönemi gelecek bu sayede. Bu yeni dönemin baþlangýcý. Öbürü, konvansiyonel ilaç sanayi devriydi. Orada varýz, fakat molekül üretimi konusunda yeterli seviye deðiliz. Eþdeðer üretimde ciddi bir rakam olarak varýz ama geleceðin ilacý olacak bio-teknolojik ilaçta da baþlangýçta devreye girmek için Türkiye erken harekete geçti. Ýnþallah burada güzel þeyler olacak. 

Vatandaþa ucuz ilaç temininde Türkiye bir numaradýr 

- Bazý ithal ilaçlara kamu ödemesi olduðu halde hasta ulaþamýyor. Mevzuatta mý boþluk var firmalarýn menfaat kaygýsý mý engel? 

Türkiye saðlýk hizmetlerinde ilaçlaþtýrma noktasýnda dünyanýn bir numarasýdýr. Hiç bir ülkenin ödemediði ilaçlarý biz ödüyoruz. Mesela SMA ilaçlarý. Dünyada deneysel ilaç kabul ediliyor ödenmiyor ama biz ödüyoruz SGK’dan. Türkiye, vatandaþlarýna ilaç noktasýnda sýkýntý çýkarmayan tek ülkedir.

- Avrupa ve OECD ülkeleri içinde en ucuz ilaç Türkiye’de. Vatandaþa hizmet için harika ama firmalarýn AR-GE’ye ayýrdýðý payý küçülten, yerlileþmeyi geciktiren bir tarafý olabilir mi? 

Buna katýlmýyorum. Yüzde 80 zaten ciddi bir yerlileþme. Patent korumasý kalkan ilacý hemen üretiyoruz, hemen ucuzluyor o ürün. Ama patent korumasý olan ilacý üretemezsiniz. O koruma altýnda. Uluslararasý kural budur, uymak durumundasýnýz.

29 ÜLKEDEN BÝRÝYÝZ

- Ne kadar bir süre bu?

Bazý patent süreleri 20 yýl. 

- Türkiye’nin patent hakký-yetkisi yok mu? 

Verebiliyoruz, molekül ürettiðin anda verebiliyorsun. Dünya üzerinde ilaç sanayiini ve üretimini denetleyen ülkeler bu yetkiyi alýr. Patent veren 29 ülkeden biri Türkiye. Ciddi bir yer ama bilimsel çalýþmalarý bir kuþak daha yukarýya taþýmak zorundayýz. 

AVRUPA’DAN ÝYÝYÝZ 

- Türkiye-AB iliþkileri 2000’lerin ortasýnda ivme kazanýrken saðlýk sektörü büyük dönüþüm geçirdi ve üyelik için saðlýk faslý hýzla açýlýp kapandý. Þimdi iliþkilerde kriz var. Siz bu sürece nasýl bakýyorsunuz? 

AB ile iliþkileri iyiye götürmek istiyoruz. Tabii ki bu karþýlýklý bir hadise. AB maalesef zaman zaman Türkiye ile olan iþbirliðine, karþýlýklý taahhütlere uymayacak adýmlar attý. Hala da atmakta, verdiði sözleri tutmamakta. AB’nin tutumlarýna karþý kendi hedeflerimize yürürüz. Biz Avrupa’nýn olumlu, insan yararýna olan normlarýný hedeflerimize almýþýz. Hatta saðlýk alanýnda Avrupa’nýn pek çok ülkesinin önündeyiz.

NEGATÝF TESPÝT OLURSA ÝLAÇ YOKA GÝRER

- Ruhsatý açýk ürünler keyfi olarak yoka girebilir mi?

Keyfi olarak hiçbir þey yoka girmez. Ama onunla ilgili bir bilimsel rapor gelirse veya bir deðiþiklik, yeni bir ürün, konuyla ilgili yeni bir tespit olursa elbette askýya girebilir. Yeni çalýþma yapýlýr, sonra devam edilir veya tamamen üretimden çýkarýlabilir. Duyarsýnýz: falan ilaç toplatýldý diye. Niye? Onunla ilgili yeni negatif bir tespit yapýlmýþtýr da ondan. Ýlaç konusu hassastýr.  O negatif tespitin düzeltilmesi için çalýþmalar yapýlsýn diye askýya alýnýr. Normal bir süreçtir bu.

Aile hekimlerine bu yaz röntgen ultrason geliyor

- Saðlýkta kalýcý çözüm nedir? 

Aile hekimliðini etkin hale getirmek. Aile hekimlerine uðramayý alýþkanlýk haline getirmeliyiz. Hekimlerimizin hasta bakma imkanlarýný rahatlatmalý, baktýklarý nüfus sayýsýný düþürmeli, etkin ve verimli hale getirmeliyiz. Bu konuda Aile Hekimliði Federasyonuyla çalýþýyoruz. Teþhis koyma imkanlarýný artýrmak için ortak bir alanda ultrason ve laboratuvar imkaný verebiliriz. Bu arkadaþlarýmýz hekim...

- Bu hayalin neresindesiniz? 

Hemen bu yaz uygularýz. Pilot çalýþmasýna baþlýyoruz. Sonuçlar olumluysa Türkiye genelinde yayacaðýz. 

- Hizmet vatandaþýn ayaðýna gidince hastanelerin yükü de azalacak?

 Elbette, gece 23’e kadar açýk tutmaya çalýþacaðýz. Vatandaþ yürüyüþ mesafesinde enjeksiyon yaptýrýp tansiyon ölçtürecek, þekerine baktýracaksa rahatça çözebileceði sorunlarýný orada çözsün. Hastaneler daha verimli çalýþsýn. Tabii bunlar bize yeni bir çalýþmayý da getirecek. Performans sistemimizi yeniden gözden geçiriyoruz hekimler için. Sistem dönüþümü tamamlanýnca meselenin özüne dönük çalýþmalarýmýz bir bir ilerliyor. Saðlýk hizmeti alýnan mekanlarda vatandaþýmýza her imkaný sunuyoruz. Acilleri revize ediyoruz. Acillerde oturulacak, bekleyecek mekanlarý, çayýný içebileceði yerleri. Hastanelerde müzik bile sunabiliriz vatandaþ isterse. O olumsuz ortam soft hale gelebilir.

30 þehir hastanesi 3 senede tamamdýr!

- Ne zaman bitip hasta kabulüne baþlayacak þehir hastaneleri? 

Eskiden bir odada 8-10 yatak vardý. Yataklarýmýzýn büyük kýsmýný nitelikli hale çevirdik. Tek en fazla iki kiþilik odalarla. Mekanlar yenilendi, deprem riski olanlarýn yerine yenileri yapýldý. Yetmez dedik, beþ yýldýz konforunda þehir hastaneleri yapýyoruz. 29-30 þehir hastanesi devam ediyor. Kimi inþa, kimi proje aþamasýnda. Tamamý üç sene içinde biter. Peyderpey açýyoruz. Vatandaþýmýz en kaliteli yerlerde, en iyi saðlýk hizmeti alacak, öte yandan Türkiye’ye saðlýk  turizmi de artacak. Dünya Saðlýk Örgütü’ne göre  2015’te 30 milyon insan ülkesi dýþýnda saðlýk hizmeti almýþ. 500 milyar dolar para harcanmýþ, kiþi baþý 17 bin dolar yaklaþýk.

Dünyanýn hastasý Türk hekimlerine emanet

- Türkiye tedavide cazip mi? 

Türkiye bölgesinde yýldýz gibi parlayan bir saðlýk standardýna sahip. Þu an saðlýk turizmi Türkiye’ye 5 milyar dolar civarýnda para getirmeye baþladý.

- Yani baþka ülkelerden insanlar “beni Türk hekimlerine emanet edin” diyorlar, öyle mi? 

O istikamete doðru gidiyor ve Türkiye’deki saðlýk sektöründeki geliþmeler ilgiyle takip ediliyor diðer ülkeler tarafýndan. Niye olmasýn?

- Nerelerden geliyor hastalar?

Avrupa’dan geliyor, Orta Asya tarafýndan gelmeye baþladý. Orta Doðudan ve Afrika’dan geliyor. Göz için gelenden tutun, saç ektirmeye varýncaya kadar her alandan geliyor hastalar. 

2024’te pratisyen hekim açýðý kapanýyor

- Ya personelin niteliði? 

Türkiye’nin saðlýk-insan gücünün planlamasý Saðlýk Bakanlýðý’na ait. Ön bilgi olarak paylaþabilirim: Türkiye pratisyen hekim açýðýný 2024’de tamamen dolduruyor. Bu yýl son yýllardaki en ciddi alýmý yapýyoruz. 27 bin saðlýk personeli alacaðýz. 9 bini ilan edildi. Peþinden 19 bin saðlýk çalýþaný alacaðýz kamu iþçisi olarak. 11 bin de doktor alýyoruz, doktorlar hiç açýkta kalmýyor. 57 bin saðlýk çalýþaný alýyoruz bu yýl. Bu hasta memnuniyeti biraz daha arttýracak çünkü personel sayýsý olmasý gereken rakama yaklaþtýkça hizmetler de nitelikli olmaya baþlar. 

Saðlýkta memnuniyet açýsýndan yerimiz iyi

- Þu an hekim açýðý ne kadar? 

OECD’nin arka sýralarýnda yer alýyor ama memnuniyet açýsýndan Türkiye OECD ülkeleri içinde en iyi noktalarda.Çünkü halkýmýza saðlýk hizmetlerini kolay ulaþýlýr hale getirdik. Saðlýk hizmetlerini genel saðlýk sigortasý kapsamýnda ücretsiz hale getirdik.Cüzi katký paylarý dýþýnda saðlýk bizde ücretsiz, genel saðlýk sigortasý týkýr týkýr iþliyor, bu bir baþarýdýr. Üçüncüsü teþekkür ve takdirlerimi sunuyorum, hekim ve saðlýk çalýþanlarýmýz büyük özveriyle çalýþýyorlar. Ýnþallah onlarýn özlük haklarýný da iyileþtireceðiz.

RÖPORTAJIN TAMAMI ÝÇÝN TIKLAYINIZ