YOLDAÞ ELMALAR

Ýnsanýn hastalýk zamanlarýnda yoldaþlarý oluyor. Bazen bir nesne, bazen bir arkadaþ hatta bazen bir hikâye hasta olduðunuz zamanlarda sizin elinizden tutar. Çünkü insan her zaman baðlanacak bir þey arar. 

Bizim hikâyemizdeki hasta kiþinin adý daha doðrusu hasta çocuðun adý Çaðrý. Her çocuk gibi Çaðrý da oynamak isteyen bir çocuktur. Çocuklarýn oyunlarý türlü türlü olur. Bazýsý sadece top peþindedir. Bazýsý arkadaþlarýyla beraber olan her þeye vardýr. Çaðrý ise kurmaca oyunlar oynardý. Askercilik oynar komutan olur, öðretmencilik oynar öðretmen olur. Lider olmak deðil de bir þey söyleyebilecek konumda olmak onu cezbederdi. Komutan olur askerlerine uzun konuþmalar yapar, öðretmen olunca nasihatler ederdi. Onu böyle gören bir psikolog olsa mesela; “Bu çocuðu evde konuþturmuyorlar yavrucak da kendine konuþacak mecralar arýyor.” derdi. Esasen psikologlar demese de herkes bilirdi ki Çaðrý’nýn babasý evde tek hakimdi, apartmanda yönetici, iþ yerinde müdür idi. Çaðrý’nýn babasý askerde de subay imiþ öyle söylerdi. Zaten Çaðrý’nýn babasý ne çok þey söylerdi. Çaðrý hiç evcilik oynamazdý. Oynasa mesela þöyle gölgesi aðýr bir baba olurdu muhtemelen. Ama Çaðrý her ne hikmetse evcilik oynayýp baba olmadý hiç. Bunun sebebini psikologlara býrakmayalým da biz söyleyelim. Çaðrý evde yeterince aðýrlýðýný hissettiði babasýný bir de oyununda taþýmak istemiyordu sanki. 

Çaðrý hastalandýðýnda da babasýna hemen söylemediler. Çünkü babasý otoriter sesi ve nefesiyle her fýrsatta hanýmýný suçlayan kolaycý bir adamdý. Özellikle Çaðrý annesinin laf duymasýný istemiyordu. Bolca et yedirerek, pekmez içirerek, meyvesini, sebzesini bol tutarak iyileþmesi için çabaladý annesi ve iki kýz kardeþi. Ama Çaðrý çok halsizdi. Sanki Çaðrý bir toplu iðne zemin de mýknatýs olmuþtu da tüm enerjisi çekiliyordu yürürken. 

Mahalledeki saðlýk ocaðýna götürdüler. Oradaki doktor hastasý ile göz temasý kuramayan gölgesiz bir adamdý. Mesleðinde de baþarýsýzmýþ ki verdiði ilaçlardan bir fayda bulunmadý. Çaðrý giderek kötüleþti. Ve bir sabah annesi çaresiz babaya anlattý her þeyi. Ve kýzýlca kýyamet koptu. Çaðrý’nýn babasý hiddetlendi. Hastalýða sebepler aramak yerine hanýmýný suçladý. Ama hanýmý zaten hazýrdý suçlamalara yeter ki Çaðrý iyi olsundu. 

Babasý Çaðrý’yý kucakladý ve doktora götürdü. Yanlarýnda annesi vardý. Doktorun sorularýna usul yavaþ cevaplar verdiler hem Çaðrý hem  annesi. Doktor son yorumunu yaptý. “Bu çocuk tedavi için gecikmiþ.” dedi. “Hastaneye yatmasý lazým.” diye ekledi. Hastaneye yatýrýldý. Ve hastanede tedavi süreci baþlamýþ oldu. Kaç gün kaç gece kaldýðýný bilmiyor Çaðrý. 

Hastanede oynayacaðý kimsesi olmadýðýndan Çaðrý kendince oyunlar icat etti. Mesela yemekte verilen elmalarý saklamaya baþladý. O elma bir daha elma verilinceye kadar Çaðrý’ya yoldaþ oluyordu. Çaðrý masallardan kendine oyunlar çýkarabilen çocuklardan olduðu için elmalý oyunlarý yarý masal yarý gerçekti. Onun elmayla böyle vakit geçirmesi kendi hikâyesini de doðurdu. Herkes diyordu ki Çaðrý elmayý çok seviyormuþ. Ve ziyarete gelenler elma getirmeye baþladýlar. Elmalar arttýkça Çaðrý’nýn oyun kadrosu da kalabalýklaþýyordu. Elmadan askerler, elmadan komutanlar, elmadan futbol takýmý, elmadan kaleciler. Elmalarýn kýrmýzýsý arttýkça baþarýsý da artýyordu. En kýrmýzý en gösteriþli elma general oluyordu. Yeþil elmalar ise askerdiler. 

Annesi Çaðrý ile bir anlaþma yapmýþtý. Oyunlarda türlü rollere giren elmalar, bir zaman sonra yoruluyorlardý onlarý çürümeden yemek lâzýmdý. Ve Çaðrý oynadýðý elmalarý vakti gelince güzelce yýkýyor sonra yiyordu. Elmalarýn hikâyesini de yanýnda kim varsa anlatýyordu. 

Elmalar hasta Çaðrý’ya yoldaþ olmuþtu. Çaðrý’nýn caný sýkýlmýyordu ama hastalýðý giderek arttý. Þifasý için türlü adreslere gidildi. Hekimler, hastaneler görüldü. Ýlaçlarýn bini bir paraydý. Çaðrý giderek eridi. Gittiði her yere elmalarýný da götürüyordu. Ama elmalarla oynadýðý vakitler giderek azaldý. Sonunda elmalarla oynayamaz oldu. Artýk herkes malum sonu bekliyordu. 

Çaðrý için acý son ne zaman diye endiþeyle geçen günlerin ardýndan ancak bir mucize kadar týlsýmlý bir þekilde Çaðrý iyileþmeye baþladý. Ýyileþme olur da efsanesi olmaz mý? Herkes Çaðrý’nýn iyileþmesini elmalara baðladý. “Çok elma yediði için karaciðeri güçlendi ve ayaða kalktý Çaðrý.” dediler. Bu efsaneye herkes inanmak istedi ve kolayca inandýlar. Çaðrý bile hastalýðý elma yiyerek atlattýðýna inanmaya baþladý. 

Baþta ne dedik insanýn hastalýk zamanýnda yoldaþlarý olur. Çaðrý’nýn yoldaþlarý da elmalar olmuþtu iþte. Temennimiz odur ki hastalýk sebebiyle deðil saðlýk, afiyet sebebiyle yoldaþlarýmýz ve yürüyecek bir yolumuz olur. Kalýn saðlýcakla...