Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

Yetti artýk ‘…. Bey!'

Yazýnýn baþlýðýndaki hitab þekli, tek bir kiþiyi muhatab almýyor. Bazýlarý böyle denilmesini zorlar bazan.. Üstelik, benim hâfýzamda ayrý bir yeri var.

***

42-43 sene öncelerde, bir yayýn organýnýn sorumlusu olarak çalýþýyordum.

Þimdi hayatta olmayan bir ‘büyüðümüz’ün, bir dergi çýkarmakta olan bir arkadaþýmýz için saðda-solda, aðýr suçlamalar ettiðini duyuyordum.

Birgün, 75’lerinde, aksakallý bir kiþi geldi..

Büyüðümüz’le aralarýnda, özellikle de son 100 yýlýn siyasî ve içtimaî mes’eleleri üzerinde epeyce sohbet oldu... Ben daktilo baþýnda, bir yazýyla meþgulüm, ama sohbeti de dinliyorum.

O kiþi kalkýp giderken, durakladý ve ‘Haa, … Bey, bir de (….filanca) için, ‘Yabancý odaklarýn oyuncaðý..’ gibi laflar ediliyor, ne dersin?’ deyiverdi.

Sorunun muhatabý olan ‘büyüðümüz’, hiç beklemeden, ‘Evet, öyledir.’ dedi

Adamcaðýz dehþete kapýlmýþçasýna gözlerini açarak, ‘Pekiy, delili var mý bunun?’ diye sordu...

O da, ‘Tabiî..’ dedi ve (hattâ, þimdi yok olmuþ) bir Avrupa devletiyle irtibatýnýn olduðu’ gibi iddialarda bulundu. Ben de þaþýrmýþtým..

Yaþlý adam, bir an durdu.. Ve sonra cebinden bir kimlik çýkardý.. Ve ‘… Bey, ben onun babasýyým, üç çocuðum var, onlara haram lokma yedirmemek için bütün dikkatimi harcadým.. Þimdi, bunun delilini göster, onun cezasýný bizzat ben vereceðim..’ dedi.

***

Þimdi n’olacaktý?

‘Büyüðümüz’, beklemediði bir durumla karþýlaþmýþtý. Biraz durakladýktan sonra dedi ki: ‘Bey amca siz bir babasýnýz.. Bunun delilini size gösteremem.. Çünkü, Ýslâm, özellikle de aile efradý arasýnda düþmanlýklarý önlemeye daha bir itina gösterir. Nitekim, sahabeden Ebu Cendel, müþrikler cephesinde olan babasý Suheyb’e karþý savaþmak istediðinde, Hz. Peygamber, ona, izin vermedi.. Ben de bu belgeleri sana gösteremem..’

Adamcaðýz, Ýslâm’ýn ilk yýllarýndan getirilen ve düþündüren bu örneði de dinleyince.. ‘Pekiy, aðabey..’ dedi ve yýkýlmýþçasýna bir havada gitti.

***

8-10 dakikalýk bir sessizlikten o ‘büyüðümüz’e dedim ki: ‘Aðabey, ben o arkadaþýn ne babasýyým, ne kardeþi.. O zaman bu delilleri ben görmek istiyorum.. Çünkü, sevdiðimiz bir arkadaþ ve her yerde görüþüyoruz..‘

‘Büyüðümüz’, ne mi yaptý o zaman?

Yaptýðýmýz iþin rekabete gelir tarafý yok, Allah kahretsin bu iþi.. (!!??)dedi.

Evet, ticarî veya meslekî bir rekabetti, o aðýr iftiranýn sebebi!!. Üstelik de, ayný dâvanýn içinde gözüküyorlardý.

2-3 gün sonra o arkadaþýmýz geliverdi, o mekâna.. Ve, ‘Yetti artýk, …. Bey!.’ deyip, çok sert ve hakarete varan aðýr ifadeler içeren bir nutuk irad edip gitti.

Ýki hafta kadar sonra da o çalýþma mekânýndan ayrýldým.

***

Hata, insanlar içindir.. Her insan, hata yapabilir, ama, ayný dâva ve hareketin içinde olduklarý düþünülen insanlarýn bazan öyle falsolu davranýþlarý olur ki, bunlar hele bir de tekrarlanýp duruyorsa, en sabýrlý olanlara bile, ‘Yetti artýk, … Bey!’ dedirtir.

Dün Tayyib Bey’i dinlerken, ayný hareketin içindeki büyük ekseriyetin tepkisini hissedip, o büyük kitleler adýna da, onun da, ‘Yetti artýk, … Bey!’ noktasýna geldiði kanaatine vardým.

***

Söz konusu ‘… Bey’i 1978’lerden tanýyorum..

Samimî, kibar, hassasiyetlerimiz konusunda dikkatli olduðu gibi özelliklerinden söz edilen bir avukat ve siyasetçi idi. Taa baþýndan beri de Erbakan’ýn yanýnda idi.

2001’de, Anayasa Mahkemesi tarafýndan ‘irticaî faaliyetlerin odaðý olmak’ gibi mâlum ve alýþýlmýþ gerekçelerle Fazilet Partisi de kapatýlýnca, yeni parti olarak önce SP kurulmuþtu. önce..

O sýrada, Frankfurt yakýnlarýna Hanau’da Millî Görüþ’ün tertip ettiði ve binlerce kiþinin katýldýðý bir toplantýya, bu ‘…. Bey’ de dâvet edilmiþti. Orada yaptýðý konuþmada, ‘Bir hedefe gitmek için bir vasýta varsa, ikincisine gerek yoktur..’ diyerek Erbakan’ýn baðlýlarýný rahatlatmýþ, Tayyib Bey’in kuracaðý söylenen partiye gitmeyeceðinin iþareti sayýlan bu konuþmasýyla çok alkýþlanmýþtý. Ama, Erbakan’a, SP’nin Genel Baþkanlýðý kendisine verilirse, bölünme olmayacaðýný söylemiþti. Erbakan ise, bu isteðe kulak asmamýþtý.

O da Tayyib Bey’in yanýna gelmiþti, son anda..

3 Kasým 2002 Seçimleri’nden AK Parti tek baþýna iktidara gelince, Meclis Baþkaný seçilmiþti.

***

Genel olarak beðenilen bir isimdi..

Ama, yýllar ilerledikçe, Tayyib Bey’le ters noktalarda olduðunu hissettiren açýklamalar yaptý. Tayyib Bey net bir tavýrla karþýlýk verince, birkaç kez, ‘Sayýn Baþbakan haklý..’ diyerek kendi yanlýþýný kabullenmek gibi bir tevâzu da sergiledi.

‘Çözüm Süreci’ günlerinde ‘Dolmabahçe Mutabakatý’ denilen bir metnin açýklanýþýnda takib olunan usûl ve uslûbun Tayyib Bey tarafýndan reddedilmesi üzerinde, ‘…. Bey’, Tayyib Bey’e bühtan etmek mânâsýna gelen sözler söyleyince, Tayyib Bey’le arasýnda belki de ilk ciddî serinlik meydana gelmiþti..

Daha sonraki yýllarda, F. G. tarafdarlarýna yönelik tutuklamalar üzerine, haksýzlýklar yapýldýðý gerekçesiyle, ‘Cübbemi giyip savunmalarýna girmeye mecbur edecekler beni..’ gibi laflar etti. F.G. hareketi ile yakýn irtibatý olduðu iddialarý da devamlý gündemde kaldý; o hareketi, kendisi de bazan suçladýysa bile, üzerindeki o ibham perdesini atamadý.

***

Bu arada, ‘Ben’ demeye aðýrlýk vermeye baþlamýþtý. ‘Ben, AK Parti’nin vicdanýyým, benim bir özgül aðýrlýðým var..’ gibi kendi kendine makamlar verdiði gözlendi. Aslýnda, bu sözlerin kendisine yakýþmadýðýný kendisi de bilecek irfana sahib birisi idi.

Tayyib Bey onu yine de, ‘Cumhurbaþkanlýðý Yüksek Ýstiþare Kurulu’ üyeliðine getirmiþti.

Bu beyefendi, son olarak da, ‘Gezi Hadiseleri’nin finansörü olmakla suçlanan ‘O. Kavala’ isimli kiþinin ve 7-8 Ekim 2014’deki ve 40 kadar insanýn öldüðü büyük gailenin, Kobani Hadiseleri’nin azmettiricisi olmakla suçlanan S. Demirtaþ’ýn niçin serbest býrakýlmadýðý’ndan yakýnýyor ve Demirtaþ’ýn yazdýðý ve ‘kürd insanýnýn çektiði acýlarý’ anlatan bir kitabýnýn adýný da vererek reklamýný yapýyor ve onun etkisinde kaldýðýný söylüyordu.

Bu satýrlarýn sahibi ki, saðlýk elemaný olarak yaklaþýk 7 yýl yaþadýðý o bölgeleri yakýndan tanýyan birisi olarak, iddia edebilirim ki, Demirtaþ’ýn yazdýklarýndan daha derin acýlarýyla yaþamýþ, derinden hissetmiþ birisiyim ve biliyorum ki, Tayyib Bey de, devlet arþivlerinin elinde olmasý hasebiyle benim bildiklerimden daha fazlasýný biliyor.

***

Ve nihayet, dün, Tayyib Bey, ‘…Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan kimi bireysel açýklamalar ile yeni bir fitne ateþi yakýlmaya çalýþýldýðýný görüyoruz. Geçmiþte birlikte çalýþmýþ olsak bile hiç kimsenin þahsî açýklamalarý hükümetimizle, partimizle iliþkili hale getirilemez. (…) Teröre bulaþmýþ, terörle el ele kol kola yürüyenler bizim temasta olduðumuz kiþiler olamaz. Þu anda yargýnýn tasarrufu altýnda olanlar, Yasin Börü'lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliâmýnýn failleri, Tayyib Erdoðan ve dâva arkadaþlarý tarafýndan asla savunulamaz.’ diyordu.

***

Tayyib Bey’in dünkü konuþmasý, kendisiyle dâva arkadaþlýðý iddiasýnda bulunanlarýn o konularda öyle yaklaþamýyacaðý açýsýndan kesin bir ihtar ve sanýyorum ki, büyük kitlelerin de hislerine tercüman olarak, ‘Yetti artýk, …. Bey!’ mahiyetindeydi.

Umarým ki, bu ‘….Bey’, geçmiþte yaptýðý gibi ve amma son bir kez, ‘Tayyib Bey haklý..’ deyip mes’eleyi kapatýr.

Yoksa, sebep olacaðý fitnelerden kendisi de piþman olacak bir hassasiyettedir ve kendisine de yazýk etmiþ olur. Hiç kimse vazgeçilmez deðildir ve mezarlýklar, ‘Ben olmazsam.. ‘ diyenlerle doludur.

***