Yık da... Kendi tabuna niçin dokundurtmuyorsun?

İfade özgürlüğünü (!) ve dayanışmayı (!) çok seven Cumhuriyet gazetesi, bu kez saldırıya uğrayan Charlie Hebdo dergisiyle dayanıştı ve iki tam sayfasını bu derginin bazı ürünlerine ayırdı. (Hemen söyleyeyim: Kötü ürünlerdi. “Mizah” adına da sefaletti. Bizim Leman’cı ve Penguen’ci takımı daha başarılı işler çıkarıyor. Üstelik, koskoca Charlie Hebdo dergisinden, seçe seçe, alt göndermeleriyle faşizmi yücelten ve “öteki”nin mutlak kötülüğüne işaret eden karikatürleri seçmişler. Bir kez daha anladık ki, gerçekten de “hepiniz” Çarliymişsiniz...) 

Editörün sunuş yazısını beğendim:

Özetle, “Çok dikkatli bir seçme yaptık... Kutsala hakaret eden ürünlere yer vermedik” deniyordu ve bence örnek bir yayıncılık tutumu sergileniyordu.

Fakat gazetenin iki yazarı bu hassasiyeti gözetmedi, Peygamberimizi olumsuz bir şekilde resmeden Charlie Hebdo dergisinin kapağını köşesine taşıdı.

Kıyamet de bunun üzerine koptu işte...

Kopar!

Kopsun da ayrıca.

İnsanlar, inandıkları dinin peygamberini türlü kılıklarda resmedilmiş görürlerse ve bu güya hicvetme çabasını inançlarına ve kutsallarına yöneltilmiş saldırı sayarlarsa, kıyameti koparırlar.

Bu hassasiyete saygı duymak zorundasın.

İnanmasan da, saygı duymak zorundasın...

İnanma biçimlerini geri, ilkel ve yoz bulsan da saygı duymak zorundasın...

Efendim ifade özgürlüğü...

Böyle bir ifade özgürlüğü yok...

Senin ifade özgürlüğün, “öteki”nin sınırlarında biter.

Dine ve dince kutsal sayılan değerlere küfretmek suçtur. Laik Cumhuriyetinizin yasalarında bile böyle yazıyor... İnananları aşağılayamazsın. İnanma biçimlerini yargılayamazsın. Kutsala küfredemezsin. Ayrıca kutsalın nerede başladığına, nerede bittiğine sen karar veremezsin.

Efendim, amacımız saygısızlık yapmak değil, “din” adına sergilenen tabuları yıkmak

Sana ne!

Başkasının inancından tabu üretip, bir de bunu yıkmaya kalkışmak senin üzerine vazife mi?

Başkasının tabusunu yıkmaya bu kadar meraklısın da, kendi tabuna niçin dokundurtmuyorsun?

Laiklik karşıtı bir tek görüşe yer veriyor musun gazetende?

Bir tek Atatürk eleştirisi yayınlıyor musun?

Kutsal kitap Nutuk’a tek söz söyletiyor musun?

Efendim, biz “aydınlanma” taşıyıcılarıyız... Çağdaş ve ilerlemeciyiz. İstiyoruz ki, insanlar dinin karanlık yüzüyle tanışsınlar, karanlıklarda boğulmasınlar.

Sana ne!

Ben aydınlanmacı ilericiliğinize karşı “dinin karanlıklarında” boğulmak istiyorsam sana ne, ötekine ne, Charlie Hebdo’ya ne, Hikmet Çetinkaya’ya ne, Ceyda Karan’a ne!

Neye inanıp inanmayacağımıza siz mi karar vereceksiniz?

İnsanlık için iyinin, doğrunun ve “aydınlığın” ne olduğunu siz mi belirleyeceksiniz?

Bakın, müftünüz İhsan Özkes ne diyor: “Biz bütün peygamberlere saygılıyız, saygısızlık göstermek inancımıza aykırıdır. Ancak Peygamberimize de saygı gösterilmesini bekleriz. Dolayısıyla Türkiye’de yaşayan tüm Müslüman kardeşlerimizin incitilmemesi konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesini bekleriz. Peygamberimize dil uzatılmasını asla ve kat’a kabullenmediğimiz gibi birileri dil uzattı diye de onlara vahşet uygulanmasının ve öldürülmelerinin karşısındayız.”

Bitti!

Hiç değilse, İhsan Özkes ferasetine sahip olun!

HAMİŞ:

İfade özgürlüğü için Charlie Hebdo dergisiyle dayanışan Cumhuriyet gazetesi, dayanışma gerektiren muhataralı dönemlerde ortalıktan toz olmuş bir gazetedir. Kayıtlara geçsin.