Yine yazarken utandýðým bir konuyu yazmak zorunda kalýyorum.
Yazacaðým konu, insanlýða karþý iþlenen nefret suçu.
Aktörlerinden biri kendine gazeteci diyen Yýlmaz Özdil diðeri de kendine sosyal demokrat diyen Kemal Kýlýçdaroðlu.
Hedef ölen mazlum insanlar ve ölümden kaçýp Türkiye’ye sýðýnan Suriyeliler
Kendine gazeteci diyen Yýlmaz Özdil’in nefret suçlarýný burada sýralarsak baþka þeyler yazmaya sýra gelmez.
Hemen hemen toplumun her kesiminden insaný sadece kendisi gibi düþünmediði için pervasýzca aþaðýladýðý, hakaret ettiði yazýlarý arþivlerde duruyor. Merak eden girsin Hürriyet arþivine baksýn.
Size sadece bundan önce yazdýðý bir yazýda Soma’da ölen 301 madenci için ‘hak ettiler’ diye yazdýðýný hatýrlatmam yeterli olur herhalde. Bu arkadaþýn nasýl yazdýðý hakkýnda fikir vermesi için yeterli olacaktýr.
Özdil Hürriyet’en ayrýlýp Sözcü’ye geçtikten sonra bulunduðu yere ayak uydurup seviyeyi iyice düþürdü, hakaret oranýný artýrarak yazmaya baþladý.
‘At sahibine göre kiþner’ misali yeni patronun gözüne girmek için seviyeyi düþürdükçe düþürdü.
Temel hedefi olan Tayyip Erdoðan ve AK Parti hükümetine saldýrmak için yazdýðý yazýlarda önüne gelene aðýr hakaretler etmesi, içinde büyüyen ve hastalýk derecesine gelen kin ve nefret duygusudur.
Bundan dolayý konu ne olursa olsun, hangi kesimden insan olursa olsun, bir þekilde Tayyip Erdoðan ve AK Partiye baðlýyor ve bu insanlara pervasýzca aðýr hakaretler ediyor.
Ýþlediði nefret suçlarýndan asla utanmýyor, tam tersine bu insanlýk suçlarýný iþlemekten gurur duyuyor.
Böylesi bir kafanýn yazdýðý Kobani ve Suriye yazýlarýnda sýðýnmacýlara, ölen insanlara hakaret etmesine þaþýrmadým.
Evet, bu sefer de hükümet politikalarýný eleþtirirken Suriyeli sýðýlmacýlara aðýr hakaret etti.
Bu insanlara ‘Ýran ajaný, Esad’ýn tetikçisi, ne idüðü belirsiz iki milyon Suriyeli’ diyecek kadar çýðýrýndan çýkarak hakaret etti.
Bu insanlarýn ölmemesi için sýnýrlarý açýp insani yardým yapan yetkilileri eleþtirmek için ise ‘Anlayana davul zurna saz.Anlamayana sazý soksan az’ diyecek kadar iðrençleþmekten sakýnmadý.
Simdi siz bu zatýn yazdýklarýna köþe yazýsý, fikir yazýsý diyebilir misiniz?
Bu nefret suçunu iþleyen Yýlmaz Özdil hakkýnda Irkçýlýða ve Milliyetçiliðe DurDe Platformu üyesi bir grup ‘hakaret, suç iþlemeye tahrik, halký kin ve düþmanlýða tahrik veya aþaðýlama, ayrýmcýlýk’ gibi suçlardan dava açýlmasý talep etti.
Dava açýlýr mý açýlmaz mý bilmiyorum ama Yýlmaz Özdil toplum nezlinde zaten bu insanlýk suçlarýndan mahkûm edilmiþ biridir.
Gelelim kendine sosyal demokrat diyen Kemal Kýlýçdaroðlu’na.
Aslan sosyal demokrat Kemal Kýlýçdaroðlu katýldýðý canlý yayýnda kendisine sorulan ‘’Kobani’yi nasýl görüyorsunuz?’’ sorusuna “Suriye’nin bir topraðý, benim orayla bir baðým yok, bizi ilgilendirmeyen bir yer” diyor. Soru soranýn þaþkýn bakýþlarý arasýnda “1.5 milyon Suriyeli mülteciyi almak vatana ihanettir” diyor.
Bu da bizim sosyal demokrat bir partinin genel baþkaný öyle mi?
Ölümden kaçarak bize sýðýnmýþ insanlara insani yardým vermek hangi siyasi düþünceye göre ‘vatana ihanet’ suçudur Kemal Kýlýçdaroðlu?
Aylardýr ateþ atýnda bir terör örgütünün zulmüne muhatap, bir katliamla karþý karþýya olan yaný baþýmýzdaki bir yer hangi ahlak kriterine göre bizi ilgilendirmez?
Bu söylemlerin Yýlmaz Özdil’in söyleminden bir farký var mý?
Kendine sosyal demokrat diyen bir partinin genel baþkaný insanlýða karþý nefret suçu iþler mi Kemal Kýlýçdaroðlu?
Ne gazetecilik, ne politikacýlýk ne de insanlýða sýðmaz bu söylemler.
Yýlmaz Özdil ile Kemal Kýlýçdaroðlu’nun söyledikleri unutulmayacak!
Sizler yaptýðýnýz baþarýlý iþlerinizle deðil ama iþlediðiniz bu nefret suçu ile hep hatýrlanacaksýnýz
