2500 TL’lik Atatürk kitabý.
Basit düþünüyorum.
Bir insan Atatürk ile ilgili kitap yazabilir mi?
Yazabilir.
Ayný insan Atatürk ile ilgili bir kitapla yetinmeyip her yýl ismini deðiþtirerek yeni kitaplar yazabilir mi?
Yazabilir.
Tarihi bir þahsiyetle ilgili hiç kaynak göstermeden tarihi bir kitap yazabilir mi?
Bilimsel olmaz ama yazabilir.
Peki bu kitabý 2500 TL’den satabilir mi?
Müþterisini ikna ettikten sonra isterse 250 bin TL’den de satabilir.
Peki bir kiþi bir kitabý 2500 TL ödeyerek satýn alabilir mi?
Para sahte olmadýðý sürece, çalýntý kredi kartýyla almadýðý sürece hiçbir engel yok.
31 Temmuz 1951'de çýkarýlan 5816 numaralý Atatürk’ü Koruma Kanunu’nda da bu yapýlan ticari giriþimciliðe mani bulunmuyor. Kanunda sadece Atatürk’e hakareti önlemiþ o dönem bu kanunu yazan hukukçular. Ýstismar, sömürü gibi durumlara herhangi bir yaptýrým yok.
Yapýlabilecek tek þey 23 Ocak sabahýný bekleyip görmekti. Ýnsanlarýn böyle bir istismara prim vermemelerini ummaktý. O da olmadý.
Kitap bir ticari giriþimcilik örneðidir. Bir sosyal pazarlama hikayesidir.
Yýlmaz Özdil iyi bir pazarlamacý ve iyi bir ürün geliþtirmeci olduðunu göstermiþtir. Zaten bugün yazdýðý yazýda kitabýn imalat kalemlerini adeta bir Kapalýçarþý halý satýcýsý (ki iki tarafý da aþaðýlama yoktur bu cümlede) gibi “Bu halýyý dokuyan çocuk kör oldu, onun ameliyat masraflarý da dahil 2500 TL”vari cümlelerle anlatmasý da bunun ispatýdýr.
Burada deðinmeyeceðim ama kaynaksýz ve ismini deðiþtirerek ayný kitabýn benzerlerini periyodik olarak piyasaya sürmesi okuyucu profili açýsýndan da pek çok fikir vermektedir.
Sadece profil açýsýndan deðil, Özdil’in okuyucusunun profilini nasýl gördüðünü de gözler önüne sermektedir.
Bize de saygý duymak düþer.
Nikah memurunun nikahý kýyarken dediði gibi, “yapýlan incelemede bu evliliðe mani bir durumun olmadýðý görülmüþtür, sayýn Yýlmaz Özdil, gelini öpebilirsiniz.”