Düþünüyorum, o halde varým.’ Bunu Dekart söylemiþ. Dekart’ýn bu sözü, ‘þüphe ediyorum o halde varým’ anlamýna gelecek þekilde söylediðini söyleyenler var. Ama geçmiþ olsun. Laf böyle kaldý. (Bunu, felsefeyi fýkralarla yumuþatmaya çalýþan bir kitaptan okumuþtum. Plato and a Platypus Walk Into a Bar. Eflatun’la Platipus Bara Gittiler. T. W. Cathcart ve D. M. Klein. Çok hoþ bir kitap. Penguin’den.)
Mevlana’nýn, ‘kim olursan ol, gel’ sözünü de Ebu Said el-Hayr’ýn söylediði söylenmiþti. Ama kim dinler. Gerçeðin ne olduðu deðil, insanlarýn nasýl bildiði önemli zamanýmýzda!
‘Yardým ediyorum, o halde varým.’
Bu söz, ‘düþünüyorum, o halde varým’ gibi bir ‘kalýp’ elinizde olunca kolayca söyleniyor. Yani söylemek marifet deðil. Ama, bir kaç defa yazdým ben bunu. Sahibi yoksa, benim. Varsa, karýþmýyorum, kimin olursa olsun.
Ben bu sözün gerçek olduðunu ilk Somali’de gördüm. 20 yýl önce. Yazmýþtým. Kiliseler vardý en çok, her an kimvurduya gidebilirsiniz, öyle bir yerdi. Ve boylu poslu, hasýr þapkalý beyler, süslü kadýnlar, Mogadiþu’da ve baþka yerlerde, yoðun bir faaliyet içindeydi.
Ben, üzülmüþtüm ve kýskanmýþtým. Niye biz yokuz? Bu insanlar, biz çok yediðimiz için ölüyor. Mes’ulüz. Neden yardým etmiyoruz?
Þunu söyleyeyim. Bizler, biz Türkler. Ya da isteyenler için daha kapsamlý söyleyeyim, biz Türkiyeliler... Yardým iþini öðrendik.
17 Aðustos depreminden sonra öðrendik. Ve kanýtladýk. Pakistan’da kanýtladýk, Nijer’de Açe’de kanýtladýk, Gazze’de, Sudan’da, Arakan’da, Sri Lanka’da kanýtladýk, daha birçok yerde kanýtladýk.
Allah’a þükür. Þimdi, varýz.
Bunu, propagandist bir saikle söylemiyorum. ‘Biziz, Türkiye’yiz’ falan diye deðil. Ýnsan olarak, varolmamýzýn bir anlamý var, bunu anlatmak için söylüyorum.
Sadece insana deðil, bir hayvana, bir bitkiye bile, bir damla su vermenin mübarek sayýldýðý bir medeniyete mensubuz biz.
Bu yardýmlarý yapan kim varsa, Allah ondan, onlardan razý olsun. Ýþin içine artistlik katmadan, iþin içine baþa kakma katmadan, iþin içine fitne fesat katmadan yapan herkesten...
Süleyman (Gündüz), kalkýyor masadan. “Süleyman nereye?”“Yarýn uçaða yetiþmem lazým, Gazze’ye gidiyorum.”
Harun Hoca, arýyor. “Gazze’deydim” diyor. Veya “Somali’deydim. Bir þeyler yazdým, fotoðraflar da var, sana göndereyim.”
Kimisi, bakmýþsýn Nijer’dedir. Katarakt ameliyatý yapýyordur. Afrikalý yoksullarýn ýþýðý görmesi için. Kimisi Sudan’da. Pakistan’da. Açe’de. Erhan Sarýþýn, kimbilir kaç Afrikalý’nýn gözlerini açmýþtýr.
Ahmet Özdemir, bakar durur, hem dünyanýn, hem Türkiye’nin her tarafýna... Yapýlacak bir insanlýk, yapýlacak bir adamlýk var mý diye...
Ýhsan Karaman. Hayrettin Karaman Hoca’nýn oðlu. Organizasyonun baþýnda o var. (Hayrettin Hoca’yý saygýmdan ve muhabbetimden anma ihtiyacý hissettim. Yoksa Ýhsan Karaman, kendi baþýna bir ‘kalite’dir. Çok iyi bir hekim ve çok ‘hakikatli’ bir insandýr.) Organizasyon mu? Yeryüzü Doktorlarý. Yaptýklarý ‘yeryuzudoktorlari.org’da anlatýlýyor.
Saffet Tüzgen, Ali Ýhsan Taþçý, Kerem Kýnýk, Ethem Güneren... Daha adýný bilmediðim, yüzünü görmediðim yüzlerce hekim.
Ben isimlerini anýp anýp geçiyorum. Titrleri var, ünvanlarý var bu hekimlerin. Ýhsan Karaman, Harun Cansýz, Saffet Tüzgen, Ali Ýhsan Taþçý... Bizim dünyamýzda, insanlar ünvanlardan önde olduðu için birçoðunun ünvanýný bilmem. Hepsi profesördür bu isimlerin.
(Þu notu eklemezsem haksýzlýk etmiþ olurum: Yeryüzü Doktorlarý çok iyi de ötekiler ‘yeraltý doktorlarý’ mý? Asla! ‘Ýyilik’ Yeryüzü Doktorlarý’nýn inhisarýnda deðil. Tanýdýðým ve tanýmadýðým, sayýsýz iyi insan ve iyi hekim var, Yeryüzü Doktorlarý’nýn çatýsý altýnda olmayan.)
Doktorlar paragöz olur. Öyle derler. Evet, doktorlar aleminin adýný kötüye çýkaracak kadar paragöz doktor var piyasada. Allah, öylelerinin eline düþürmesin kimseyi.
Bu adamlar, bu adamlarla birlikte yürüyen adamlar, paragöz maragöz deðil. Dümdüz ve doðru dürüst adamlar.
Bunlardan biri, Profesör Dr. Harun Cansýz. Ýstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde adaydý. Kendi camiasý bilir, aleyhtarlarý bile bilir, Harun Hoca, liyakatli bir bilimadamýdýr. Cansýz, seçimde üçüncü oldu.
(En çok oyu alan Yunus Söylet’le veya diðer adaylarla, bir gram sorunum yok. Hepsinin iþi rastgitsin.)
Seçim sürecinde, ilk günlerde, Akþam gazetesinde, Harun Cansýz’ý yýpratmak maksadýyla bir haber çýkartýldý. Tahminim, Akþam’ýn iþi deðildi bu. Ne iþi olsun Akþam’ýn Harun Cansýz’la? Haberi geliþtiren, çýkmasýný saðlayan, muhtemelen, Harun Cansýz’a ‘Hocam’ diyen, ‘Abi’ diyen birileriydi. Buna benzer küçük numaralar, seçime kadar devam etti.
Bu yazýda, birçok þey söylemiþ oldum ben. Dekart’tan Mevlana’ya, Gazze’den Arakan’a, birçok yere gittim, fikir beyan ettim ve saire...
Ama bu yazýda, söylemeyi en çok istediðim þey þudur:
Allah, böyle münafýklýklardan, böyle düzenbazlýklardan bütün iyi insanlarý korusun.