Yýldýrým, Merkez Sað Ruhuna Sahip Çýktý
2013 Ekim ayýnda yazdýðým iki ayrý köþe yazýmda Ege Bölgesinin karakteristik merkez sað özelliklerinden bahsetmiþ ve Ege’nin merkez sað karakterinde bir deðiþim yaþanýp yaþanmadýðýný ve merkez saðýn temsiline deðinmiþtim.
Köþemde dile getirdiðim görüþlerimden birkaç paragrafý hatýrlamak için alýntýlýyorum.
“…Ege, Demokrat Parti ile bütünleþen, örtüþen bir seçmen kitlesine sahipti. Demokrat þahlanýþýn ana merkezi Ege Bölgesi idi; çünkü Demokrat Parti, Ege’den doðmuþ bir Ege ve Türkiye hareketiydi. Ege Bölgesi de kendi içinden doðan bu hareketi en fazla sahiplenen bölge olmuþtu….
…Þimdi yeni bir seçim baþlýyor. 2014 Mart ayýnda yapýlacak olan yerel seçimlerde gözler yine merkezinde Ýzmir olan Ege Bölgesi’nde olacak. Ege Bölgesi’nde tarihsel süreç deðiþecek mi? Demokrat Parti ruhuna hangi kent daha çok sahip çýkacak? “
Ekim ayýnda henüz hiçbir aday daha gündeme gelmemiþti. Þimdi Ege Bölgesi baþta olmak üzere Türkiye’nin genelinde partilerin adaylarýnýn büyük çoðunluðu netleþti. Ýzmir’de beklendiði gibi Binali Yýldýrým aday oldu. Þimdi bunlarý neden dile getirdim. Eski UDH Bakaný ve Ýzmir Büyükþehir Belediye Baþkan adayý Binali Yýldýrým’ýn Ýzmir’de ilçelerde nasýl bir aday profili ile halkýn huzuruna çýkacaðý merakla bekleniyordu. Açýklanan listeler incelediðinde aday profillerinde Binali Yýldýrým’ýn büyük bir çoðunlukla merkez saðý temsil eden isimlere yer vererek Ýzmir’de yeniden merkez sað ruhunu diriltmeye özen gösterdiðini gördüm. Listenin okumasýný en azýndan kendi adýma böyle gördüm.
Elbette teþkilatýn, üyelerin gönlünden farklý isimler geçebilir. Tercihlerde her zaman yanýlsama payý olabilir. Bu bütün partiler için geçerlidir. Ancak genele baktýðýnýzda Yýldýrýmýn, merkez sað ile anýlan veya geçmiþte DYP- ANAP çizgisinde yer alan isimlere özellikle yer verdiðini düþünüyorum. Burada amaçlanan merkez saðýn mirasýna ve sermayesine sahiplenmedir. Bu strateji doðru bir tercih midir? Kiþisel kanaatim doðru bir tercihtir. Merkez saðý temsil eden bir partinin bu insan kaynaðýný görmezden gelmesi düþünülemezdi.
AK Partinin Ýzmir’de merkez sað ile anýlan çok güçlü isimler arasýndan tercih yapmakta zorlandýðýný düþünüyorum. Mesela tercihlerde yer bulamayan Bilal Doðan gibi çok sayýda ismin ileri de bir þekilde deðerlendirileceði fikrini taþýyorum. Siyasetin uzun soluklu bir yürüyüþ olduðu unutulmamalýdýr. Ama ayný zamanda bir teþkilatýn kendi mensuplarýna karþý vefasý da unutulmamalýdýr. Karþýlýklý olarak ‘Sadakat-Vefa’ kelimelerinin siyasette önemli olduðunu düþünüyorum. Bu ikisi arasýnda önemli bir denge vardýr.
Elbette beklentisi yüksek olan ama ismini listede göremeyen veya teþkilatýn beklediði isimlerin dýþýnda tercihler olmuþ olabilir. Bunlar siyasette her zaman vardýr. Ama gerçek olan bir parti mensubunun küskünlük yerine partisine hizmet etmesidir. Sabýr bazen kendisine ödül olarak dönecektir. Bunun siyasette örnekleri çoktur. Unutmamak gerekir ki siyaset boþluk kabul etmez ve küsenlerin, gidenlerin yerini mutlaka doldurur.