Evvelkelam, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve iletiþim üzerine bir þeyler söylemem lazým. Daha önce de mevzu etmiþtik. Diyanet personelinin ‘iletiþim’ konusunda yetkinlik sahibi olmasý ve bu anlamda bir ‘vizyon’ üretmeleri gerektiðini; baþta sayýn baþbakanýmýzýn bu konuda, özellikle gençlere hitap edebilecek bir ‘iletiþim’ stratejisi geliþtirmeye ön ayak olmasý konusunda. Dijital ve yeni medya zehirlenmelerine karþý, ‘Diyanet’in bir panzehir olmasý gerektiðini, yeni medya ve dijital alaný sahiplenmesinin elzem olduðunu söylemiþtik. Yavaþ yavaþ bu anlamda iyileþtirmeler yapýldýðýný görmek gerçekten de sevindirici. Bu konuda, bir iki þey daha söylemek isterim. Birincisi, il müftülerinin artýk en az doktora derecesi almýþ olmalarý gerekiyor. Müftülerin akademik bakýþ açýlarýnýn kaliteyi artýrmasý açýsýndan bu önemli bir geliþme. Diðer konu ise, benim için can alýcý olaný, personelin iletiþim becerilerinin birkaç saatlik seminerlerle halledilemeyeceði gerçeðine vakýf olunmasý. Bu konuda çok ciddi bir ön hazýrlýk yapýlmasý gerektiðinin anlaþýlmasý. Ýletiþimin bir ihtiyaç olduðunu görmeleri ve diyanet personelinin bu ihtiyacý hissetmesi gerçekten de çok sevindirici. Din iþlerini organize etmek, fetva vermek ve diðer önemli görelerinin yaný sýra, elbette, ‘iletiþim’ yapmak da çok önemli. Zira iletiþimin olmadýðý yerde neler olabileceðini görüyoruz. Web sitelerinde görülen bir buton/sayfa olmaktan öteye gidemiyor da bazýlarýnda. Görev yaptýklarý yerlerin çevresinde bulunan her yapýdaki insanla iyi iletiþim kuran din görevlilerini hayal ediyorum. Çok güzel manzaralar geliyor gözümün önüne. Zaten iletiþim kurulabilen yerde güzellikler vardýr. Sürdürülebilir iletiþim, güzelliklerin de devamýnýn geleceðinin garantisidir. Ülkemizin en ücra köþelerine kadar yayýlmýþ din görevlileri çevresindekilerle iyi iletiþim kurabilirlerse, tam teþekküllü psikiyatri kliniðinden raporlular ‘hoca’ diye prim yapabilir mi?
Baca Temizleyiciliði Meslek Yüksek Okulu
Ülkemizde bazý kamu kurumlarýnýn iþlevleri, hatta varlýklarý ciddi anlamda sorgulanmalý. Neden var? Ne iþ yapar? Ne iþe yarar? Örneðin YÖK.
Neyse ki, YÖK’ün bir açýlýmý var da anlayabiliyoruz biraz. Yüksek Öðretim Kurumu. Yüksek kýsmýný anlamak mümkün, öðretimi de az çok anlayabiliriz, ama ‘kurum’ kýsmýnda biraz kafalar karýþýyor. Bunun için diðer bir kamu kurumu olan Türk Dili Kurumu’ndan destek almak zorunda kaldým, bir numaralý açýklama ‘Ocak bacalarýnda biriken veya çevrede savrulan kalýn is’... Manidar geldi, ben de kurum yerine ‘kalýn is’ diyeceðim. Neden diyorum biliyor musunuz? Birincisi bu ‘kalýn is’ þeddeli sýkýntýlý bir dönemin, 80 darbesinin bir ürünü. Ürün diyorum zira, darbe laboratuvarýnda üretilmiþ bir þey. Saðlýk Bakanlýðý zaman zaman ‘sakýncalý ürünleri’ ifþa ediyor ya, hani bu YÖK denen ürün de gýda alanýnda olsa ifþa edilecek cinsten. Bu ürün, darbe ekicilerinin istekleri doðrultusunda akademisyenlere yabancý dil dayatmalarýyla da meþhur. I know KungFu. Her akademisyen ‘kata’ çizebilmeli, en az ‘2. Dan’ seviyesinde olmalý, ‘ Saholin Tapýnaðý’na denklik verilmeli filan gibi. Neyse. Bir de bu ‘kalýn is’ sürekli ve ciddi ölçülerde þikayet alýyor. Þimdi, 28 Þubat maðdurlarýna bir maðduriyet daha. Formasyon haklarý iken bunu vermiyor. Ýlahiyatçý maðdurlar þimdi de ‘formasyon’ maðduru oluyor yüksek müsaadesizlikleriyle. Sadece Çukurova Üniversitesi hariç. Neden hepsi deðil de, sadece ÇÜ. Neden sadece ÇÜ’ye kontenjan açtýrarak bu formasyon eðitimini aldýrýp, diðer maðdurlar ‘yok’ hükmünde sayýlýyor. Adalet ne zaman back in town? Yazýnýn burasý Ýngilizce bilen akademisyenler içindi. Yakýnlýk meselesi mi bu ÇÜ takýntýsý ya da nüfuz meselesi mi? Bu ‘formasyon’ maðduriyetinde adaletli davranmak gerekirken, özellikle 28 Þubat gibi önemli bir konuda, bunu çözmeye yanaþmamak nedir? Mesele de bu, kamunun bu ‘kalýn is’lerinde elinizdeki yetkileri ‘adalet’ üzere kullanmýyorsanýz ya da görevi olmasý gerektiði gibi üstlenemiyorsanýz, bu görevi idare edebilecek, bu iradeyi gösterebilecek kiþiye býrakmak deðil mi?.. Ne YÖK’müþ arkadaþ, yýllardýr maðdur üretmekten baþka bir þeye yaramýyor, adaletin bacasýný týkamakta ‘çetin cevizler’, o baþka. Eh, YÖK’ü de ‘kalýn is’ kaplamýþ, bir temizleyici þart. Belki ÇÜ’de bilacele ‘Baca Temizleyiciliði Meslek Yüksek Okulu’ açýlýr, müfredata da bir de ‘KungFu’ dersi eklerler, derslere de merhum Bay Miyagi girer, mesele hallolmuþ olur.