Hayat denilen yolculuk her zaman tuhaftýr. Neyi planlayýp hesap ederseniz edin, sürprizlerle karþýlaþabilirsiniz.
Türkiye yavaþ yavaþ deðil, hýzla bir yol ayrýmýna doðru ilerliyor. Bu yolun baþýnda hesaplar böyle deðildi. Beklentiler bambaþkaydý. Þimdi gelinen nokta ise çok ama çok farklý.
Bu coðrafyada adýna gerçekten devlet denilebilecek birkaç ülkeden birisi Türkiye. Tarihten gelen tecrübesi, birikimi, ne kadar sahip çýkamasak bile geleneði ile farklý bir yerde duruyor daima.
Bu tecrübe ve gelenek, devletin tepesinde ortaklýk kabul etmiyor. Eski ve güzel ifadesiyle ‘saltanat tecezzi kabul etmez’ ve yolunuza böyle devam edemezsiniz.
Terör ve paralel yapý gibi iki büyük tehdidin yaný sýra, küresel ölçekte karþýlýðý bulunan bölgesel sorunlarla kuþatýlmýþ durumda Türkiye. Elbette bu kuþatmayý yaracak ve yoluna devam edecek. Bunlara boyun eðecek bir ülkenin adý deðil Türkiye. Ama bunu yapabilmek için siyasi istikrara, güçlü bir liderliðe, devlet içinde uyuma ve ortak bir akla ihtiyacý var.
Bu aklýn ve gücün temsilcisi Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan. Kendisine yönelik saldýrýlarýn bu denli artmasý ve çok boyutlu hale gelmesi asla tesadüf deðil. Erdoðan, Türkiye’nin geleceðinde açýk ve net bir yol haritasýna sahip tek isim. Bunun da pek çok güç merkezini rahatsýz ettiði ortada.
Paris saldýrýlarýnda, Brüksel’de patlayan bombalarda hedef alýnmasý, adeta olaðan þüpheli haline getirilmesi bu yüzden. Türkiye’nin sözüm ona Ýslam adýna ortaya çýkan birtakým karanlýk örgütlerle anýlmasýnýn nedeni de bu. Kendi tarihi, deðerleri ve Ýslam anlayýþý ile yoluna devam etme gücü ve potansiyeli olan tek Ýslam ülkesi Türkiye. Bu umudu kýrmak, yok etmek ve onu temsil eden liderliði yýpratmak; tüm bu olup bitenin anlamý.
Daha acý olan bu operasyonlar ve saldýrýlar karþýsýnda sessiz kalýnmasý. Paralel yapý dünyanýn dört bir yanýnda cirit atýyor. Ses yok, karþý lobi çalýþmasý yok. Avrupa’nýn her yerinde Erdoðan karþýtý kampanyalar giderek aþaðýlýk bir saldýrýya dönüþüyor, ses yok. Biz Erdoðan’ý muhatap almayýz diyenlere gereken cevap verilmiyor. ‘Ortadoðu’da istikrarsýzlýðýn kaynaðý Erdoðan’ diyen terör þebekesinin kuklasýna haddi bildirilmiyor.
Dokunulmazlýklar konusu, teröre destek veren siyasetçileri doðrudan ele alan bir gündeme kavuþamadý bir türlü. Öte yandan yine Erdoðan’ýn gündeme getirdiði ve son derece caydýrýcý bir ceza olan ‘vatandaþlýktan çýkarma’ konusunda henüz adým yok.
Cumhuriyet tarihinin en baþarýlý bakanlarýndan biri olan Binali Yýldýrým’a, son derece manidar bir zamanlamayla yapýlan saldýrýya ve itibar suikastýna yine ses yok. Paralel yapýnýn yeni tetikçisi haline gelen bir gazetenin, böyle bir hamleyi niye yaptýðýný soran da.
Düne kadar Suriye gibi bir soruna raðmen farklý zeminlerde oturup konuþabildiðimiz Rusya’yla iliþkilerin neden bu gerginlikte devam ettiðini sormanýn vakti gelmedi mi? Bunun iki ülkeye de zerre kadar yararý olmadýðýný görmek gerekmiyor mu? Suriye konusunda artýk muhasebe zamaný gelmedi mi?
Bir yol ayrýmýndayýz. Artýk bu siyasi tabloyla yola devam edemeyiz. Acilen sistem deðiþikliðine somut adýmlarla gitmeli Türkiye. Devlet aklýnýn sahici ve vizyoner temsilcisi olarak Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan, bu tabloyu deðiþtirecek ve dönüþtürecek tek alternatif.