Atmosferik veriler olmadan köprü ve havaalaný inþa etmek ve daha da önemlisi bunlarý sorunsuz iþletebilmek çok güç.
Üçüncü köprü ve üçüncü havaalaný için Ýstanbul’da geri sayým devam ediyor. Çok yakýn bir gelecekte ikisinin de inþaatýna baþlanacak. Ýþin en güzel yaný ikisinin de yeþil projeler olmasý. Yeþilliði renginden deðil içeriðinden geliyor. Yani çevreyi, doðayý koruyan ve sürdürülebilirliði dikkate alan projeler... Ýkisinde de geridönüþüme önem veriliyor, kentsel dönüþüm kapsamýnda yýkýmý gerçekleþen yapýlarýn molozlarýnýn köprü ve havaalaný inþaatlarýnda kullanýlacaðý belirtiliyor. Molozlar dýþýnda kullanýlacak diðer malzemelerin de sürdürülebilir olmasý gerekiyor. Neredeyse birçok projede yapýlarýn depreme dayanýklýlýðý, estetiði, inþaat kalitesi, alanýn verimli kullanýmý, uluslararasý standartlar taþýmasý gibi konular önemseniyor. Fakat afet dendiðinde hala sadece depremin düþünülüyor olmasý bizim için acýklý bir durum.
TEK AFET DEPREM DEÐÝL
En yaygýn inanýþýn aksine Türkiye’de yaþanabilecek tek afet türü deprem deðil. Günümüzün en büyük problemlerinden biri iklim deðiþimi sebebiyle yaþadýðýmýz sert hava olaylarý. Dünyanýn pek çok bölgesinde yaþanan hava olaylarý, daha önce eþi benzeri görülmediðinden, þiddeti ve yýkýcýlýðý açýsýndan tarihe geçiyor, afete neden oluyor. Bu deðiþikliði yaþayan ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye’de artýk don olayý, köprüleri kullanýlamaz hale getirebiliyor. Ayrýca köprünün rüzgar yükü, ekstrem durumlarda rüzgarýn hamlesine direnemeyip zincir atabilecek duruma gelebiliyor. Geçmiþ yýllarda plansýzca, öngörüsüzce yapýlmýþ havaalanlarýna su basýyor ve uçaklar inemez hale gelebiliyor hatýrlarsanýz. Kar yükü daha önceki yýllardakinden daha fazla oluyor artýk. Yýllardýr o yüke direnç gösterebilen çatýlar kullanýlamaz hale geliyor, deðiþen ve acýmasýzlaþan hava þartlarý karþýsýnda...
SON 100 YILDA NE OLDU?
Normal þartlarda herhangi bir yapýnýn inþaat projesi hazýrlanýrken son 100 yýla ait meteorolojik veriler incelenir. Fakat artýk deðiþen iklim koþullarýnda geriye dönük 100 yýlýn bile yetersiz kalabileceðini düþünmek gerekiyor. Atmosferik verilerde minimum ve maksimum deðerlerde güven aralýðýnýn biraz daha geniþletilmesi gerektiðini düþünüyorum. Pek çok atmosferik parametrede rekor kýrýldýðýna göre daha önce yaþanmýþ rüzgar, don, yaðýþ verilerinin çok daha fazlasýnýn yaþanacaðý dünya akademisyenlerine göre aþikarken, bizim sadece geçmiþ verileri baz alarak inþaat yapýyor olmamýzý çok saðlýklý bulmuyorum. Bir diðer önemli konuysa verilerin hassasiyetiyle ilgili; bizde atmosferik verilerin arþivleme sisteminin ne kadar baþarýlý olduðunu sorgulamak gerekiyor. Bazý meteoroloji istasyonlarýnda, meteorolojik parametrelerin kayýtlarý en eski 1960 itibarýyla mevcut iken bazý parametreler eksik. Kurulduðunda þehir dýþýnda olan meteoroloji istasyonlarý, 15-20 yýl sonra þehir merkezinde kalýnca, verilerin büyük bölümü þehir ýsý adasý etkisine girmiþ oluyor ve saðlýklý çalýþmalar yapmak güçleþiyor. Taþýnan meteoroloji istasyonu bile var.
DERE YATAÐINA PÝST OLMAZ
Hal böyle olunca yeni bir inþaat baþlamadan önce temin edilen son 50 yýllýk meteorolojik veriler de aslýnda çok hassas deðil. Bu da yetmezmiþ gibi iklim deðiþimi nedeniyle ekstrem hava olaylarý giderek daha sýk ve þiddetli yaþanacaðýndan son 100 yýlýn uç deðerleri bile yetersiz kalacaktýr. Buzdan donan, fýrtýnadan kayýþý kopan köprü olaylarý yeniden yaþanmasýn diye ekstrem deðerlerin biraz daha özenle belirlenmesi gerekiyor. Sadece köprü için deðil havaalaný için de benzer bir durum var. Uçaklar için rüzgar ve görüþ mesafesi çok önemli. Yeni teknolojiler sayesinde, ILS ile sisi etkisiz hale getirebiliyorlar fakat rüzgar iniþ-kalkýþlarda ciddi sorunlar ve rötara neden oluyor. O yüzden pistlerin hakim rüzgar yönlerine göre belirlenmesi þart. Dere yataðý içine yapýlmýþ pistlerse gerçekten gülünç fizibilite çalýþmalarýnýn eseri...