Yıhdılar galamızı sürdüler balamızı

Dert mende yara mende” diyor ya Kerkük türküsü. Aynen öyle. Kerkük şimdilerde dert küpü olmuş kan ağlıyor. 

Kerkük, Arap Kürt ve Türk nüfusun yüzyıllar boyu bir arada yaşadığı bir İslam şehri.

Amerika’nın işgalinden sonra Arap nüfus çekilmiş, şehre Kürt nüfus kaydırılmıştı!

Şu anda çoğunluk Kürtlerde.

Şehri nizami ordu olarak Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimine bağlı Peşmerge kuvvetleri koruyor.

Polis teşkilatı ise Türkmenlerin elinde.

Ne var ki Kerkük şu anda İran’a bağlı  Şii Bedr Kuvvetlerinin tehdidi altında zor günler geçiriyor.

***

İran doğrudan devrim muhafızlarına bağlı halk orduları (el’Haşd eş’Şa’bi) eliyle bölgeye açıkça müdahale ediyor.

Daha önce bu köşede yazmıştım.

İran Devrim Muhafızları Komutan Vekili General Hüseyin Selami demişti ki “Irak, Suriye ve Yemen’de İslam devrimine bağlı halk orduları vardır ve bunlar Lübnan Hizbullahı’nın birkaç katından daha fazladır. Irak’taki İslam devrimine bağlı halk ordusu Lübnan Hizbullahı’nın on katı kadardır. Suriye’de İran İslam devriminin fikir ve değerlerine bağlı halk güçleri vardır. Yemen’deki Husilere bağlı Ensarullah Cemaati de İran İslam devriminin değerlerine bağlılıktan hareketle Lübnan’daki Hizbullah’ın misyonunu yürütüyorlar.”

Türkiye’yi Suriye’nin iç işlerine karıştığı için tenkit edenler İran’ın bu fiili müdahalesi karşısında suskunlar ne hikmetse!

İşte İran’a bağlı bu Şii milisler Peşmerge’nin Kerkük’ten çekilmesini istiyorlar.

Yani gizli saklı bir şey yok açıktan Kerkük’ü istiyorlar.

***

Boğaz keserek dünyanın dikkatini üzerine çektiği için kamuoyunun öfkesi IŞİD’in (DAEŞ) üzerinde ama bu Şii milislerin onlardan geri kalır yanı yok.

Nuri Maliki’nin yıllarca süren mezhepçi politikaları Irak’ı bir mezhep kavgasının içine sokmakla kalmadı IŞİD gibi radikal örgütlerin palazlanmasına da zemin hazırladı.

Maliki’nin mezhepçi politikalarına karşı Türkiye’nin yaptığı uyarıları dikkate almayan batı şimdilerde Türkiye haklıymış demeye başladı.

Obama’nın birkaç gün önce yaptığı itiraf gibi konuşma Türkiye’nin dört senedir ikazlarının tekrarı gibiydi.

Oysa radikal örgütlerin zuhurunda Maliki’den önce asıl sorumluluk Amerika’nın omuzlarındaydı.

***

Amerika işgali Irak’ın İran’a teslimiyle sonuçlandı.

İran yanlısı hükümetlerin takip ettiği mezhepçi politikalar, Sünnileri ötekileştirmekle yetinmedi. Tutukladı, hapsetti, gasp etti. Irak Sünnileri’ni isyana zorladı. IŞİD’e zemin hazırladı.

IŞİD’in Musul’u işgaline varan isyan günlerini hatırlayacaksınız. Bizim konsolos personelimiz de rehin alınmıştı.

Musul hâlâ IŞİD’in elinde.

Buradaki IŞİD zannetmeyin ki hepsi değişik ülkelerden gelen militanlardan oluşuyor.

Irak’ta IŞİD’i eğiten donatan idare eden askeri beyin Saddam’ın ordusundaki Sünni subaylar ve askerlerden oluşuyor. Gerilla savaşı yapan bir örgütün şehirleri işgal etmesinin arkasında böylesi bir gerçek yatıyor.

Bu da maalesef Amerika ve İran politikalarının sonucudur.

***

Hülasa Kerkük Şii milislerin ve IŞİD’in tehdidi altında çok zor günler geçiriyor.

Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani geçen hafta Türkiye’deydi!

Türkiye, Kerkük’te “Türkmenin, Arabın, Kürdün birlikte yaşayacağı özel bir statüde” olması politikasını gütmektedir.

1920-1971 yılları arasında Irak’ı işgal eden İngilizler de ellerini bu topraklardan çekmiş değiller.

Senaryoyu onlar yazıyor IŞİD, İran ve ABD oynuyor.

Oyunbozanlık yapan sadece Türkiye.

***

Sözü yine bir Kerkük türküsüyle bağlayalım:

Yıhdılar galamızı/Sürdüler balamızı

Daha can boğazdayken/Çekdiler salamızı

Ah Kerkük yüz ah Kerkük/Her zaman yüz ah Kerkük

Ölseydim düşmeseydim/ Men senden uzah Kerkük