Yeşilçam’da üç çınar

SETEM (Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği), Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı işbirliğiyle, Türk sinemasının 98. yıldönümü münasebetiyle 14 Kasım Çarşamba günü Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde “Sinemada Yerli Arayışın Üç Ustası: Halit Refiğ, Metin Erksan, Yücel Çakmaklı” başlıklı bir anma programı düzenledi. Programda, Hülya Koçyiğit, Çetin Tunca ve Mesut Uçakan’ın katıldığı ve benim yönettiğim bir açık oturum yeraldı. Oturum programında Necip Sarıcı da bulunmasına rağmen, bir mazeretinden dolayı katılamadı. Program, takip eden günlerde üç değerli yönetmenin film gösterimleriyle devam ediyor. SETEM’in Pangaltı’ndaki mekanında bir sonraki gün Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları, Bir Türke Gönül Verdim ve Hanım adlı çalışmalarından sonra bugün, Mehmet Güleryüz’ün Türk Sinema Tarihi, Atilla Gökbörü’nün Yücel Çakmaklı, Çetin Tunca’nın Metin Erksan Film Setlerinde belgesellerinin yanı sıra Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı ve Kuyu, yarınsa Yücel Çakmaklı’nın Birleşen Yollar, Zehra ve Memleketim adlı eserlerine yer veriliyor.

Programın başlığında olduğu gibi, Türk sinemasında yerli bir dil oluşturmanın peşinde olan bu üç büyük yönetmen, sinemamızın kurucu ve geliştirici isimleri sayılabilir. Üçü de aldıkları üniversite eğitiminden sonra sinema yazarlığına başlayarak, aldıkları eğitimden çok farklı bir alana adım attılar. Kurdukları bu entelektüel ilgiyle, değişik kademelerden sonra yönetmenliğe başladılar ve Türk sinemasında hepsi adeta birer ekol haline gelerek, filmografilerinden seçme yapımlarla sinemamızda çığır açan çalışmalar ortaya koydular. Erksan, toplumsal gerçekçilikle başlasa da, aslında farklı bir kulvarda varlığını oluşturuyordu ve süreç içinde oralarda kendini ifade etmeyi tercih etti. Refiğ, kendi kuramını temellendirdiği ulusal sinema kapsamında kalmaya gayret etti ve bu doğrultuda çalışmalar yaptı. Çakmaklı, milli değerlerin sinemada neşet etmesi çabasıyla milli sinema rotasında filmler gerçekleştirdi ve manevi değerlerimizin, medeniyet köklerimizin inceden görsel bir yansıtılmasını içten içe işledi.

Oturumda ilk sözü alan Hülya Koçyiğit, genel bir girişten sonra, her üç yönetmenimizle gerek setlerde gerekse kişisel olarak çok değerli tecrübeler yaşadığını, kendi kariyerinin oluşumunda bu isimlerin kıymet biçilmez katkıları olduğunu, onların sinemamızda ölmez eseler bıraktığını söyledi. Sonra konuşmaya başlayan Çetin Tunca, yönetmenlerimizle olan anılarına değinerek, bir kameraman olarak, çerçevenin teknik özellikleriyle ilgilendiğini, her bir yönetmenin kendine has çerçeve kurma yaklaşımı olduğunu, kendi şahsi keyfiyetlerine göre çekim tekniği serdettiklerini belirtti. Tunca, ciddi anlamda sinema yapan yönetmenlerin çalışmalarında görüntü olarak da kalıcı eserler verme gayreti içinde olduklarını dile getirdi. Son konuşmacı Mesut Uçakan ise, MTTB Sinema Kulübü yıllarından itibaren önce Yücel Çakmaklı’yla irtibata geçtiğini, sonrasında burada yapılan konferanslarda Refiğ ve Erksan’la biraraya geldiklerini, onların sinemalarında yerlilik arayışının çok saygıya şayan bir fiil olduğunu ifade etti. Uçakan konuşmasını, Çakmaklı’nın filmlerinde gerçek anlamda dini değerleri işlediğini, Refiğ ve Erksan’ın yaptıkları çalışmalarda da inancın izlerinin görüldüğünü belirterek sürdürdü.

Üç büyük sinema ustasının anıldığı program, Halit Refiğ’in eşi Prof. Gülper Refiğ’in kısa anlatımıyla sona erdi. Bu değerli sinema adamlarımıza ve sinemamızın ahrete göçmüş diğer isimlerine rahmet dileriz.