Yine bir þiir...

Devlet büyüklerinin edebiyata ve özellikle þiire yaptýklarý atýflar, onlarýn medeniyet baðlamýndaki köklülüklerinin delilidir. Devletin kurucu unsurlarýndan olan dil’in þahikasýdýr þiir. Þiir, yüklendiði derdi taþýmanýn bir imkaný olarak, ayný zamanda anýtsal bir anlama da dönüþür. Hafýza ve bilinç, þiirin saðlam bedeniyle diri kalýr, zamanýn tüm yýpranmalarýna karþý...

Azerbaycan’ýn gür sesi Bahtiyar Vahapzade (1925-2009), dert ve dava sahibi olan bir þairdi. Allah rahmet eylesin. Liseli günlerimizde onu tanýmak, derdine kulak vermek, þiirsel aþkýný iþitmek nasip oldu. Türk Edebiyatý Vakfý’nda, Ahmet Kabaklý Hocanýn davetiyle geldiði edebiyat þölenlerinde onu heybetli mýsralarýyla tanýrdýk. Sovyetler Birliði’nin baskýcý yönetimi altýnda kimliklerini kaybetmek istemeyen milletlerdendi Azerbaycan halký da, þiir onlar için zevkten de öte çýkýþ ve varoluþ yoluydu...

Vahapzade gibi Cengiz Aytmatov’u, Mustafa Abdülcemil Kýrýmoðlu’nu da gençlerle buluþturan bir edebiyat-fikir muhiti olarak Türk Edebiyatý Dergisi’nin ne kadar önemli bir iþlev gördüðünü bügünden bakýnca daha net farkediyorum. Eski Türkiye’nin böyle bir derdi olmazdý, yani Azeri þiirine, Kýrgýz romanýna, Balkan þarkýsýna, Kýrým aðýtýna yabancýydýk biz. Ýçe kapanmýþlýk esastý. Öyle zannediyorum ki ne Bahtiyar Vahapzade Bey ne de Kabaklý Hocamýz, Türkçe þiirin gücünün, günün birinde diplomatik bir tartýþmada boy göstereceðini hesap ederlerdi...

Cumhurbaþkanýmýz, edebiyata düþkün ve þiir okumayý seven bir lider ve onun okuduðu þiirler, hayatýnda hep birer dönüm noktasýna tekabül ediyor. Okuduðu þiirlerin bedelini ödemiþ bir siyasetçi o... Bakü’de, Karabað’ýn Azadlýk Töreni’nde okuduðu son þiir de Ýran açýsýndan bir diplomatik sarsýntýya yol açtý...

Erdoðan’ýn, okuduðu þiirde Ýran’a dair tek bir kelime dahi geçmiyordu ama, Ýran, her nasýlsa, Vahapzade’ye ait bu þiirin kendisine karþý okunduðunu düþünüyordu... Dýþ Ýþleri Bakaný Cevad Zarif’in haddini zorlayarak attýðý tweeti defalarca okudum, gerçekten anlam veremedim... Ne olmuþtu da Karabað’ýn Azadlýk Töreni, Ýran Dýþ Ýþleri’nin zoruna gitmiþti... Ýran herhalde, iþgalci Ermenistan’ýn tarafýný tutacak deðildi. Hem zaten kendi nüfusunun 1/3’i Azeri deðil miydi, kendi halkýnýn hissiyatýna kulak vererek Azerbaycan’ýn yanýnda yer almasý gerekmiyor muydu? Ýran’ýn, Amerika ile bir olup Ermenistan’ýn yanýnda duracaðý yerde, Türkiye ile bir olup Azerbaycan’ýn yanýnda durmasý gerekmez miydi?

Bunlarýn hepsini bir tarafa býrakalým. Türkiye, tüm dünyada Ýran’ýn ABD tarafýndan yalnýzlaþtýrýlmasý müeyyidesine karþý çýkan tek ülke deðil miydi? Yaptýrýmlarla kuþatýlmýþ Ýran halkýna her zaman dost olmuþ bir Türkiye’den söz ediyoruz. Þimdi ne oldu da zaman ve devran döndü... Türkiye, Ýran’a siper olurken iyiydi de, þimdi Ýran niçin huzursuzdu, Türkiye’nin Azerbaycan ile dostluðundan, niçin kaygýlýydý?

Diplomasinin kralýný bilen Ýran, Dýþ Ýþleri Bakaný aracýlýðýyla diplomatik açýdan nezaketsizlik timsali olan bu paylaþýma niçin izin veriyor? Yoksa ABD’ye ve yeni hükümet kurmuþ Biden’a Türkiye karþýtlýðý üzerinden mesaj mý veriliyor?

‘’Dünya 5’ten büyüktür’’ þeklindeki meydan okumanýn saðlamasý, Azerbaycan’ýn Karabað’ýn özgürleþmesi için verdiði aziz mücadeleyle ortaya konuldu. Bu ibretten ders alarak, bölgemizde birlik, beraberlik ve esenlik dolu bir geleceði hep birlikte hedefleyebiliriz.

Ýran ve Türkiye, gerginleþerek deðil iyi münasebetlerle ve dayanýþmayla çok daha güçlü çýkacaktýr Orta Doðu hakkýnda gýyapta yapýlan sinsi planlamalardan...