Eskiden bu yönümü sadece beni yakýndan tanýyanlar bilirdi.
Ancak Cumhuriyet gazetesinden Akit gazetesine kadar hakkýmda “Tek Kiþilik Merhamet Hareketi” þeklinde haberlerin çýkmasý üzerine, artýk bu yönüm de bilinir hale geldi.
Ben gençliðimden beri vaktimin bir bölümünü hastanelerde acýlar içinde kývranan kimsesiz insanlara yardýmcý olmak için ayýrýrým.
Bir nevi gönüllü hastabakýcýlýk yaparým.
Geçirdiði aðýr kazalar, aðýr hastalýklar, aðýr ameliyatlar, aðýr travmalar sonucu hastanelerde tarifsiz acýlar çeken insanlar var.
Üstelik bunlarýn bir kýsmý da kimi kimsesi, bakaný edeni olmayan insanlar.
Vücutlarý kýrýlýp parçalandýðý, bedenlerinin bir bölümü yandýðý için tarifsiz acýlar çekiyorlar.
Bunlar bakýma ve ilgiye muhtaçlar.
Onlarýn gündelik bakýmlarýnýn yaný sýra sevgi gösterecek, moral verecek, acýlarýyla boðuþmalarýna yardým edecek insanlara ihtiyaçlarý var.
Ýþte ben gençliðimden beri onlara yardýmcý olmaya çalýþtým.
Bir nevi gönüllü hastabakýcýlýk yaptým.
Bunu niye yaptým?
Çünkü onlarýn yaþadýklarýný çocukken ben de yaþadým.
Vücutlarý kýrýlýp parçalanan insanlarýn yattýðý ortopedi servisinde ben de yattým.
Tüm bedenimi bir mengene gibi sýkan çelik korse içinde uzun süre kaldým.
Bedenimi mengene gibi sýkan çelik korse, körpe derimi yüzüp kanatýrdý.
Doktorum, “Yüzülüp kanayan derin bir süre sonra nasýr tutacak; o zaman daha az acý duyacaksýn” diyerek beni teselli etmeye çalýþýrdý.
O gün bugündür beni yönlendiren þefkat, merhamet ve vicdan oldu.
Bugün 64 yaþýma geldim; bu yaþýma kadar bedensel acýlarýmla birlikte þefkat, merhamet, vicdan benim hayat arkadaþlarým oldu.
Hep istedim ki yeryüzü þefkat, merhamet yurdu olsun.
Yeryüzüne þefkat, merhamet, vicdan gibi deðerler hakim olsun.
Ýstedim ki insan insanýn yardýmýna koþsun.
Zor durumda olanlarýn, çaresiz olanlarýn, kimsesiz olanlarýn yardýmýna koþulsun.
Çaresizlerin çaresi olunsun; kimsesizlerin kimsesi olunsun.
Ýstedim ki sadece kendisini düþünen insanlarýn yerini baþkalarýný da düþünen insanlar alsýn.
Ýstedim ki yeryüzünde bencilliðin yerini toplumculuk alsýn.
Ýstedim ki yeryüzünde yardýmlaþma, dayanýþma, paylaþma duygularý yaygýnlaþsýn.
Ýstedim ki yeryüzünde “Acý çeken çeksin; biz keyfimize bakalým” anlayýþý hakim olmasýn.
Ýnanýyorum ki eðer bizler istersek yeryüzünü þefkat, merhamet yurdu yapabiliriz.
Yeryüzünde iyiliði, vicdaný hakim kýlabiliriz.
Ýyilik, merhamet, þefkat, vicdan seferberliði baþlatabiliriz.
Yeryüzünü bencilliðin cehenneminden, merhametin, þefkatin, vicdanýn cennetine çevirebiliriz.
Ne yazýk ki þu an yeryüzünde insan insana merhametsiz, duyarsýz.
Ýnsanlarýn bir kýsmý “Acý çeken çeksin; biz keyfimize bakalým” diyecek kadar vicdansýz.
Ýþte onun için komadaki merhamet, þefkat duygusunu canlandýrmalýyýz.
Yerlerde sürünen vicdaný ayaða kaldýrmalýyýz.
Nasýl ki sevgi paylaþýldýkça çoðalýrsa, acý da paylaþýldýkça azalýr; bunu unutmamalýyýz.