YGS'de başarısızlığın nedeni bilgi eksikliği değil sınav kaygısı

YGS telaşına girenlerin önündeki en büyük engel sınav kaygısı. Öğrencinin belleğine kaydettiği bilgiler kaygı başgösterdiğinde zihinden siliniyor. Kaygıyla baş etmeyi öğrenmeyen çocuk başarısız oluyor.

Mart ayı dert ayı derler ya. Malum dertlere bir de YGS telaşı eklendi. Ebeveynler çocuklarının geleceği ne olacak kaygısını yaşıyor, öğrenciler de ‘acaba anne-babamın emeklerinin karşılığını verebilecek miyim, arzu ettiğim başarıyı yakalayabilecek miyim’ kaygısını. Aslında ikisi de anlaşılabilir kaygılar. Ancak bir noktadan sonra zarar verici olmaktadır. O yüzden sınav süreçlerinde hem ebeveynlerin hem de çocukların kaygılarını kontrol etmeyi öğrenmeleri çok mühimdir.

Kaygı birçok olumsuz duygu gibi gerek ruhsal gerekse zihinsel performansı düşürür. Bir insan olması gerekenin üstünde bir kaygı yaşıyorsa başta konsantrasyon ve dikkati sürdürme olmak üzere birçok zihinsel işlevi bloke olmaktadır. Sözlü için tahtaya kalkıp çok iyi bildiği halde aşırı kaygıdan bildiklerini unutan öğrencileri hepiniz duymuş veya bir şekilde görmüşsünüzdür. İşte orada yaşanan şey aşırı kaygıdan kaynaklanan dikkat zayıflığı ve buna bağlı olarak hatırlama zorluğudur. Yani bir öğrencinin çok çalışarak belleğine kaydettiği bilgileri hatırlayabilmesi dikkat performansı ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla başta aşırı kaygı olmak üzere dikkati zorlaştıran her şey hatırlamayı da zorlaştırır ve öğrencinin sınav performansını azaltır.

Psikolojilerini dikkate alın

Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda büyük oranda dikkati sürdürme ve hatırlama problemi gözleniyor. Bazı çocuklarda küçük yaşlardan beri var olan ve gözden kaçırılmış bir dikkat sorunu olabiliyor. Çocuk anlamada, dersi dinlemede, derse çalışmakta zorlanabiliyor, kendisini yetersiz hissedebiliyor, başaramama kaygısı yaşayabiliyor ve sonuçta ya ders çalışmayı tamamen bırakıyor ya da aşırı kaygılı bir çalışma sürecine giriyor. Bazı çocuklarda da başlangıçta bir dikkat problemi olmayabiliyor. Aşırı baskı, eleştiri, yüksek beklenti ortamında büyüyen bu çocuklar, yetersizlik düşüncelerine kapılıp yapamayacağı endişesi yaşayabiliyor, derslerden sıkılıyor ve başarısız olabiliyorlar. Bu çocuklarda derse ilginin azalması dikkati de etkileyebiliyor ve başarısızlık daha da derinleşebiliyor. Sınav kaygısı yaşayan bir çocukta sebebi tam olarak tespit edebilmek için ruhsal değerlendirmenin yanında mutlaka dikkat ve zihinsel performans ölçümlerinin yapılması gerekmektedir.

Yapılması gerekenler

Çocukta bir dikkat problemi tespit edilirse ilk iş onu “Kognitif Rehabilitasyon Programı” adını verdiğimiz bilgisayarlı çalışmalarla desteklemek gerekir. Dikkat problemi ileri düzeyde ise dikkati güçlendiren ilaçlarla desteklenmelidir. Yine ruhsal sebepler üzerinde çalışmak hem çocuğun kaygısını azaltacak hem de zihinsel performansını artıracaktır. Bu konuda daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi EMDR terapisi kısa sürede sonuç alınan ve çok etkin bir yaklaşımdır. Birkaç seanslık uygulamalarla sınav stresinin ortadan kaldırılması mümkün olabilmektedir. Ebeveynlerin sınav süreçlerinde ders veren hocalardan istifade ettikleri kadar sınav kaygısı konusunda uzmanlar bireylerden de faydalanmaları önemlidir. Var olan potansiyeli en üst noktada kullanabilmenin püf noktası duyguları kontrol edebilmektir.