Yok olan devletler

Yaþadýðýmýz bölgede, çok ciddi bir sorunla karþý karþýyayýz: “Arap dünyasý” içinde bir dönem güçlü devlet yapýlanmalarý ve ordularýyla geliþmelere yön verme yeteneðine sahip üç devlet buharlaþýyor!..

Suriye’deki durum bellidir. Ülke, yaþadýðý aðýr yýkýmla birlikte, iç savaþýn sonucu ne olursa olsun, uzun yýllar kendini toparlayamayacak hale geldi.

“Demokrasi” hedefli Amerikan dýþ müdahalesi ile karþýlaþan Irak, bir Sünni-Þii savaþýna adým adým ilerliyor.

Herkesin büyük umutlar ile takip ettiði Mýsýr, yaþadýðý bölünme ile “yok olma” tehlikesiyle karþý karþýya...

Irak’ta Ýran yanlýsý Þii Baþbakan Nuri el-Maliki’nin, Sünni ve Kürt gruplar ile tüm baðlantýsý kopmuþ durumda. Stratejik Felluce’de Sünni aþiretlerin üyeleriyle hükümet ordusu arasýndaki çatýþmalar týrmanýyor, Sünni’ler, Maliki’nin gitmesi için baþlattýklarý gösterileri sürdürüyorlar. Sünni dini ve aþiret liderlerinin son dönemlerdeki açýklamalarýnda Maliki’yi, Ýran tarafýndan atanmýþ bir kukla olarak deðerlendirmeleri, bu ülkedeki köprülerin atýldýðýnýn en önemli iþareti...

Ýsrail devrede

Suriye’de Amerikan, Avrupa Birliði, Rusya ve Çin’in iþbirliði ile sergilenen katliam, sonunda, Baas ordusunun elindeki kimyasal silahlarýn kimin eline geçeceði sorusuna geldi, dayandý. Ýsrail en yüksek düzeyde alarmda, kimyasal silahlarýn, Lübnan’daki Ýran yanlýsý Hizbullah’ýn eline geçmemesi için gerekirse askeri müdahalede bulunacaðýný açýkladý. Ýddialar, 12 Ýsrail savaþ uçaðýnýn bu müdahalelerden ilkini gerçekleþtirdiði yönünde. Batýlý ve Ýsrailli istihbarat kaynaklarýna dayanan haberlerde ise söz konusu kimyasal silah depolarýna, El-Kaide savaþçýlarýnýn çok yaklaþtýklarý belirtiliyor. Suriye artýk yok, ama kimyasal silah depolarý orada. Bu silahlar yanlýþ ellere geçip, býrakýn kullanýlmayý, kullanýlma riski doðduðu anda bölge bir cehennemdir!..

Mýsýr’da korkunç senaryo

Mýsýr’da, “laik” liberal/sol kesimin, Müslüman Kardeþler’in temsilcisi olarak makamda oturan Cumhurbaþkaný Mursi yönetimine karþý baþlattýklarý sokak gösterilerinde akan kan, demokrasiye geçiþ sürecindeki ülkeyi “olaðanüstü hal” uygulamasýna kadar getirdi. Süveyþ, Port Said, Ýsmailiyye gibi kentlerde ilan edilen sokaða çýkma yasaðýna halkýn bilinçli olarak uymamasý, Mýsýr’ýn yaþamakta olduðu kaosu göstermesi açýsýndan önemli. Ekonomi batmýþ, sefalet yükselmiþ durumda.”Aðýr senaryoyu” ise en yüksek makamlar, “Mýsýr devletinin ortadan kalkmak üzere olduðu” uyarýlarýyla yazýyorlar.

-  Bu geliþmeler, Ýsrail’in, Arap Devrimi sürecinde yaþadýðý güvenlik endiþelerini rahatlatan, Batý Asya’yý Ýran-Ýsrail hattýnda þekillenen bir hesaplaþmaya yönelten yapý taþýyor. Akan kan, esas olarak Arap ulusunun kanýdýr. Bu kandan faydalanmak isteyenler bölgeyi, sonunda kendilerinin de büyük yýkýmlar yaþayacaðý çýlgýnlýða sürüklüyorlar.

Türkiye’nin durumu

Türkiye’nin Kürdistan özerk yönetimi ile kurduðu çok özel iliþkinin, dört farklý cephede rahatsýzlýk yaratmasý ilginç: Bu geliþmeden Ýran’ýn rahatsýz olmasý Ankara’da doðal karþýlanýyor, çünkü Irak’taki Sünni’lerin yanýnda pek çok aklý baþýnda Þii siyasetçi ve lider de Türkiye ile baðlarýný güçlendiriyor, geliþme, Ýran’ýn Irak üzerindeki planlarýna aðýr darbe niteliðinde. Ayný bölgede yerleþik olmaya kararlý Ýsrail, huzursuz. Avrupa Birliði soðuk. En ilginç tepki ise Amerika’dan gelen, “bu politikanýz Irak’ý bölebilir” yönünde olan. Bu tepkiler, Türkiye’nin “Kürt sorunu”nu çözme yönünde attýðý kararlý adýmlarýn da ne ölçüde önemli olduðunu bir kez daha gösteriyor.

ÞANGAY BEÞLÝSÝ: Tabii ki, bir NATO üyesi ve AB tam üyelik sürecindeki ülke olarak Türkiye’nin bir anda rota deðiþtirmesi söz konusu olamaz. Baþbakan Erdoðan’ýn “bari Þangay Beþlisi’ne üye olalým” þeklinde özetlenebilecek son açýklamasýný Avrupa Birliði’ne sert uyarý olarak deðerlendirmek gerekiyor. Avrupa baþkentleri Ankara’nýn yaþadýðý rahatsýzlýðý not aldýlar. Açýklamayý biraz, dönemin ABD Baþkaný Johnson’un 1964 yýlýnda Kýbrýs konusunda Türkiye’ye gönderdiði kaba mektuba dönemin baþbakaný Ýnönü’nün, “dünya yeniden kurulur ve Türkiye o dünyadaki yerini alýr” yanýtý kývamýnda görmekte yarar vardýr. “Müttefiklerin kabalýklarý karþýsýnda” bu üslup, aslýnda bir gelenektir.