Anlaþýlan bu iþin çok gideri var Avrupa’da. Oysa CPJ bile hazýrladýðý tutuklu gazeteciler raporlarýnda dünyanýn bu konudaki karnesini çýkarýrken ‘yaptýðý meslek nedeniyle tutuklanan gazeteciler’ diye bir ifade kullanýr. Bunu da elbette Can Dündar çok çok iyi bilir. Mesela kendisiyle ilgili durum. BBC’de yayýnlanan Hard Talk’ýn deneyimli sunucusu Stephen Sackur, Can Dündar’ýn gözünün içine baka baka demedi mi; “Hayýr yapýlan þey bütün geliþmiþ ülkelerde suçtur” diye. Þimdi çýkmýþ elinde beþ metrelik bir kaðýt, ‘iþte tutuklu gazetecilerin listesi’ diye dünyaya Türkiye’yi basýný baskýlayan bir diktatörlük rejimi gibi sunmaya çalýþýyor. O listeyi, Adalet Bakanlýðý verileriyle karþýlaþtýrdým. Dündar’ýn gazeteci dediði kiþilerden biri iki ayrý eylemde 2 polis ve 1 askeri þehit etmiþ. Bir diðeri Ýstanbul'da 3 jandarma erini þehit etmiþ, bir polis otosuna saldýrmýþ. Bir baþkasý Hozat'ta biri binbaþý üç askerin þehit edildiði iki ayrý terör saldýrýsýna katýlmýþ. Gazeteci bunlar. Silahlý yaðma ve 17 býçak darbesiyle bir kiþiyi öldüren de var, kira borcunu ödemesini isteyen ev sahibini býçakla yaralayan da. Bu demek deðil ki, hiç tutuklu gazeteci yok!. Keþke olmasa. Ama o adam boyu listeyle algý oluþturmaya çalýþan Can Dündar isimli sahtekarýn satmaya çalýþtýðý gibi deðil tablo.
UEFA’nýn Euro 2024’ü için aldýðý karar sonrasý, tanýtým filmine NusrEt’in tuz dansýnýn konmasý çokça eleþtirildi. Bu sütunun okurlarý bilecektir ki, bu nimete saygýsýz þahsiyeti en sert eleþtiren adam benim. Fakat bir gerçeði de söylememiz lazým. NusrEt, marka bilinirliði bakýmýndan dünyada çok üst sýralara gelmiþ oturmuþ durumda. Üstelik bendeki gibi negatif algý da yok insanlarda. Herkes gayet sempatik buluyor. Bana sorarsanýz filmin en çekici kýsmý, NusrEt’in o bilinen hareketini yaptýðý kýsýmdý. Ayrýca sahiden aranýzda jürinin kararýný verirken tanýtým filmine bakýp etkilendiðini düþünen var mý? Eðer öyle düþünüyorsanýz, vay halinize.
Dün Posta gazetesinden Oya Çýnar nefis bir Cemil Ýpekçi söyleþisi yapmýþ. Keyifle okudum. Bir dönem açýktan destek verdiðini söylediði Erdoðan’ý daha sonralarý çok sert eleþtirmeye baþlamýþtý. Hatta çýkýp açýkça; ‘yanýlmýþým, sanatçý hayaliymiþ bendeki’ falan demiþti. Þimdi ise bir kez daha ‘tek çare Erdoðan’ diyor. “.Tayyip Bey’in en azýndan daha iki yýl bu ülkenin baþýnda olmasý lazým. Diðer liderlere bakýnca hiçbirinin bu ülkeyi ayaða kaldýramayacaðýný görüyorum. Daha beter yerin dibine götürebilirler..” Yalnýz, bakýn dikkatli okuyun ifadeleri. Aslýnda Ýpekçi, Erdoðan’ý politik olarak sevmez, birbirimizi kandýrmayalým. Eskiden de sevmezdi. Burada CHP’nin kendi kitlesine yaþattýðý bir umutsuzluk var. Bunun farkýnda da deðiller ne ilginç ki.
Emrah Karaduman’ýn BombarDuman albümünü dinliyorum son günlerde. Albüm muhteþem. Çocuk bu iþi biliyor. Hangi þarký hangi aranjeyle çýkarsa dillerden düþmez, çözmüþ. O albümde bir Aleyna Tilki performansý var. Dipsiz Kuyum. Þarký tutunca ortalýk bir anda karýþtý. Bergen’in ‘Yýllar Affetmez’, Ümit Besen’in ‘Senden Öðrendim’ ve Zeki Müren’in ‘Þarkýlara Sordum’ isimli eserlerine benziyormuþ. Mesam bilim teknik kurulu ‘eserlerin nakarat kýsmýnda benzerlikler var’ diye rapor verdi. Bence de benziyor. Fakat bu o þarkýnýn araklama olduðu anlamýna gelmez. Bazen besteciler eserlerini ortaya çýkarýrken sýkça dinlediði müziklerin de etkisinde kalýrlar. Bu da tamamen böyle bir durum. Mahkemeye gittiðinde zaten benzerlik 8 mezur altýnda sample düzeyinde kalacak ve dava düþecek. Bunu kendileri de biliyor. Biraz rahat býrakýn da artýk dinleyelim aðýz tadýyla.