Gülen camiasýnýn tarihe not niteliðinde davranýþlarý oldu. 28 Þubat sürecinde “Baþörtüsü füruattýr” deyip, üniversitelerde baþörtülerin çýkarýlmasý ve “direniþ çözücü rol”e soyunulmasý bunlardandýr. O dönemin baþörtüsü mücadelesinde bu çözücü rolün ne kadar yaralayýcý olduðunu bilen bilir.
Fethullah Gülen’in üstelik Doðan medyasýný kürsü olarak kullanýp, Erbakan Hoca’ya yönelik “Çekil çaðrýlarý” bunlardandýr. O dönem Yeni Þafak’taki sütunumda yazdýðým “Seni seviyoruz savunan adam” yazýsý bir yandan kurulu düzenin despotlarýna karþý isyaný dile getirirken, diðer yandan da, Camia’nýn bu tavrýna karþý kalbi tepkiyi seslendiriyordu.
Bunlar, Ak Parti iktidarlarý döneminde, hemen tüm islami camialarýn birlikte göründüðü süreçte, belki biraz da Ak Parti’nin Refah’tan farklýlaþma olayý yaþandýðý için sorgulanmadý, unutulmasý tercih edildi.
Camia’nýn tarihe not niteliðindeki olayýna, “Paralel yapý” olgusu ile bir baþka vahim not düþüldü.
Bu yapýnýn varlýðý, ilerde Ergenekon-Balyoz davalarý sebebiyle yazýlacaktýr. Orada Camia’nýn Yargý-Emniyet içindeki varlýðý, Türkiye’nin askeri vesayetten kurtulma iþtiyakýna denk düþmüþ ve “Varsýn olsun” yaklaþýmý ile kabule þayan görülmüþtür. O zaman da “Paralel yapý”problem miydi, evet problemdi. Hatýrlýyorum o zaman Cemil Çiçek, Camia’nýn “Ýktidarýn kucaðýna emri vakiler koyduðunu” söylüyordu. O dönem Paralel Yapý, Türkiye’de “Askeri Vesayet” de bir baþka paralel yapý niteliðinde bulunduðu ve ondan kurtulmak çok daha çetin olduðu için kabul görmüþtü.
Sonra Paralel Yapý, bizzat kendisine yapýlanma imkaný veren siyasi kadroyu vurmaya yöneldi ve Cami adýna yeni bir “Tarihe not” süreci devreye girdi.
Ýster Hakan Fidan’ýn MÝT Baþkanlýðýna Ehud Barak’la birlikte gösterilen tepkiden baþlasýn, ister Mavi Marmara’dan, ister Ýran’la baðlantý kurma ve “mut’a isnadý yapma” hesaplarýndan, 17-25 Aralýk operasyonundan, 30 Mart, 10 Aðustos seçimlerinden.... Camia’nýn bu döneminin çok özel ve vahim bir nitelik taþýdýðýnda kuþku yok.
Ve 7 Haziran seçimleri...
Yapý bu seçimleri Ak Parti’yi ve Erdoðan’ý vurma vesilesi haline getirmek istiyor; bu çok açýk.
Bunu herkesten, her partiden, hatta dünyada Erdoðan’a karþý amansýz düþmanlýk yapan her odaktan daha çok istiyor.
Görsel medyada açýklýyorlar, yazýlý medyada yazýyorlar:
- Ak Parti’ye zinhar oy yok, geriye kalan herkese oy vermek için kendinize göre gerekçe üretebilirsiniz. CHP ve HDP dahil. Herkesin oy vermek için bir gerekçesi bulunabilir, diyor, üstelik bu gerekçeleri sayýp dökmeyi de ihmal etmiyorlar. (bkz. Veysel Ayhan, Zaman 26 Mayýs, s.24)
Camia, bu noktada bugüne kadarki tüm seçimlerde Ak Parti’ye destek veren milyonlarca oydan farklýlaþtýðýný bilmiyor, görmüyor olamaz.
Bu cümleyi neden kurdum?
Ak Parti’ye oy veren milyonlarýn sosyo-kültürel yapýsýný görmek ve Yapý’nýn iþte o kitle ile farklýlaþtýðýný, ondan koptuðunu, baþka dünyalarýn savaþçýsý haline geldiðini ifade etmek için...
Erdoðan’ý ve Ak Parti’yi devirmenin, bu ülkede ve dünyada sevindireceði odaklara baktýðýmýzda, Camia’nýn nasýl bir zemin kaybý yaþadýðýný görebiliyoruz. Amerika’da, Avrupa’da bazý odaklarla birlikte vuruyor Camia Erdoðan’a, içerde bugüne kadar islami hiçbir duyarlýlýðý olmayan, üstelik Erdoðan-Ak Parti karþýtlýðý, bu iktidar döneminde islami alanda geliþmeler olmasýndan kaynaklanan çevrelerle birlikte vuruyor...
Sorsam:
- CHP ile Yapý’nýn misyonu nerede kesiþiyor? Ýmam Hatip Okullarýnýn boynuna yeniden ip geçirilmesi misyonunda mý?
Sorsam:
- HDP ile Yapý’nýn misyonu nerede kesiþiyor? HDP’nin iktidar olacaðý bir Türkiye’de eþcinsel evliliklere izin verilecek olmasýnda mý?
Ortada sadece bir kin var ve o kinin içinden çýkmýþ çýlgýn bir tavýr var.
Bu tavýr tarihe yazýlýr ve hiç þüphe duyulmasýn ki hatýrlanýr. Hele bu seçimde Ak Parti iktidarý bir zaaf geçirirse, bunda Yapý’nýn yýkýcý rolü çok çok öne çýkar. Yapý belki bu rolden çok mutlu olacaktýr, “Ýþte bizim gücümüz, bize toslayan böyle olur” türünden çýkarýmlar yapýlacaktýr. Ama o rolün bu coðrafyanýn mazlum mü’minlerinin yüreðinde nasýl bir yýkýma denk düþtüðünü de tarih yazacaktýr.