Yeter artýk!

Ne zaman ne yapacaðý belli olmayan... Hangi maçý kazanýp kazanmayacaðý hep soru iþareti olan... Bir batýp bir çýkan; futbolunun kimliði, devamlýlýðý, stratejisi ve ilkesi olmayan... Dünyanýn en garip, en sarsýntýlý, en düzensiz ve en sorumsuz futbol ülkesi durumuna düþmekten artýk gýna geldi. Her yýl, her sezon, her turnuva öncesi ayný senaryonun yaþanýyor olmasýndan, fena halde gýcýk kapýyoruz.

Yeter artýk!

***

Eskiden, ilk ya da ikinci yarýlarýnýn birinde; uyuþuk/hýmbýl/tembel futbol görüntüsünden kurtulup bazý iyi þeyler yapabiliyorduk. Son Ukrayna maçýnda olduðu gibi; 2-0’dan silkinip kendimize gelme/ isyan etme/ dirilme emareleri gösterebiliyor, bir karþý duruþ sergileyebiliyorduk. Ama önceki gece, onu dahi yapamadýk. Tam saha, tam süre, tam teslimiyet... Ýnsanýn onuruna dokunuyor. Yeter artýk!

***

Santraforsuz çýkmak niye?... Emre Mor’dan santrafor çýkarmak, þapkadan tavþan çýkarmak giriþimidir. Ortaya tavþan filan da çýkamadý. Ýzlandalý futbolcularýn hepsi uzun boylu, diri, mücadeleci ve fizik üstünlüklü isimler. Sende benzer kimlikli Tolga Ciðerci’den baþka emsal isim yok. Adamý niye ilkonbire almýyorsun... O girdi de bir þey mi oldu, hayýr ama; gene de onu ilk düþünecek öngörüye sahip olmalýydýn.

Görüyorsun ki, futbolcularýn ilk yarýda fecinin de ötesi bir futbol sergilemiþ... Ýnsan devre arasýnda uyarmaz, gayrete gelmelerini saðlamaz, iyi oynama isteði aþýlamaz mý? Hani hocamýz, futbolcularýný en iyi þekilde motive eden, gaz veren, “Hadi aslanlarým, yürüyün çocuklarým” diye kükreterek oynatan bir kiþiydi. Ne oldu? O yeteneðini kaybetti mi?

Bu kadar renksiz, bu kadar çaresiz ve bu kadar zevksiz bir takýmýn hocasý olarak; birlik, düzen ve disiplinini bile saðlayamadýnýz. Gruplara, çetelere, kliklere ayrýldýk. Maçlardan çok, milli takýmdan uzaklaþtýrdýðýnýz isimlerin yarattýðý kaos ortamý konuþuldu. Her turnuva öncesi, mutlak bir rezalet yaþýyoruz. Bu kaçýncý?...

Yeter artýk!