Yolsuzluklar meselesi bir iktisatçý için son derece seksi bir konu. Konunun son derece serinkanlý, bireylerden, ahlaktan nispeten baðýmsýz, kurumlar, düzenlemeler üzerinden analiz edilmesi gerekiyor.
Yolsuzluk denen belayý tümüyle sýfýrlamak mümkün deðildir.
Devlet adý verilen müessese yani bürokratik karar mekanizmalarý durduðu sürece yolsuzluk denen bela dönem dönem kendini gösterecektir, kaçýnýlmazdýr.
Bürokratik karar mekanizmalarýndaki kiþilerin ahlaki kaygýlarý, düzeyleri yolsuzluk denen olguyu ancak küçük bir ölçüde azaltabilir.
Önemli olan mevzuatý, düzenlemeleri yolsuzluklarý, sýfýrlamak demiyorum, asgari ölçüye indirecek bir biçimde þekillendirmektir.
Bürokrasinin her kademesinde karar yetkisi arttýkça yolsuzluk ihtimali de artacaktýr, bunu unutmayalým.
Türkiye, unutmayalým, iyi görelim, gümrük birliði öncesi, AB müzakereleri öncesi, hatta 24 Ocak kararlarý öncesi yolsuzluklarýn daha yoðun yaþandýðý bir ülke idi, yolsuzluk sistemin adeta kendisi idi, yolsuzluklarýn yüzde doksaný yasal platformlarda, ancak yüzde onu illegal düzeyde oluyor idi.
Yasal platformda yolsuzluk olur mu demeyin, iki saatliðine terlik ithalatýna uygulanan fonlar ilgili müsteþarlýk tarafýndan sýfýrlanýp iki saat sonra da eski düzeyine yükseltilir, bu arada da bu durumu önceden öðrenen bir firma ucuz ithalat yapýp piyasada yüksek fiyatla satarsa, 80’lerde yaþanmýþtýr, savcýnýn yapacaðý pek bir þey yoktur, her þey yasal gözüküyordur.
Gelelim son günlerdeki yolsuzluk tartýþmalarýna.
Konu henüz adliye aþamasýndadýr, bir þey söylemek doðru deðildir ama meselenin özünü ilgilendiren konularda da, bir iktisatçý olarak kalem oynatmak þarttýr.
Yiðit Bulut öyle söylüyor, Halk Bankasý’nýn piyasa deðeri on milyar dolar düzeyinde imiþ.
Peki bu þirketin genel müdürü, yani Halk Bankasý genel müdürü kaç para maaþ almaktadýr?
Genel Müdürün maaþýný bilmiyorum ama muhtemelen dünyadaki tüm, deðeri on milyar dolar olan þirketlerin CEO’larýndan daha düþük bir maaþa talim etmektedir.
Üstelik bu göreve tayinle gelmiþtir ve bir kamu bankasý genel müdürü olarak elinde büyük yetkiler vardýr.
Böyle bir yapý mutlaka üretir demiyorum ama yolsuzluk üretmeye son derece müsait bir yapýdýr.
Bu alanda yolsuzluklarý asgariye indirmek istiyorsanýz kamu bankacýlýðý denen bataklýðý kurutmak, bu bankalarý hemen satmak, bu bankalar üzerinden gerçekleþen sosyal amaçlý aktarýmlarý da merkezi bütçe üzerinden yapmak gerekmektedir.
Dünkü genel müdür yapmamýþ olabilir, umarým, temenni ederim bugünkü de yapmamýþ olsun ama yarýnki genel müdürlerden biri böyle bir yapýda mutlaka yolsuzluk üretecektir zira ortam, kamu bankacýlýðý iklimi bu pis iþe müsaittir.
Gelelim tartýþýlan ikinci bir konuya, imar izinleri üzerinden gerçekleþen yolsuzluklara.
Bu konuda biraz daha kesin konuþabiliyoruz zira geçmiþte bu alanda büyük yolsuzluklar olmuþtur, herkes bilir, bugün olmamýþ ise þaþarým, yarýn da, þayet mevzuat deðiþmez ise yine olacaktýr.
Bir imar kanunumuz var, bu kanuna uygun olarak imar planlarý yapýlýyor ve tasdik ediliyorlar ama sonra da ada ya da parsel bazýnda imar planý tadilatý yapýlabiliyor.
Ýþte imar yolsuzluklarýnýn çok ama çok büyük kýsmýnýn kökeni burasýdýr.
Bürokraside, belediye meclislerinde yolsuzluk yapmayacak kiþiler aramayalým, konu çokbasit, ada ya da parsel bazýnda imar palan tadilatlarýný yasaklayalým bakýn bu alanda yolsuzluklar nasýl azalýyor.
Ama nedense, siyasi partiler sistemimiz, böyle bir ifade kullanýrken de geçmiþten günümüze tüm siyasi partileri iþaret ediyorum, ne kamu bankacýlýðýndan ne de ada ya da parsel bazýnda imar planý tadilatýndan vazgeçmiyorlar.
Hatta bu fikirleri duymak bile istemiyorlar.
Yolsuzluklar daha ahlaklý insanlarýn kilit görevlere getirilmesi ile deðil, yolsuzluk üretmeye aday mevzuatýn kaldýrýlmasý ile asgariye indirilebilir.
Baþka yazýlarda baþka alanlara, baþka örneklere de girmek isteyeceðim.