Fethullahçý Terör Örgütü’nün hainlikleriyle birlikte çokça kullanýlan ve konuþulan “Yerlilik” ve “millîlik” mefhumlarýný ben de yazýlarýmda kullanýyorum. Geçen hafta Ýlahiyat fakülteleriyle alâkalý yazýmda da mezkûr mefhumlara atýfta bulunmuþtum. Yazýma tepki veren bazý ilahiyatçýlar “Þimdi de yerlilik ve millilik sopasý çýktý” diye tepkilerini dile getirdiler.
“Yerlilik” ve “millîlik” tanýmlarý benim için ne ifade ediyor? En baþta, Ýslâm’ýn ana caddesi olan Ehl-i Sünnet ve’l cemaat akidesi üzerinde olmaktýr. Bu ana cadde üzerinde yol almak bizleri emperyalist devletlerin kuklasý olmaktan korur. Bu hususta FETÖ’nün lideri F. Gülen çok güzel bir misâldir. Ýlk önce Ehl-i sünnet dairesinde gözüktü. Sonra hýzlýca Ehl-i Sünnet’ten uzaklaþýp Vatikan’ýn “Dinlerarasý diyalog” projesinde yer alýp Kelime-i Tevhid’den Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ismini silmeye kadar gittiler. Neticede de “Yabancýlaþmýþ adam”lar olarak Batý adýna 15 Temmuz gecesi ülkemizi iþgale yeltendiler.
“Yerlilik” ve “millîlik”, Anadolu’yu Anadolu yapan, Osmanlý’yý mazlumlarýn umudu kâfirlerin korkusu kýlan Envâr’ul-Âþýkîn, Muhammediyye, Kara Davud, Tenbîhü’l-Gâfilîn, Tarikat-ý Muhammediyye ve Mârifetnâme gibi eserlerin temsil ettiði ruhtan neþet edecek yeni bir dünya görüþü ortaya koymaktýr. Bu hususta Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu bizlere þu ikâzý yapýyor: “Ýslâm itikad arsasýnýn ölçü ve ölçülendirmelerinin esasý üzerine kurulabilecek Ýslâmî bir dünya görüþü, itikadî yamukluklar gözardý edildiði ve bellibaþlý nisbet beyânlarý yerine getirilmediði zaman vücut bulmaz... Güya Ýslâm adýna çýrpýþtýrýlmýþ fikirlerden kurulu köpek kulübesi cinsinden uyduruk oluþumlar bir yana, kelimenin gerçek anlamýyla insan ve toplum meselelerini kuþatýcý Ýslâmî bir dünya görüþü, ancak “Ehl-i Sünnet” itikadýyla mümkündür…»
Bir zamanlar devletin istihbarat kuruluþlarýnýn çevirtip Anadolu’da ev ev daðýttýðý Mýsýr kaynaklarý kitaplarla bu iþlerin olamayacaðý görüldü. Bir yandan FETÖ gibi unsurlar diðer yandan güya ona karþýymýþ gibi olan ama ayný el üzerinden pazarlanan unsurlar Anadolu’nun yapýsýný bozmaya mâtuf hareketlerdi. Bu yönde de baþarýlý oldular. Eski Diyanet Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez’in FETÖ’yle alâkalý 2016 senesinde yaptýðý tespiti Ehl-i Sünnet dýþý tüm unsurlara þâmil kýlabiliriz: “FETÖ bölge ülkelerinde kurduðu müesseselerle çocuklarýn üç aidiyetini yok etti. Bunlardan birincisinin aile aidiyeti, ikincisinin kendi milletlerine olan aidiyet, üçüncüsünün ise Ýslâm ümmetine olan aidiyet.”
“Yerlilik” ve “millîlik” mefhumlarý yukarýdaki çerçevede benim için bir mânâ ifade ediyor. Bu çerçevede olan Afrikalý bir kardeþim de, Afganlý bir kardeþim de, Boþnak bir kardeþim de benim gözümde yerli ve millidir!..
Filistinliler’in iþgalci Ýsrail’e Türk bayraklarýyla direniþe geçmeleri, þehid olduklarýnda naaþlarýna Türk bayraðýnýn örtülmesini vasiyet etmeleri üzerinde yerlilik ve millilik konuþulmalý! Mânâsýna kavuþan alâmetleri ümmet nasýl da tekrardan sahiplendiði görünmüyor mu!..