Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Yoksa, CHP elini taþýn altýna mý koyuyor!

Siyasette gerilim ve çatýþma için ne kadar yol varsa, uzlaþma ve sükunet için de bir o kadar vardýr.

Mesela...

Önceki gün, CHP’ye BDP ile birleþmeyi öneren Baþbakan dün CHP Genel Baþkaný’nýn Kürt sorunu temalý görüþme talebine önyargýlý olmadýðýný söyleyebiliyor.

‘Önyargýlý deðilim. Peþin bir kararým da yok. Ýstifade edebileceðimiz bir paketle geliyorsa o zaman bunu biz de deðerlendiririz, istifade ederiz. Beraber yapmamýz gereken çalýþmalar neyse bu çalýþmalarý yaparýz. Bütün mesele üzümü yemektir, bizim baðcýyla iþimiz yok’’

Biraz geriye gidelim; 2009’a kadar.

O günlerde Baþbakan’ýn muhalefetten istediði Kürt meselesinde çözüm giriþimlerinin siyasi malzeme yapýlmamasý ve atýlacak adýmlarýn topluma bir dehþet üslubuyla yansýtýlmamasýydý. Verdiði örnek de Ýngiltere’nin ÝRA ile Ýrlanda sorununun çözümünde sergilediði mutabakattý.

Ýngiltere’de Muhafazakar Parti, Ýþçi Partisi’nin çözüm giriþimini sabote etmedi; Ýþçi Partisi de Muhafazakarlarýn baþlattýðý süreci devam ettirmekte tereddüt etmedi. Blair, selefi Major’ýn daha önce ayný istikamette adým atmýþ olmasýný kompleks yapmadý. Böyle olunca da atýlan her adýmda “vatan haini” suçlamasý yapanlar sadece marjinaller oldu ve bir kýymet ifade etmediler. Zira, toplum sorunun önemini kavradý, siyasal merkez sabote etmediði için de Blair hükümeti anlaþmalarýn altýna imza atarken arkasýndan hançerleneceði duygusunu yaþamadý.

Elbette Türkiye’nin Kürt sorunu ile Ada’daki ÝRA konusu ayný deðildir. Karþý karþýya bulunduðumuz problem daha derin ve daha kanlýdýr. Ancak, sonuçta dünyanýn en çetrefilli meselesinin çözümü de sonuçta ustaca bir yönteme baðlýdýr. Ebediyen o sorunla yaþanamayacaðýna göre herkesin kendisini iyi hissedeceði bir ortak buluþma noktasý üretebilmek gerekir. Türkiye’ye de yaraþan budur. Yeniden kan, yeniden silah, yeniden gözyaþý yerine...

Kesin olarak bildiðimiz bir þey varsa o da Baþbakan Erdoðan’ýn adý zaman zaman deðiþse de Kürt meselesini çözmek istediðidir. Demokratik açýlým sürecinin onca sabotaj ve siyasete yaralayýcý saldýrýya raðmen hala masada olmasýnýn sebebi de budur.

10 yýla yaklaþan iktidar günleri, Erdoðan’a bu problem çözülmeden Türkiye’nin rahat nefes alamayacaðýný defalarca göstermiþtir. Hem içeride hem de dýþarýda...

Samimi adýmlar attý ve çoðu sadece bu nedenle haksýzlýða da uðradý. Çözüm ihtimali belirdiði zamanlarda bir yanda Kürt þahinlerinin öte yanda Türk þahinlerinin ne kadar provokatif olabileceðini gördü.

Erdoðan siyaseti, yýllardýr Kürtler adýna yapýlan siyaseti ve yürütülen terörün gerçek gündemini ortaya çýkarmýþtýr. Öte yandan, devlet içinde sorunun devamýndan iktidar üreten kesimlerden, meþru siyaset alanýnda dökülen kanýn devamýný kendine nimet sayan partilere kadar herkesin pozisyonu da artýk çok iyi bilinmektedir.

Adýný koyalým... Kürt sorununun çözümü için bir paket hazýrlayan ve Erdoðan’la görüþmek için randevu talep eden CHP de uzun yýllar çözümü baltalamak için acýmasýz bir siyaset yürütmüþtür. Üstelik, en kritik aþamalarda, siyasal desteðin en gerekli olduðu zamanlarda bile engelleyici tutumunu gündemlik siyaset ve sokak malzemesi yapmaktan geri durmamýþtýr.

Herþeye raðmen, siyasal çeliþkileri iðnelemek akan kanýn durdurulmasý umudundan daha deðerli olamaz.

Bugün, CHP’nin de çözüm noktasýna gelmesi ve bunun için siyasal iþbirliði çaðrýsý yapmasý; yani kendisini buna mecbur hissetmesi son derece önemlidir. Yeni bir aþamadýr ve bu partiyi çözüm bloðuna dahil etmek için bu giriþim mutlaka deðerlendirilmelidir. Çünkü, Türkiye’nin Kürt sorunu tecrübesi gösteriyor ki bu aðýrlýðýn kaldýrýlmasý için birden fazla elin taþýn altýna girmesi þarttýr.

 

Özellikle de bir yandan anayasa yazýlýrken...